• bir$eyin ya da bir durumun cok yakinindan gecmek, guc bela kurtulmak.
  • icinde hic birakmamak, tamamen bosaltmak. ornek: tabagi siyirmak.
  • akıl sağlığını kaybetmiş olmak (bkz: kafayı sıyırmak)
  • argoda sallamak, atıp tutmak anlamında bir tabir. hoş, sallamak da argo.
  • tdk demişki:
    1. hızla sürtünerek bir şeyin yüzünden bir parça soymak, koparmak veya üzerini hafifçe yırtmak.
    2. sürtünerek veya çekerek bir şeyi yerinden almak, kaldırmak veya düşürmek.
    3. bir şeyin üstündeki örtüyü çekerek almak veya açmak.
    4. çekerek çıkarmak.
    5. kazıyarak, silerek üzerinde veya içinde hiçbir şey bırakmamak.
    6. çekip kurtarmak.

    böyle sıralayınca bir garip...
  • son anda olur. göz göre göre kimse kimseyi ıskalamaz.
    bunu bilse de inkar eder; çünkü hedefi 12'den vurmanın peşindedir herkes. evet sen de dahil buna.
    öbür türlüsünü gururuna yediremez çünkü, öyle dua mı olurmuş!
    halbuki başka güzellikler, değerler var hayatta, kenarda, kıyıda; skoru az da olsa.
    sanki üstün cesaret ve feragat nişanı mı verecekler performansına bakıp;
    ne zaman verecekler peki, kaçıncı rekattasın, mahşerin neresi?
    böyle böyle atıcı da kendi çaresizliğini öğrenip iri iri avcılık anılarına döner zamanla ve geçmiştekileri yüceltmeye başlar:
    şaibeye karışır şapkadan çıkan tavşanlar... bir de bakarsın, her yenide kaç eski yatar.
    yaradılıştan yaralı hayvanımız egomuz gönül telimizi titreterek şarkı söyler böylece:
    "...soomedaaaaaayyyiyy you’ll be saying the same thing... time takes away so the story is told..."
    neye yükseliyorsun ki şimdi hedef gözetmeksizin; atış talimi değil ki bu hayat.
    her şeyin bir nedeni var:
    ne denli ne de densiz insanlar.*
  • gözümün önündeki kasede, süzme yoğurttan bir beyin canlanıyor. ellerde ekmek uzanıyorlar kaseye. işte o beyin benimmiş gibi, o eller sizlerinmiş gibi ve bi gün son lokmayı kim alır bilmem ama sıyırıp son kırıntımı yutacakmışsınız gibi.
  • "tenha bir yerde karının takılarını sıyırmaya kalkışmış. boğuşmuşlar. kahpenin canı pek iğretiymiş, ne dersin, şakacıktan çıkıvermez mi? al sana on beş yıl kürek cezası..." kemal tahir - esir şehrin mahpusu

    "önce biber iğneyle delinmeli, suyu iyice süzülmeli, tohumları alınmalı, zarı sıyrılmalı, sonra sirkeli limonlu zeytinyağında bekletilmeli. sirke az, limon bol. rumeli turşusu." tomris uyar - otuzların kadını

    (bkz: sıymak), soymak, sıyrılmak
    (bkz: sıyırmış), sıyırgı
    (bkz: sıdırmak)
    (bkz: çermemek), çemremek
    (bkz: ısıran/@ibisile)
    (bkz: delirmek/@ibisile), deli/@ibisile
  • bir de kafa olarak sıyırmak var muzu soyar gibi teeek tek soyarken bi bakmışın sıyırmışın hepsini..
  • yemeğin tabakta kalan ve kaşığa alınamayan kısmını ekmeğin yumuşak yüzünü kullanarak tabağa sürtmek suretiyle tabağı bulaşık makinasından çıkmış kıvama getirmek.
hesabın var mı? giriş yap