• konuşan ses bilirsiniz ki yalan söyleyendir. edebiyatın sınırları olarak mırıldanma sürekli sessizlik tehdidi altındadır
    paul auster: bu bir yöntem midir?
    jabés:hayır ben bir yöntem önermiyorum
    paul auster: benim demek istediğim kişisel bir yöntem mi?
    jabés:başkaları için olabilir ama benim için değil
    paul auster: daha önceden kırklarda yazan samuel beckett'tan bahsediyorduk o der ki: "bir sanatçı olmak düşmek demektir, diğerlerinin göze alamadığı...
    jabés:bu çok güzel
    paul auster: bence aşağı yukarı siz de aynı şeyleri söylüyorsunuz
    jabés:kesinlikle
  • [ustanın anlamı budur: yorumlanamaz olanı yorumlamak, söylenemez olana işaret etmek, ifade edilemez* olanı göstermek. (...) ve unutma kaçış yoktur. kaçmaya başlarsan çılgına dönersin. sufiler bu tür insanlara mastas derler. hindistan'da deli paramahansas* olarak bilinirler. geri dönemezsin, çünkü o artık orada değildir, ileri gidemezsin, çünkü tamamen karanlıktır. orada takılıp kalırsın. işte bu yüzden buda der ki, "bir usta bulan talihlidir."] osho provokatör mistik

    "bilinçdışı var olduğu haliyle tanımlanamazdır, varlığı bir varsayımdır ve muhtemel içeriklerinin ne olduğu doğru bir şekilde söylenemez. toplam sadece onun kısımlarında ve bilincin içerikleri olduğu kadar deneyimlenebilir; ama toplam sıfatıyla bilincin ötesine geçmesi gerekir. sonuç olarak "kendilik", kant'ın ding an sich kavramına benzer belirsiz bir kavramdır. gerçi deneyimle birlikte üstünlüğünden bir şey kaybetmeksizin daha açık hale gelmeye başlar - rüyamızın da gösterdiği gibi. bilmediğimiz bir şeyin sınırlarını bilemeyeceğimiz için, kendiliğe de sınır çizecek konumda değiliz." carl gustav jung - rüyalar

    (ilk giri tarihi: 28.11.2016)

    (bkz: tomatizma)
hesabın var mı? giriş yap