sümeroloji

• bir arkada$imin "askere gitmeyeyim de nerde olursa okuyayim" diyerek yazip kazandigi ve giri$inin 2. yilina kalmadan atildigi bolum.
• (bkz: muazzez ilmiye çığ)
• 2-3 yılda 1 kişiyi mezun veren, tüm mezunlarını asistan yapabilen tek bölüm.
• zamanında bi arkadaşımın kazandığı bölüm. lakin en yakın akrabaları bile "o ne layn, sümürolog... şümarolog... hümerolog..." diye dalgalarını geçmişlerdi. bunalıma girdi ve gitmekten vazgeçti garibim. yazık lan çocuğa..
• an itibariyle ösym'nin sitesinde duyurusu olup kendisini bulamadiğimiz/göremediğimiz "2011-2012 öğretim yılı yükseköğretim istatistikleri" adlı kitapçığın "13. öğretim alanlarına göre lisans düzeyindeki öğrenci sayıları" bölümüne göre 2010-2011 öğretim yılı mezunu sayısı 11 olan bölüm. 2011-2012 öğretim yılındaki öğrenci sayısı ise 100'dür (yeni kayıtlar hariç).
  
  ^*
  
  ek: kitapçık, ösym sitesinde şurada.
• (bkz: veysel donbaz)
• tanım: sümer uygarlığını, sümer dilini, yazınını ve yapıtlarını konu alan, araştıran bilim dalı.
  kelimenin kökeni: fransızca
  edit: köken eklendi.
• gazi mustafa kemal atatürk'ün dinler tarihini ve dil-tarih araştırmaları için özellikle kurdurttuğu tüm dünyada en elit insanların uğraştığı ama ülkemizde alaya almak için birbirinden soğuk ve iğrenç espirilere konu olan bir bölüm
• (bkz: nafiz aydın/@yedinci samuray)
• kazandığım bölüm. içim kıpır kıpır, uzun bir aradan sonra 2. üniversitemi okuyacağım.
  
  edit: aradan 2,5 yıl geçti editi.
  
  bölümü bıraktım bu yılın başında. nedeni aslında basitti. bölüm gerçekten pür dikkat istemekte. bölüm de 2-3 ders harici mezopotamya kültürü öğrenmiyorsunuz. dilcisiniz artık dedikten sonra önünüzde bir sözlük ve çevri yapmanızı istemekte. mezun olunca türkiye'de alanda tek olan siz olacaksınız. çünkü çoğu arkadaşınız bırakacak bu bölümü. ha bu arada 21-22 senesinde sümeroloji'den bir mezun bile çıkmadı. yani ben arkadaşımın mezuniyet törenine katılırken görmedim açıkçası. hocalardan birkaçı hariç araştırmacı kişiliğe sahip, öğretmeyi pek sıcak bakan birileri değiller.
  
  hepsinden de önce bir sahneye tanık olmuştum, dtcf ana binanın 3. katında gerçekleşmekte bu olay. hocama bir kaynağı soracaktım. yanına gittim ve kaynağı soracaktım fakat beni acayip tersledi hem de bayağı irite edici seviyede terslemekten bahsediyorum. sinir olup çıkmıştım. sigaram nerde yahu diye montumun cebini arar iken, o sırada gözüme koridorun karşı tarafına ilişti. bir hocamız kendi öğrencisi yanına geliyor ve memnuniyetle cevap vermekte idi. hemen öğrencisine cevap verdi ve kaynağını göstermek için odasına davet etti.
  yine 2 oda yanı ise başka bir hoca ise mezun bir öğrencisini gördüğü an işini bırakıp, kahve içip sohbet etmek istediğini söyledi.
  
  evet işte buydu aslında bölümü bırakmam sözlük. bu benim 2. üniversitemdi ve akademisyenlerin öğrencilerine böyle davranması gerektiğini anlamıştım. akademisyenlerin nasıl insanlar olduğunu biliyorum. ben geçmişte sırf 2 yıl boyunca gıcıklığına beni bırakan bir insanın kaprisliğini çekmiş birisiyim. ben böyle insanları 2.5 sene daha çekemem dedim ve bıraktım.
  
  işin ironik tarafı ise şu anda protohistorya ve önasya arkeolojisi bölümüne yatay geçiş yaptım ve karşı koridorda gördüğüm hocaların da bir öğrencisiyim.