*

  • haberlerde izlediğim satıcının bunlar gaz maskelerinin yarısı dediği ve satarken "al evini koru" dediği, yarılmama sebep olan koli bandı.
  • belki kimyasal gazlar banta yapisiyodur neden olmasin diyip almayi dusundugum ama evin her yerini bu bantla kaplamak gerekirse yuz metrekarelik bir ev icin kim bilir kac koli gider diye dusunup son anda almaktan vazgectigim bant***
  • körfez savaşı yıllarında ortaya çıkmış bir olaydır.türkiye üslerini "şu"sunu "bu"sunu kullanıma açmış,ortadoğuya hatta tüm dünyaya barışı getirmeyi amaçlamaktadır.fakat bunu söyleyenlerin ve destekçilerinin ırak sınırına mesafeleri yaklaşık 1000km olduğundan gayet rahattırlar.fakat gelin görün ki bu barışçı büyüklerimizin umursamadığı kimi insanlar vardır ki ırak sınırına 3-5 km mesafede yaşamaktadırlar,ve soydaşlarının daha üç beş sene evvel yaşadığı "halepçe katliamı"nı bu sefer de onların yaşaması için hiç bir engel yoktur.barış yanlısı büyüklerimiz halkı korumak için pek kıllarını kıpırdatmadıkları için onlar da kapı ve pencereleri naylonla kapatıp "saddam bandı" ile yapıştırdılar.böylesi trajikomik bir hadise yıllar sonra tekerrür ederken bazı insaların bu olayda "mantık" aramalarında ne "mantık" var açıkçası anlamıyorum sanırım bu "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" mantığının yeni "bana dokunmayan saddam bandı bin yaşasın" versiyonu olsa gerek
  • (bkz: adana)
  • kimyasal silah prezervatifi. 1990 körfez krizinde beytüşşebapın ve belki de doğunun güneydoğunun tüm ahalisi camlarını kimyasal silahlara karşı naylon kapladıydı. şimdi de bu var. çaresizlik böyle birşey. ilçeye gelen birkaç gaz maskesi kaymakamın elinde idi. biz ise "hangi gaz nasıl kokar" "hangisinde ne tedavi verilir" konulu dersleri tekrar ediyorduk. ölürsek hangi gazla öldüğümüzü iyi bilecektik yani. aslında ben de lojmanın camlarına naylon yapıştırdıydım. belki de işe yarardı*.
  • adana'da hala herhangibir kırtasiyeden ''saddam bandı'' diyerek alınabilir.
  • yerli isi duck and cover
  • kahverengi renkli koli bandı
    uzun yıllar ben koli bandını şeffaf olan bunu da saddam bandı olarak bildim
    ha pişman mıyım hayır bazen bu şekilde hitap etmeye devam ediyorum
  • diyarbakır’da ben 6-7 yaşlarındayken, saddam diye bir adamın tüm kürtleri öldürmeye and içtiğini ve muhtemelen de bunu kimyasal bombalar ile yapacağını haber almıştık. bu adam türkiye’nin dışındaydı ama ülkenin güneydoğusuna çok yakındı. devletin sadece bazı memurlarına gaz maskesi dağıttını ama maalesef herkese yetecek kadar gaz maskesi olmadığını da duymuştuk. zaten devlet denilen şeyin bizim oralarda pek de günevinilir bir tarafı yoktu o zamanlar; saddam ile devletin anlaşmış bile olabileceğinden şüpheleniyordu herkes. babam bir gün onlarca koli bandını alıp eve geldi ve tüm pencelerimizin, kapılarımızın arasındaki boşlukları bu bant ile kapattı. tüm komşularımız da pencerelerine aynısını yapıyordu. normalde evlerde pek de kullanılmayan koli bandı bir anda çokça alınan satılan bir şeye dönüşmüştü; hatta artık herkes bu banda “saddam bandı” demeye başlamıştı. koli bandı satanlar da yine saddam’ın yaşadığı yerden gelen “peşmerge” dedikleri işportacılardı. peşmergeler iyilerden mi kötülerden mi tam emin değildim ama hayatımda öğrendiğim ilk ve anlamını bilmediğim eğlenceli bir şarkıda (wa hatın peşmergeme) geçiyordu; yani muhtemelen iyilerin tarafındaydı…

    yıllar sonra öğrendim ki; ırak’ın kuveyt’i işgal etmesiyle başlayan körfez savaşında abd, suudi ve fransızlara yenilen saddam, savaş sırasında isyan eden kürtler’den intikamını almak için planlar yapmaya başlamıştı. ve neler olabileceğini kürtler çok iyi biliyordu. yalnızca 3 yıl once 1988’de ırak-iran savaşında iran’ı destekleyen kürtlerden intikamını halepçe kentinde ilkel kimyasal gazlarla almıştı. sonuç bir kaç dakikada ölen 5000’den fazla sivil kürttü! bu haber türkiye’ye pek de net bir şekilde ulaşmamıştı. o zamanlar türkiye için “kürt” diye bir şey yoktu ve halepçe’de ölenler de kürttü! ama türkiye sınırına çok yakın bu kasabada olanlar türkiye’deki akrabalarına kulaktan kulağa ulaşmış ,yüreklerde derinden hissedilmişti. kuzeydeki, güneydeki tüm kürtler tüm dünyanın bu katliama sessiz kalmasına da çaresizce tanık olmuştu. o yüzden körfez savaşı sonrası saddam’ın yine kürtlere etmeye başladığı bu tehditler kulak arkası edilemezdi ve türkiye dahil kürtleri herhangi bir kurumun koruyacağı oldukça şüpheliydi. kaldı ki saddam’dan kaçıp türkiye’ye sığınmak isteyen kürtlerin bile çok azı ülkeye kabul edilmiş, kaderine terk edilmişti. tüm bu tehditler ve kaos karşısında türkiye’deki kürtlerin saddam’a karşı en etkili savunma aracı saddam bandıydı…

    bugün bölgedeki birçok insan gibi annem de koli bandına hala “saddam bandı” der ve ben bunu her duyduğumda çaresizlikle karışık gülümserim…
hesabın var mı? giriş yap