• ekonomik politikasi savunma harcamalarinin arttirilmasini , vergi oranlarinin düsürülmesini ve denk bütçelerin yapilmasini öngörüyordu. adı üstünde reagan dönemi politikası.

    (bkz: voodoo economics)
  • (bkz: nixonomics)
  • piyasa ekonomisinin temel kurallarına işlerlik kazandırmak amacıyla 70s deki petrol krizi, savaş ekonomisi ve keynesyen politikaların gözüne verilmesiyle(aşırı kullanılması=kamu harcamalarının hayvani ölçüde artması, bütçe denkliğinin hak getire hale gelmesi, borçlanma ve bunun getirdiği enflasyon sarmalı ile) nedeniyle enflasyon içinde işsizlik yaşanması sonucu, cumhuriyetçilerin adayı reagan ve ekibi-laffer ın, (ingilterede de muhafazakarların adayı margaret thatcher ve thatcherizm)ve bunların ağa babası hayek-ki dönemin kralıdır-ile phillips eğrisi beraberinde nixon, carter ve uyguladıkları keynesyen politikaların ipini çekerek 80s de uluslararası piyasaları geri dönüşümü olmayan yeni bir ekonomik dünya düzenine sokmuşlardır(neo-liberalizm). 4 ayağı vardır. grişimciliği öneçıkaran gelir vergisi indirimi, kamu harcamarlarını kısmak, bütçe denkliği ve devlet denetiminin azaltılmasıdır.
  • reagan donemi abd ekonomisi.
  • şu şekilde açıklansa yanlış olmaz sanırım...

    "convincing poor people they can become rich by giving rich people more money"
  • reaganomics denmesi biraz hatali.
    aslinda milton friedmanin basini cektigi neoliberalizm demek daha dogru olur.

    yoksa sanki abd de regan doneminde uygulanmis gibi duruyor.
  • 1980’li yıllarda abd başkanı reagan tarafından uygulanan arz yanlı iktisat politikaları literatüre reaganomics (bazı kaynaklarda reaganism olarak da yer alıyor) şeklinde geçmiştir. bu politikalar beklenenin aksine abd’de yüksek oranda bütçe açıklarına neden olmuştur. sistem eleştirel anlamda george bush tarafından voodoo economics olarak tanımlanmıştır. 1981 yılının başlarında ülkede alınan bir takım önlemler şöyledir:

    1)sermayeden elde edilen kazançlarda vergi oranı %70’den %50’ye düşürülmüştür,
    2)üç aşamada marjinal gelir vergisi oranları %23’e düşürülmüştür,
    3)yatırımlar için vergiden muaf kredi imkanları oluşturulmuştur,
    4)firmalara hızlandırılmış amortisman ayırma olanağı sağlanmıştır.

    alınan bu önlemlerle tasarruf ve yatırımları teşvik etmek amaçlanmıştır. ancak izlenen bu politikaların sonuçları düşünüldüğü gibi olmamıştır:

    -vergi oranlarının düşürülmesi, toplam vergi gelirini de azaltmıştır,
    -ücretlerin vergi sonrası net geliri arttırılmış olsa da, emek arzının marjinal vergi oranlarındaki değişime tepkisinin yeterince yüksek olmadığı gözlenmiştir,
    -vergi gelirlerinin azalması sonucunda 1982’den 1986’ya kadar olan süreçte hızla büyüyen bütçe açıkları oluşmuştur,
    -kamu borçlarının gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki payı 1980-1988 yılları arasında %26’dan %41’e çıkmıştır. dolar bazında 712 milyar dolardan, 2052 trilyon dolara çıkarak yaklaşık 3 katlık bir artış söz konusudur,
    -bu dönemde arz yanlı iktisat politikalarının tasarruf seviyelerinde istenilen etkiyi oluşturamadığı görülmüştür.

    uygulanan bu politikalar sonucunda işsizlik ve enflasyon oranlarında ise düşüş yaşanmıştır. 1980 yılında %7 olan işsizlik oranı ilk olarak 1982’de %12’ye çıkmış, daha sonra 1988 yılında %5’e düşmüştür. enflasyon oranı da benzer şekilde 1980’de %10’dan 1988’de %4’lere kadar gerilemiştir.

    bu politikaların benzerleri 1979 sonrası ingiltere’de thatcher başbakanlığında uygulama alanı bulup, bu dönemde bütçe açıkları oluşmaması için dolaysız vergiler yerine dolaylı vergilere daha çok yer verilmiştir. sonuç olarak ingiltere’de vergi yükü 1979-80 öncesi dönemin üstüne çıkmış, gelir vergisindeki indirimler beklenen işlevselliği sağlayamamıştır. ayrıca thatcher özelleştirmeler yaparak vergi yükünü azaltacağı vaadinde bulunmuşsa da bu sözü yerine getirmemiştir.

    türkiye’de de uygulanan bu politikalar abd ve ingiltere’dekinden farklı sonuçlar vermemiştir. turgut özal zamanında vergi yükünü azaltma doğrultusunda çabalar 1984-85 yıllarında zaten vergi yükü düşük olan türkiye için iç borçlanmanın aşırı bir şekilde artış göstermesine, ücretlilere dolaylı ve dolaysız yükler getiren fon sisteminin mali yükü topyekûn bozmasına sebep olmuştur. dolaylı vergilerin günümüzde yüksek oranlarda olması, o dönemden kalan miras olarak ifade edilir.
hesabın var mı? giriş yap