sözlü şiddet ^*

• hakaret.
• ing. verbal abuse
  yaygın karşılanı; küfür
• (bkz: dil ve siddet iliskisi)
• hayatı çekilmez kılan, kanıtlanamayan ya da ses çıkarılamayan hallede uygulayıcının iyiden iyiye cesaret bulduğu eylem. öyle ki uygulayıcı yaptıklarını normal sanmaya başlar bir süre sonra, şiddet de otomatikleşir kimse farkına varmaz olur. zor toparlanır sorunlar yaratır, zor iyileşen hastalıklar bırakır.
• cevabı verildiğinde yine "sözlü" sıfatını yitirmeyecekse fazla ciddiye alınması yersizdir.
• (bkz: mobbing)
• fiziksel şiddetten daha zor ispat edilebilir, ancak aynı oranda iz bırakabilir bir davranıştır...
• nasıl ki toplumumuz dahilinde genellikle kocalar tarafından eşlerine fiziksel şiddet uygulanıyor ise, işte eşleri tarafından da kocalarına bu şiddet uygulanıyor. hem de bunun bir dozajı ya da delili yok, anca ses kaydı alırsın o kadar olur. bununla birlikte sözlü şiddet, fiziksel şiddet kadar hatta daha da fazla acıtabiliyor. nitekim fiziksel şiddet evet bedende derin izler bırakır ve mağduru tarafından ilgili mercilere başvurarak önlenmesi imkan dahilindedir (en azından kanunen öyledir, ben de okuyorum gazeteleri). ancak sözlü şiddeti öneleyebilmek bir tarafa kanıtlamak dahi derttir. kadınlar bu konuda tıpkı erkeklerin fiziksel güç yönünden üstün oldukları gibi daha güçlüler ve bunu maalesef daha az dirençli ve duygusal yönden daha zayıf olan erkek (kocaları) üzerinde uyguluyorlar. sonra adamın zaten psikolojisi laçka, kendisi pelte, otokontrolünü kaybedip veriyor momenti, vektörü, fiziğin muhtelif unsurlarını. sonra adam haksız.
  
  evet fiziksel şiddet uygulayan adamlar haksız, bu konuda haklısınız. kesinlikle tartışmam ve tasvip etmem, hatta bundan zaman zaman zevk alan sadistlerin ayrıca kazığa oturtulmasını dahi düşünebilirim.
  
  ama unutmayalım ki, kadınlar da haklı değil.
  
  neticede birbirini sevenler arasında gerçekleşen kavgalarda kim kazanırsa kazansın, herkes kaybeder. nitekim kaybeden üzülünce kazananın mutlu olduğu yerde bencil duygular vardır ve bencilliğin olduğu yerde sevgi barınmaz. önemli olan kazanmak amacı güderek tartışmaksızın, salt kendini ifade edebilmekle yetinebilmektir.
  
  her iki taraf da birbirini anladıktan (anladığını sanmak değil) sonra iyiniyetli olunması halinde zaten herkes yapması gerekeni yapacaktır.
• derin yaralar bırakan ama gözle görülmeyen şiddet
• "sen çok eksilerdeydin seni buralara kadar getirdim daha sıfır bile olamadın o yüzden şimdi böyle bir karar almana izin veremem"
  
  "sen yapamazsın"
  
  "o kitabı okusan da anlayamazsın"
  
  d: eksik harf