• boston celtics'in efsane gardı, şimdilerde genel menajeri danny ainge'nin yeğeni.
    ncaa kolej liginde utah valley forması altında birçok istatistik rekoruna sahiptir. chicago state karşısında 123-121 biten maçta 63 sayı atmışlığı vardır.

    pınar karşıyaka'da da şu ana kadar gösterdiği performansla gönülleri fethetmiştir. aşağı yukarı ligin ilk yarısı itibariyle %50'ye yakın dış şut yüzdesiyle 20'ye yakın sayı ortalaması tutturmuştur, bunun pek altına da düşeceğini sanmıyorum, gün geçtikçe üzerine koyuyor.
  • pınar karşıyaka'da beko basketbol ligi 2009-2010 sezonu'nda normal sezonu 17 sayı, 3 ribaund, 2 asist, 1 top çalma ortalamasıyla tamamlamıştır. toplamda attığı 494 sayıyla ligin en çok sayı kaydeden 5. oyuncusu konumundadır, ki bu istatistiği %45 iki, %40 üç sayı isabet oranıyla tutturmuştur, bir gard için son derece başarılı bir ortalamadır.

    kendisini izledim bütün sezon; artık yavaş yavaş soyu tükenen, canı isterse 50 sayı atabilen winner beyaz gardlardan. kritik anlarda sorumluluğu alan, hatta abartıp tek başına maçı da alan tam bir yıldız oyuncudur. gerekirse üç hücum ard arda tek başına topu getirip üçlük sokar, gerekirse o kısa beyaz görüntüsüne bakmadan üç uzunun arasına girip smacı vurur takımı ve seyirciyi ateşler. bu yeteneklerine rağmen mecbur kalmadıkça bencil de oynamaz, önce pas vermeyi düşünür müsait pozisyonda bir takım arkadaşı varsa.

    ancak bir özelliği var ki, kendisinin en üst seviyeye gelememesinin nedeni odur diye düşünüyorum, maç içinde bazen bildiğin danalanıyor*. konsantrasyonunu tamamen kaybedip kopuyor maçtan. o kadar ileri boyutta ki bu durum, o dönem içinde gelen paslar kafasına çarpıyor, topla ilerlerken topu sektirmeyi unutuyor, ya da sektirirken top ayağına çarpıyor dışarı çıkıyor. ve bunu hemen hemen her maç yaşıyor birkaç dakika süreyle. bir garip hareketler, şımarıklık falan da değil, sanki uykudan yeni kalkmış gibi. space jam filmindeki basketbolu unutan yıldızlar gibi oluyor. kendisi ligin en çok top kaybı yapan 10. oyuncusu ortalama 2,5 top kaybıyla. bu top kayıplarının neredeyse tamamını bu saçmaladığı dönemde yaşamıştır. bir rahatsızlığı mı var, veya bir derdi mi var nedir bilemiyorum. bir maç esnasında bench'te otururken sormuştum da kendisine biraz da kızarak, ellerini iki yana açıp "valla ben de anlamadım" bakışı atmıştı şaşkın şaşkın. ancak bu sendromu kritik anlarda yaşamaması, tam konsantre olup maçları kazandırması önemli bir nokta. play-off maçlarında daha konsantre olacaktır, bu garipliği yaşamamanın yanında, sezon içinde gösterdiği performansın da üzerine çıkacaktır diye düşünüyorum zira kendisi baskı altında daha iyi oynayan bir oyuncudur.
  • karşıyakadayken takımını sırtlayan, çok iyi bir sezon geçiren, bugün aliağa petkime transfer olarak tekrar ligimize gelen iyi şutör.
  • aliağa petkim'e transfer olurken karşıyaka'da oturacaksam gelirim şartı koyup sözleşmesine de yazdıran arkadaş.
  • 0/7 iki sayı ve 0/1 üç sayı isabetiyle oynadığı maçı 14 sayı ile tamamlayabilecek bir insan.
  • aliağa'da diğer oyunculara göre kaliteli olarak direkt göze batan oyuncu. kritik anlarda eli titremeden potayı iyi görüyor bu vatandaş.
  • şu an oynanan galatasaray maçında ilk çeyrekte 19 sayı (3/3 2lik, 4/5 üçlük, 1/1 serbest atış) atarak skoru 10-24'den 24-27'e getirdi, maçın erken kopmasını engelleyen süper şutör.
  • bugün oynanan galatasaray maçına şut sliderlarını 99 yaparak çıkan basketbolcu. son entrynin üzerine 2/2 üçlük atıp 25 sayıya ulaştı.
  • gran canaria'da gösterdiği performansla joan plaza önderliğinde yeniden yapılanacak olan unicaja malaga'ya transfer oldu.
  • yıllardır adamakıllı şutörü olmayan büyük takımlarımızın neden almadığını anlayamadığım,örneğin (bkz: sasha vujacic) ne verdi 2 yılda efese koca bir 0,yine anadolu kulüplerinde parlatıp avrupa piyasasına bıraktığımız 10 numara şutör.
hesabın var mı? giriş yap