sümen altı

• takibi yapilmayan (ozellikle takibi kasitli olarak yapilmayan veya gizlenen) i$ler icin kullanilan deyim.
• (bkz: sümen altından su yurutmek)
• rayice göre gereken miktar usd,avro veyahut ytl bulunan yer.
• genelde önemli adamların masalarında olan ve 'tamam not aldım ilgileneceğim ' deyip ilgilenmek istemedikleri notları altına sakladıkları meretin altı.
  çöpten önceki basamak...
• genelde durust, namuslu ve dindar gecinen burokrasiye ozgu bir gormeme, gizleme, bekletme durumudur bu, kotu bir sey degildir yaptiklari, sadece gormezden gelirler, uzerine gidince '' aa haa haaa bu evrak da burdaymis, hay allaahh haa haa! '' gibi namuslu ve dindar bir sekilde kivirirlar.
• sümen bazı evrakların koyulduğu, yerine göre kaplaması deri de olabilen dosyamsı şey olduğuna göre ve bu şeyin içine konan belge yetkili merci tarafından imza ya da paraf edildiğine göre, bunun altında konumlandırılan şey imza ya da paraf edilmemiş dolayısıyla da resmiyete dökülmemiştir efem. bi nevi illegal durum sözkonusudur, unutulmuştur o evrak ya da o mevzu. sadece resmi daireyle, evraklarla da bağdaştırmamak lazımdır bu nadide deyimi. he bir mevzu neden unutulur, görmezden gelinir, kayıt dışı bırakılır onu da değerli büyüklerimin takdirine bırakıyorum. amin.
• hayatimda ilk defa dun kullandigim birlesik kelime.
  
  sonra bi sasirdim falan nerden geldi acaba aklima diye. kelime dagarcigimda sinirlidir aslinda.
  
  ama afilli oluyo bence cumlede kullaninca, size de oneririm.
• bir benzeri fakat aynısı olmayan; kulak sıkmak.
  
  (bkz: sümen altı etmek)
  (bkz: kulak şarpıldatmak)
  (bkz: bilmezden gelmek)