• daniel pennac'ın metis yayınlarından çıkan nefis bir kitabı...
    kitaplar ve kitap okuma alışkanlığı üzerine süfer bir kitap
  • gözüme çarptı da, potansiyel show tv reality show ismi...
  • okumak fiilinin emir kipine tahammülü yoktur . .. diyerek başlar ..
  • *..evet , kitap okumak için hava hep fazla güzeldi ya da geceler fazla karanlıktı .

    ah o battaniyeler altında elektrikli cep fenerinin ışığında geceden çalınan okuma saatleri ! anna karenina ‘nın arabasının atları ne kadar da hızlı koşarlardı vronski’ye doğru !

    *kitap sürüklüyor onu .. beraberce batıyorlar.. sf 17
    *.. hele romanlar:”hayal kurmak , ruya görmek , evin delisi olmak…? sf 21

    *suç televizyonun mu?
    20. yy fazla mı “görsel”? 19.yy fazla mı tasvirci ? peki neden 18. yy fazla rasyonel , 17. yy fazla klasik , 16. yy fazla rönasansçı olmasın? puşkin fazla rus ve sofokles fazla ölü olabilir. sanki insanla kitap arasındaki ilişkilerin soğuması için yüzyıllara ihtiyaç vardı!
    birkaç yıl yeter ..
    birkaç hafta ..
    bir yanlış anlaşılma süresi..
    sf.26
  • ''sevdiğimiz biri bize okumamız için bir kitap verdiğinde önce onu ararız satırlarda, zevklerini, bu kitabı ellerimizin arasına bırakmaya iten nedenleri, bu kardeşliğin alametlerini. sonra metin alır götürür bizi ve unuturuz bizi onun içine bırakan elleri; olabilecek her sıradanlığı önüne katıp sürüklemek bir eserin en büyük gücüdür. ama bazen yıllar geçer ve metnin hatırlanması başkasının hatırasını çağrıştırır; o zaman o bazı başlıklar yeniden çehrelere bürünür.'' demiş sayfa 66'da. ne de güzel söylemiş!
  • toplumun kitap okumakla ilgili yargılarını yerle bir eden kitap. özellikle öğretmenler okumalı. kitap okumanın "özel, seçkin, zorunlu" bir şey olduğu yanılgısına indirilen darbelerle dolu.
  • her zaman tuhaf bulduğum benzetme tabiri.
    "hayatı roman gibi".
    bilmezler ki hayatın kötü olmasa da çok noksan bir karikatürüdür roman.
    kahramanları ele alın.
    yazar onları uydurur, karakterler kazandırır, sonra sayfalara salar, konuşturur, eyleme geçirir vs.
    hepsinin ne düşündüğünü, ne yapacağını o bilir.
    oysa hayat bu kadar basit değildir.
    en sade ve sıradan insan bile bir diğerinden farklı şeyler yaşar, farklı kişiler tanır, farklı yerlere gider. her gördüğünden, her kokladığından, her sevdiğinden, seviştiğinden bambaşka hikayeler türetir; karakteri yaşadığı andan, geçmişten ve gelecekten, birçok yönden etkilenir, esinlenir, duygulanır, öfkelenir filan. her hayat bir dünyadır.
    hangi roman size bir dünya karmaşıklığı, zenginliği, bolluğu, mahşeri kalabalığı ve erişilmezliğini yaşatabiliyor?
    yazar, gerçek hayattaki bir kişinin karakterini ve hayatını romanına kopyalasa bile onun her şeyini bilemez. çünkü hepimiz aynı zamanda epey yalancıyızdır. olanı değil, olmasını istediğimizi yansıtmaya çalışırız. yazar sadece kendine ait olanları çoğaltıp romanına yerleştirebilir.
  • bir daniel pennac kitabı.

    düzenli kitap okuma alışkanlığı bulunan herkesin yüzleştiği çok ciddi bir sorun var: dünyada okuyacak çok fazla şey var! google’ın 2017 verisine göre dünya üzerinde yayınlanmış toplam 130 milyon kitap bulunuyor. türkiye’de ise 2017 yılında 58 bin 27 adet yeni kitap yayınlandı. 2017 yılında türkiye’de yayınlanmış olan tüm bu kitapları okumak isteseydiniz hiç durmadan 22 saniyede 1 kitap okumanız gerekecekti.

    dünyada, ülkemizde bu kadar çok kitap varken bizlerin sınırlı bir ömrü ve çoğumuzun yoğun iş temposundan arta kalan kitap okumaya ayırabileceğimiz sınırlı zamanlarımız var. hal böyle olunca bu kadar kitabı nasıl okuyacağız?

    ilk olarak bilinmesi gereken şey bu kitapların birçoğunun okunmaya değer olmadığı gerçeğidir. yayınevlerinin kitapların yanlış bilgi, sahte bilim veya popüler edebiyat içerip içermediğiyle değil ne kadar satacağıyla ilgilendiklerini unutmayın. çoğunlukla da hayatın sırrını verdiğini iddia eden, evrene enerjiler gönderen ve basit kurgularla bina edilmiş edebiyat kitapları çok satar. dolayısıyla kaliteli içeriği ayırt etme konusunda okuyucular yalnızdır ve bu nedenle bazı hakları vardır.

    bir kitabı beğenmek kişiden kişiye hatta zamandan zamana bile değişir. uygun bir ruh halinde olmadığınız için bıraktığınız bir romanı daha sonra severek okuyabilirsiniz. başladığınız hiçbir kitabı tamamlamak zorunda değilsiniz. başladınız, sizi sarmadı mı? ama bu saramago, ama bunu bilmem kim keyifle okumuş demeyin. derhal bırakın o kitabı. keyifle okuyacağınız bir ton başka kitaba zaman ayırın. bu sizin bir kitabı bitirmeme hakkınız.

    klasik rus yazarların birçoğu kelime başına para aldıklarından dolayı romanlarını ana konunun dışına çıkarak uzatmışlardır. atlayarak okuyun. tolstoy’u atlayarak okumak utanılacak bir şey değil. bu sizin sayfa atlama hakkınız.

    roman gibi, size canınızın istediğini okuma hakkınız olduğunu hatırlatıyor. kitabın girişinde ise bir çocuğa kitap sevgisinin nasıl kazandırılabileceğiyle ilgili özellikle eğitimciler ve ebeveynler için çok yararlı bilgiler var. tavsiyemdir ama elbette okumama hakkınız var!

    ------
    ilgilenenler için, bu ve bunun gibi kitap ve belgesel alanında değerli eserlere tavsiye niteliğinde yer verdiğim şu sayfayı inceleyebilirsiniz: https://www.instagram.com/ovekakitap/
  • yıllar önce okuduğum bir vesileyle tekrar göz attığım zor okuyan ya da hiç okumayan gençleri kazanmaya dönük olarak kitaplara ve okumaya dair yazılmış denemelerden oluşan nefis kitap.
    daniel pennac kitabın ikinci bölümünde okurun sahip olduğu hakları tek tek irdeler. bakış açısı oldukça eğlenceli ve orijinaldir.
    okumama hakkı
    sayfa atlama hakkı
    bir kitabı bitirmeme hakkı
    tekrar okuma hakkı
    canının istediğini okuma hakkı
    bovarizm hakkı
    canının istediği yerde okuma hakkı
    çöplenme hakkı (kitabı, kitaplıktan alıp istediğimiz yerden açıp okuma hakkı)
    yüksek sesle okuma hakkı
    susma hakkı (kitaplar yoldaşlarımızdır, dostlarımızdır; onları anlatmak, onlardan bahsetmek zorunda değiliz.)
  • pedagoji bilimini kapsayan en güzel kitaplardan biri diyebilirim daniel pennac'ın bu kitabı için. her yaştan insanın (özellikle erken yaştakilerin) okuması gereken, okuma haklarının irdelendiği eğlenceli bir kitap. öğretmenler ve çocuk yetiştiren ebeveynler mutlaka okumalı. şu yaşta bile okumaya dair ne çok yanlış şey biliyormuş yüzüme vurmuştur. ufkunuzu biraz daha uzağa taşıyabilir, okuyunuz.*
hesabın var mı? giriş yap