• sevilen bir fıkranın can alıcı cümlesi.

    --- spoiler ---

    ortalama cüssede, ortalama tipli beyaz ırktan bir adam, ismine vincent diyelim, müdavimi olduğu barda tuvalete girer. pisuarın önünde kemerini çözmeye çalışırken yanındaki pisuara da zabadadullah tipli iri yarı bir zenci yanaşır; onun da adına marsellus diyelim. marsellus malzemesini donundan dışarı çıkartır ve başlar işemeye. vincent'ın gözü zencinin aletine takılır, hatta çişi olduğunu falan da unutur ve gözlerini dikip hemen yanıbaşında ölüsü fay kutusu dedikleri cinsten azmanı seyre koyulur.

    marsellus abimiz bu tür meraklı bakışlara alışık bir edayla vincent'a döner,

    "hayrola? görmedin değil mi böylesini" der.

    vincent, bakışını o simsiyah dev anakondadan ayıramadan hayret içinde kekeleyerek başını sallar ve "hayır" diye cevap verir.

    marsellus, alaycı bir bakışla, "nazar etme ne olur çalış senin de olur" der. "tanrı vergisi değil, emek verdim de bu hale getirdim küçük marsellus'u" diye de ekler.

    vincent artık hayretini iyice gizleyemez haldedir: "ama nasıl olur? bu bu böyle bir şey mümkün mü?

    vincent'ın samimiyetle ilgilendiğini gören marcellus durumu açıklar: "o bildiğin penis pompalarından kullanmadım. öyle şeyler yalan. ama bir iki ay boyunca aletimi mutfak tezgahının üzerine koyup kasapların et dövmek için kullandığı ağır alet vardır ya, onunla her gün sabah akşam üzerine üzerine vurdum..."

    vincent araya girer: "dense kullandın yani..."

    şaşırma sırası marsellus'tadır: "dense mi? o da ne?"

    alaycı ifade takınma sırası vincent'a geçmiştir: "ekşi sözlük'ten haberin olmadığı belli dostum. aç bak orada dense ne anlama geliyormüş öğrenirsin."

    marsellus kıllanmıştır: "bırak şimdi dense mense her neyse öyle şeyleri... benimki gibi bir aletin olmasını istiyor musun istemiyor musun, sen bana ondan haber ver."

    vincent, çokbilmişliğin sırası değil diye düşünür: "kusura bakma, sözünü kestim. şu işin sırrına vakıf olalım. devam et sen."

    marcellus kaldığı yerden devam eder: "nerede kalmıştık. önce mutfak tezgahının üstüne ekmek kesme tahtasını koyacaksın. sonra da et dövme aletiyle..."

    "dense ile."

    "peki, sonra da dense ile gücün yettiğince dibinden en ucuna kadar vuracaksın da vuracaksın, hızlı darbelerle döveceksin. ilk günlerde hızlı bir gelişme bekleme ama acıya dayanabilirsen birkaç hafta içinde mükafatını alırsın."

    vincent, bu açıklama üzerine marsellus'a teşekkür eder ve işini gördükten sonra tuvaletten çıkar.

    aradan birkaç hafta geçer. bu ikisi yine aynı barın tuvaletinde tesadüf ederler.

    marsellus selam verir: "oo beyaz dostum, nasılsın? dediklerimi yaptın mı?"

    vincent'ın yüzünde karışık sinyaller veren bir ifade vardır: "o günden beri söylediklerini her gün harfi harfine uyguluyorum."

    marsellus merak eder: "ee, sonuç?"

    "rengini aynen tutturdum ama boyu tutmadı henüz."

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap