*

  • 1916'da, hans reiter adında alman bir askeri doktor tarafından tanısı konulmuş bir hastalık. genellikle 20-40 yaşları arasında ki beyaz erkeklerde görülüyor.
    bu hastalığa tam olarak neyin sebep olduğu bilinmiyor. bu sendromu taşıyan insanların %75'inin hla-b27 geni taşıdığı tespit edilmiş. bu geni taşıyor olmanız, bu sendroma sahip olacağınız anlamına gelmese de risk oranını yükseltiyor. beyaz amerikalılar'ın yaklaşık %8'i ve afrika kokenli amerikalilar'in yaklasik %2-3'ü bu geni taşıdığı halde çoğunda bir problem yaşanmıyor.
    sendrom dönem dönem ön plana çıkıyor, bu ataklar 1 hafta ile 45 gün arası sürebiliyor. bir kez atak geçiren kişilerin yarısına yakını ömürleri boyunca bir daha hiç yaşamayabiliyorlar.

    yutkunurken acı çekilmesi, ureme organı civarinda aşırı yanma hissi, eklem yerlerinde ağrı/ sızı, göz ve deri problemleri gibi rahatsızlıklar veren bir hastalık.

    genelde cinsel ilişki ile tetiklenen bir hastalık. bu nedenle prezervatif kullanımında ısrar ediyor doktorlar. fakat prezervatif kullanımı bu sendromu kapmanızı önleyemiyor, sadece tetiklenmesini önleyebiliyor.

    teşhisi zor olan, bu nedenle tedavisi de çok net olarak bilinmeyen bir sendrom.

    http://www.orthop.washington.edu/…/types/reiters/01

    http://www.arthritis.ca/…s syndrome/default.asp?s=1
  • genitoüriner veya gastrointestinal bir infeksiyonu takiben gelişen akut steril artrite reaktif artrit adı verilir. bu tabloya üretrit veya konjunktivit gibi karakteristik ekstra artiküler bulgulardan en az birinin eşlik etmesine ise reiter sendromu adı verilir.
  • genitoüriner veya gastrointestinal infeksiyondan yaklaşık 1-3 hafta içerisinde artrit gelişir. en sık tutulan eklemler dizler, ayak bilekleri ve metatarsofalangeal eklemlerdir. tutulum asimetrik ve oligoartrit şeklindedir.
  • eklem hastalığı.
    tetikleyicilerinden biri klamidyadır.
    meydana çıkması için tetikleyiciye ihtiyacı vardır.
    (gıda zehirlenmesi)bağırsak enfeksiyonlarından salmonella shigella campylobacter
    ve de cinsel yolla bulaşan hastalıklardan klamidya ve bel soğukluğu bilinen tetikleyicilerindendir.
    neden klamidya diye zırladığımı anlamanız açısından (bkz: #34570806)

    bu hastalığın ben de ne şekilde geliştiğinden bahsediyim.

    ilk olarak sitsit oldum sandım. işerken yanma, sidik torbasının tam boşalmaması hissi.
    ardından şiddetli bel ağrıları, keskin böyle eğilince kitleyen cinsten. ama keskin olanlar seyrek geliyordu.
    sonra akıntı başlayınca doktora gittim klamidya teşhisiyle beraber gerekli antibiyotikleri kullandım.
    1 hafta sonrasında akıntı geçmişti. arkasından new yorka gezmeye gittim bütün gün sabahtan akşama yürüdüm mal gibi gezdim falan. sonra kaval kemiklerim ağrımaya başladı. akşama doğru dikilirken dahi ağrıyorlardı, sızlıyorlardı. (bu ağrılara mantıklı açıklama bulamadım, belki hastalıkla alakalı bile değildir)
    daha sonra akıntı yeniden geri geldi.(2 defa daha doktora gittim, sonra bıraktım antibiyotik kullanmayı)
    gözlerde kaşınma oldu. göz enfeksiyonuna dönmedi ama 3-4 gün zor tuttu kendini gözlerim, kızardılar falan.
    sonra kolumda inceden bir deri dökülmesi yaşadım.
    daha sonra eklemler ağrımaya başladı falan işte.(ozaman emin oldum hastalıktan)
    parmaklar,el, diz, dirsek, köprücük kemiği falan. bel ağrısı tamamen geçti bu arada.
    ekrem ağrılarını hafif geçiriyorum. sadece orada var olduklarını hissettiriyorlar arasıra, ama herkes bu kadar hafif geçiremeyebiliyor.

    tedavi: tetikleyen için uygun antibiyotik ve ağrılar için ağrı kesici. bunun dışında hastalığın kendisi için şimdilik kesin bi tedavi söz konusu degil.

    hastalık bende aktif olalı nerdeyse 7 ay olucak. genelde 1 sene kadar hastayı uğraştırıyor ve daha sonra kayboluyor. yeniden geri gelme ihtimali var ve bu yüzden reactive arthritis deniyor.
    ve bu hastalık bazen ankilozan spondilit, kalp hastalıklari, amiloid birikmesi, izole iga eksikliği, bökrek hastalıklarına, kalp iletim bozukluklarına(!), aort yetmezliğine neden olabiliyor.

    vay anasını.

    bunca olasılıkları bi kenara bırakırsak çok ta kötu bi hastalık değil. benim günlük hayatımı pek etkilediğini söyleyemem. ama akıntı ilk günden beri devam ediyor. (3-4 aydan sonra çok az da olsa)
    bi ara yine güncellerim.(22 ocak 2014)

    guncelleme: 2018 subat

    merhaba,
    uzun bir aradan sonra gelen bir guncelleme,

    herhangi bir akinti soz konusu degil. akinti 1. yilin sonunda tamamiyle kesildi diyebiliriz

    1. yildan itibaren artik hastalik kendini eklemlerde hissettirmeye basladi. ayak parmaklarinda, el parmaklarinda, dirsekte ve koprucuk kemiginde hafif agrilarla kendini ara ara hatirlatir hale geldi.

    son 3-4 aydir, sabahlari uyandigimda sirtimda bir tutukluluk hissediyorum. belki yaslaniyorum ama bu hastalikla da alakali olabilir. ve genel olarak eskisi kadar esnek olmadiginin farkina variyorum.

    su ana kadar katlanilamaz bir agri tecrube etmedim.
    fakat bu ilerleyen zamanda olmayacagi anlamina gelmez, ( umarim/insallah olmaz)
  • shigella gastroentritinin bir komplikasyonu olan hastalıktır. mekanizması kesin bilinmese de benim tahminim bunun bir çapraz reaksiyon olduğudur. tıpkı akut romatizmal ateşteki gibi
  • kliniğinin güzel bir özetini belirten tekerlemesi de var.

    cant pee

    cant see

    cant bend the knee şeklinde.
  • son yayınlanan texbooklarla beraber tarihe gömülmüş sendromdur.

    artık böyle bir sendrom yok.

    üriner sistem ya da göz bulguları eşlik etsin ya da etmesin artık tablonun adı sadece reaktif artritdir.
hesabın var mı? giriş yap