relatable

• ing. ilgili, bağlantılı olan, ilişki kurulabilen.
• aynı zamanda ellen degeneres'in yeni stand-up'ının adı.
• ellen degeneres in sabah programı seviyesini geçemeyen stand up programı.
  
  beni son dönemde çevremde bir sebepten dolayı rahatsız eden iki insan tipi var.
  
  veganlar ve eşcinseller.
  
  sebep her fırsatta vegan veya eşcinsel olmalarının doğruluğunu anlatma istekleri.
  
  olmuşsun zaten kime ne? sadece seni ilgilendirir, diğerleri de saygı duyar. beni ikna etmeye ihtiyacin yok.
  
  sen öylesin diye et yemeyi mi bırakayım?
  
  sen öylesin diye ben de mi eşcinsel olayım?
  
  kimsenin ne yiyip içtiği; heteroseksüel mi homoseksüel mi olduğu beni hiç ilgilendirmiyor.
  
  ellen degeneres gibi hem vegan hem eşcinsel olan bir beyaz oprah winfrey, bana eşcinselliği ve veganlığı dışında bir şey sunamıyor.
  
  anlattıkları ne kalbimde ne zihnimde bir etki yaratamıyor.
  
  tamam eşcinselsin; senin bedenin, senin kararın; vegansın, senin bedenin senin kararın; ama bana anlatacak başka hiç bir şeyin yok mu?
  
  et veya ot yemek veya am veya sik yemek tercihi mi yüceltiyor bizi?
  
  stand up yapanlar hayat hikayelerini anlatırlar güldürmek için; yaşadıklari toplumun hicvidir aslında kurdukları her cümle.
  
  ama bu show çok zayıf ve bir u.s.a. ünlüsünün özensiz, cok sığ ve basit bir anlatısının ötesine geçemiyor.
• ellenın eş cinselliğini suratımıza fırlattığı ellen nefes alsa gülmeye hazır bir topluluk eşliğinde gerçekleşen (bkz: so called) stand up gösterisi. yani dönüp kendime sordum acaba ben iflah olmaz bir (!) homofobik olduğum için mi benim bu kadar dikkatimi çekti ama değil. o bilindik gayse merhametlidir,naziktir unicornlar, gökkuşağı,çiçekler böcekler alt metniyle bezeli bir show..
• netflixte bulunan ellen degeneres stand upının ismi. hayatınızın şarkısı adlı bölümde komik bi dans bölümü de barındırır.
• çok başarılı bulamadığım ve ellen'in alltime ışığına nazaran cok sönük olduğu bi stand-up şovu olmuş. stand-up zaten doğal olmayan bir şov olarak irrite edici ve bu alanda "başarılı" olmak için ya gerçekten çok iyi olmanız ya da gerçekten her dediğinize gülecek düşünmeyen sadece size gülmek üzere sartlanmis bir izleyici kitleniz olması gerekiyor. türkiye'de genellikle ikinci kategoriden çok ünlü olabilmiş ve toplumsal anlamda ciddi farkındalık veya herhangi anlamlı bir faydası olmayan bireyler bu alanı domine ediyor. bu açıdan baktigimda ellen'in kişisel mücadelesine saygı duyuyorum. ve bu noktadayken şovunda tabii ki de escinsellik ve (nice to have) veganlik konuşacak. ^*
  
  ancak hakkındaki dedikodular gerçekse, ki bu şovunda bile her iki kelimesinden biri compassion olan biri için yok artık, dünya bu kadar kirlenmiş olamaz , klasik, kendi yaşadıklarından pozitif bir yaklaşım cikarmaksizin gücünün yettiğine benzer baskıları uygulamak şeklindeki sonsuz döngünün bir parçası olarak samimiyetsizlik overdose ile kendisini sahneden alalım.