• fantom'un manevi evladı. cengiz kurdoğlu'nun reks'e adadığı "büyümeyen bebeksin" isimli bir şarkısı vardır.
  • nilson ve morton'un başrollerini oynadığı uçan kaz isimli çizgi dizinin kötü kalpli ancak sapşal tilkisi.
  • "gel oglum!" diye devam ederek bir emir cumlesi oluşturmaya yarayan kelime.
  • (bkz: asmolen)
  • east coast hip hop'ın bostonlı temsilcisi reks 2001 yılından bugüne müziğini geliştirerek geldi. son albümü rhythmatic eternal king supreme'de yer alan this or that hayli popüler olacak gibi.
  • kankaları çomar ve kont ile birlikte gezen sokak köpeğidir.
  • kurt kırması. bizim sokağın köpeği. bir tek kulakları düşük. geri kalanı tastamam. azıcık da kafadan çatlak. gibi. ara sıra birilerine yardırası geliyor. apartmana bir teyze mama ve su bırakıyor. ara katın bekleme alanında ikamet ediyor kendisi.

    bu, arkadaşı tarçın beyle takılan bir abi. bildiğin sokak köpeği ikisi de. ama arada sırada iyi saatte olsunlara denk geliyorlar ve canları ev köpeği gibi takılmak istiyor. o zaman mahallenin evde köpek besleyen kimi teyzelerinin elindeki zincirin ucuna bağlı dolaştıklarını görüyoruz. sefer tamamlanınca eve girmiyorlar tabi, zincir çıkarılıyor ve kaldırımdaki yerlerini alıyorlar yine.

    reks efendinin kahveregi kehribar gözleri var. iri iri. soluk yeşil, güzel bir tasma var boynunda. kulağında belediyenin işareti.

    valide gelirken tırsar diye önden arayıp haber verdim. apartmanda böyle böyle biri var, korkarsın, beni ara dedim, beraber çıkalım. aradı. hakikaten korkarmışım dedi. öyle heyula gibi yatıyor.

    ama korkulacak pek bir şey yok. öyle güzel güzel demirlemiş koyda bir büyük tekne gibi.
  • yaklaşık 15 yıldır sokağımızın bekçisi olan arkadaşımdı bu kerata. aslında arkadaş olmamız son 5-6 seneye falan rastlıyor. gerçi ben adını hep "rex" diye düşünürdüm söylerken ama türkçe olsun diye "reks" olarak bahsetmiş olayım.

    gençliğinde epey güçlü kuvvetliydi, yabancı köpekler falan çekinirdi kendisinden. sokağa giren abuk sabuk tiplere de hep havlardı, tip tip bakardı falan ama son birkaç senede epey yaşlanmıştı. topallıyordu, kulağı duymuyordu, çok cansız, ölü gibiydi falan. beni görünce boynunu büküp kös kös yanıma gelir, başını duygusal bir şekilde bacağıma yaslar, kendini sevdirirdi. bakışları da baya hüzünlüydü böyle, "vay be, koca reks ne hâle düştü cryo abi, görüyor musun" der gibi bakardı böyle ağlamaklı.

    birkaç haftadır görmüyorum, öldü galiba. önünde en çok takıldığı apartmanın altında bunun girip uyuduğu bir boşluk vardı, orayı da telle kapatmışlar. herhalde öldü.

    yazın bu keratanın telefonla sesli videosunu bile çekmiştim birisine göstermek için, arada kaynamıştı sonra. "bak bakiyim kameraya falanca abla için" falan deyip sevmiştim böyle gece vakti eve dönerken saat 1'de falan. bunları yaparken de kameraya almıştım. şimdi o görüntüyü izlemek biraz tuhaf tabii.

    allah rahmet eylesin de denmez ki şimdi, ne yazmak lazım bilemedim.
  • uzun ve başarılı bi' müzik hayatı olmasına rağmen adı sanı pek bilinmeyen bu mc'nin bu derece az bilinir olmasının sebebi müzik hayatına özellikle underground olarak devam edip, mainstream'e dönüşmekten kaçınması ki bence oldukça iyi bir seçim, sanatçı bu şekilde dinleyici kitlesini her zaman için belli çıtanın üzerinde tutmayı başarmış. bir çok güzel parçasının arasında örnek vermekte zorlandığım için en beğendiğim dj'lerden biri olan primo ile yaptığı parçası 25th hour'u örnek olarak buradan gösterebilirim sanırım.
  • türkiye'de genelde köpeklere verilen bir isim.
hesabın var mı? giriş yap