• dizisi: yerinde rast beşlisine ( t k s t )
    nevâ’da bir rast dörtlüsünün (t k s ) eklenmesinden meydana gelmiştir.

    rast, dügâh, segâh, çargâh, nevâ, hüseyni, eviç , gerdâniye.

    durağı: rast perdesidir.

    güçlüsü: neva perdesidir.

    yeden:ırak perdesidir.

    seyri: çıkıcıdır.

    donanımı: si için koma bemolü, fa için bakiye diyezi donanıma konulur.
  • rastın farsça karşılığı doğru, düzgün, gerçek demektir. tarihte de ümmül makamat yani makamların annesi olarak anılmıştır. makamın kökeni çok eskilere dayanır. ilk kez 14.yüzyılda sefiyüddin abdülmümün’ün eserlerinde rast makamına rastlanmaktadır. abdulkadir maragi (1360-1435)’nin aralarında kar-ı muhteşem ve sofyan nakış bestesinin de bulunduğu 13 adet rast bestesi en eski eserlerdendir. benli hasan ağa (1360-1435)’nın peşrev ve saz semaileri de rast makamında bestelenmiş en eski saz eserleridir. sistemci okul ve rauf yekta bey sisteminde rast makamı 12 temel makamdan birisi olarak kabul edilmiştir. bu kabul günümüzde de musıkişinaşlar tarafından benimsenmiş durumdadır. eski musıkişinasların kitaplarında rast makamı tıpkı günümüzün yegah makamı gibi yegah perdesi üzerinde kurulmuştur.

    bu makamdaki bazı eserler:
    açılan bir gül gibi, gir kalbe gönül gibi
    aylar geçiyor sen bana hâlâ geleceksin
    baharın gülleri açtı yine mahzundur bu gönlüm
    belki bir sabah geleceksin
    benim olsan seni bir gül gibi koklar sararım
    bir gönül vardı bende henüz aşkı tatmamış
    bu kadar yürekten çağırma beni
    gitmesin gözlerinden pırıl pırıl arzular
    gül ağacı değilem her gelene eğilem
    ne sevincin ömrü varmış
    yine bir gül nihâl aldı bu gönlümü
    yoksun diye bahçemde çiçekler açmıyor bak
  • (bkz: rast)
  • farabi'nin sınıflandırmasına göre rast makamı sabah dinlenirse ruha mutluluk verirmiş.
  • bütün eser tavsiyelerine açık olduğum makam. ruha iyi geliyormuş da.
  • makamlar üzerinde bir esrar tülü var. "rast makamı" diye aratınca seyir özellikleri, karar sesi bilmem ne çıkıyor ama bunlar çoğumuz için hiçbir şey ifade etmiyor. kimsenin de işi sadeleştirmeye niyeti yok gibi. bu sıra çok fazla işe yaramaz şey yazdım. bir süre ara vereceğim ve makamlardan bahsedeceğim. rast ile başlamamın nedeni yok. denk geldi.

    okumazdan önce şu entry'e göz atmakta fayda var. üşenenler için kısacık özet geçeceğim. türk müziğinde biliyorsunuz çeyrek sesler kullanılıyor. ne demek bu? do ve re arasında 1 tam ses var değil mi? aradaki ses do # veya re b. yani do ve do# arasında 1/2 ses var. türk müziğinde çeyrek sesler var lafzını ilk duyduğumda aklımda canlanan do ve do# 'in tam ortasındaki sesin de kullanıldığıydı. öyle değilmiş. sadeleştirme gayretiyle işi iyice basitleştireceğim. do ve re arasındaki sesi 9 parçaya bölün zihninizde. her bir parçaya koma ismi verilir. 4 ve 5. parçanın tam ortası diyez veya bemodür. şu görselde de türk müziğindeki işaretleri ve koma değerlerini göreceksiniz. bundan sonraki entryler boyunca bakiyye, küçük mücennep falan demek yerine "x koma bemol" veya "x koma diyez" yazacağım. sadece bildiğimiz diyez ve bemolü ismiyle anacağım. sebebi de şu; öyle sanıyorum ki bu yazıya ilgi duyanların ekseriyeti batının müzik şablonu ile müziği öğrenmiş, okumuş ve düşünmüş kişiler olacaktır. hitap ettiğim kişiler onlar. türk müziği tedrisatından geçen kimseler bunları zaten biliyordur. artık başlayalım.

    rast makamı şu seslerden oluşuyor:
    sol - la - si (1 koma bemol) - do -re - mi -fa (diyez) - sol

    şimdi türk veya arap müziğindeki makam ile batı müziğindeki gam arasında önemli bir fark vardır. örneğin re minör gamında sadece tek arıza vardır (si bemol) ve bu gamı seslendirmek için notaları istediğin sırayla çalarsın. makam müziği böyle değildir. rast makamını oluşturan sesleri istediğin sırayla çaldığında bu rast olmayabilir. makamı çalmak için seyir özelliklerini izlemelisin. şimdi ilginç bir bağlantıya veya benzerliğe dikkat çekmek istiyorum. biliyorsunuz hint müziğinde de bizdeki makamlara benzer yapılar var. uzun uzun anlatmayacağım merak buyurmayın. bu yapılara kabaca raga deniyor. ragaların da bizdeki gibi olmasa da seyir özellikleri var ve hint müziğinde de mikrotonal sesler kullanılıyor. bizde kabul gören yaklaşım bir oktavı 53 parçaya ayırmaktır. biliyorsunuz batı müziği 12 parçaya ayrılır. hint müziği de 22 parçaya ayrılmıştır. şimdi örneğimiz şu: vachaspati. vachaspati isimli raga bizdeki rastla hemen hemen aynı notalardan müteşekkildir.

    şimdi sırayla iki şarkı paylaşacağım. ilkinin adı `paraatparaa`, ikincisi de hafız post'un rast şarkısı; gelse o şûh meclise nâz ü tegâfül eylese. ikisi de (hemen hemen) aynı notalardan oluşan parçalar fakat ne kadar da farklı duyuluyorlar. işte bu farklılığı yaratan şey seyir özelliğidir. verdiğim örnek üzerinden rast makamının seyir özelliklerini tarif edeceğim:

    önce parçanın biçim analizini yapalım. bunu ortalama dinleyici dahi yapabilir. birkaç kez dikkatle dinlemek ve esere aşina olmak yeterli. parçayla ilk bağı kurduğunuzda göreceksiniz ki form 4 parçalıdır: a - a - b - a.
    bu oldukça tipiktir zaten. radiohead şarkılarına baksak %60'ı bu formda çıkar. şimdi a ve b parçalarına bakalım.
    "gelse o şûh meclise nâz ü tegâfül eylese" yani 1. mısra a parçasının ilk bölümü. ikinci bölümdeyse terennüm var. terennümü bilirsiniz, tennenni falan gibi manası olmayan seslerle melodiyi dillendirmek diyelim. ilk bölüme a1, ikinciye a2 diyeceğim.
    a1 sol sesiyle başlıyor. türk müziğinde buna rast perdesi denir. bu ses makamın durak sesidir. ilk ölçü durak sesi pekiştiren notalarla devam ediyor:
    sol, la, sol, fa (diyez), sol ("gelse o şuh")
    ne demek bu şimdi? yani durak sesten yarım ses veya tam ses pestte yahut tizde geziniyor ezgi. ufak adımlarla durağın etrafında dolaşıyor. ismail dede efendi'nin `yüzündür cihânı münevver eden`'i de rast makamındadır ve o da rast perdesi yani durak ses ile başlar ve orada da ufak adımlar vardır. bir ton örnek vermeyeceğim ama hemen hemen tüm rast açılışları benzerdir (kemani tatyos'un `rast peşrevi` gibi istisnalar da vardır tabii. neva perdesi -re sesi- ile başlar). bu ilk ölçü bize şunu öğretti (öğretmeliydi): rast açılışı için rast perdesi -durak ses- yani sol iyi bir tercih. sonrasında da yarım veya tam ses uzaktaki notalarda gezmek durağı pekiştirecektir.

    ikinci ölçüye geçelim (..."meclise"...) . bu ölçüde ikinci bir durak sesi duyacaksınız. bu ilk ölçüdeki kadar belirgin değilse de yine de kendini duyurur. şöyle de ifade edebiliriz; bu parça bir pop şarkısı olsaydı ve şu gördüğünüz notalar vokal melodisi olsaydı, siz de bu parçanın bas partisyonunu yazıyor olsanız, ilk ölçüde ve ikinci ölçüde hangi sesleri basardınız? ilk ölçüde sol sesi -yani rast perdesi- olduğu aşikar. ikinci ölçüde ben olsam re yani neva basardım. bu görece flu karar sesine -rast makamı için re sesi- makamın güçlüsü denir. dikkat ettiyseniz ilk ölçüde seyir sol ile başlayıp sol ile bitmişti, ikinci ölçüde de re ile başladı re ile bitti. bu çok tipik ve çok sürprizsiz bir rast seyri. ikinci ölçüde neva perdesi -yani re- duyurmanın da bir dolu örneği var. örneklere boğmayacağım. üçüncü ölçüye geçmeden evvel ikinci ölçü hakkında bir şey daha yazacağım. yürüyüş "re - do - si (1 koma bemol) - la - si (1 koma bemol) - do - re" idi. re'den (neva) la'ya (dügah) gidip gelen bir sarkaç gibi. bestecinin hedefi ne? makamın durak sesi ve güçlüsü arasında kalan sesleri tanıtmak. ikinci ölçüden de şunu öğrendik; durak sesinin etrafında gezinen bir açılışı, makamın güçlüsü etrafındaki ufak gezinti takip edebilir.

    üçüncü ölçüde (..."naz ü tega/"...) re sesinden (neva) sol sesine (gerdaniye; rast sesinin bir oktav tizidir) sıçrıyor. sonra ufak adımlarla makamın güçlüsünün üstünde dolaşıyor. böylelikle makamın tüm seslerini üçüncü ölçüde bize duyurmuş oluyor. basit, sade, sürprizsiz ve eksiksiz. buradan çıkarılacak ders ise başka; gerdaniye perdesinden (sol) aşağı düşerken duyulan fa (yani acem perdesi) sesi. oysa makamı oluşturan sesleri yazarken fa sesinin diyez olduğunu yazmıştık. demek ki rast makamı "özellikle inici seyirli nağmelerde evç perdesi (fa diyez) yerine acem perdesi (fa) kazanabilir".

    dördüncü ölçüyü (..."/fül eylese"...) durak sese varış için bir hazırlık olarak görmek gerek. bu gezintide duyurulan segah perdesi (si 1 koma bemol) bence makamın seyir özellikleri içerisinde en dikkat çekici olanı. buna tekrar değineceğim. şimdilik böyle kalsın.

    beşinci ölçüde de nihayet rast perdesine yani durağa varılıyor. bu da cümlenin bitişidir. 5 ölçüde rast makamının seyir özellikleri hakkında epey fikir edindiğimizi düşünüyorum. ardından gelen 5 ölçü ilk 5 ölçüyle hemen hemen aynıdır. akabinde gelen terennüm ve b bölümü seyir özellikleri açısından pek farklı değildir. o yüzden bu şarkının analizini burada bitireceğim. bitirişi segah perdesi üzerine konuşarak yapacağım. bir önceki paragrafta açık bırakmıştık parantezi. segah perdesi yani si 1 koma bemolü piyanoda, gitarda, flütte falan duyamazsınız. perdesiz bir sazla bile duyamayabilirsiniz çünkü segah perdesi (si 1 koma bemol), buselik perdesine (si) çok çok yakındır. bunu hakkıyla duyurabileceğiniz iki enstrüman geliyor aklıma; biri lavta öteki de tambur. ben ne kadar seyir özelliklerinden bahsetsem de, siz ne kadar bu konu hakkında okusanız, dinleseniz de makamı idrak etmenin (içselleştirme oldu şimdi yeni adı) yolu çalmaktır. yukarıda analiz ettiğim şarkıyı çalarak işe başlayabilirsiniz. sonra ondan taklitle ufak doğaçlamalar yaparak daha iyi tanırsınız makamı. tanıdıkça "segah perdesi bu makamın en incelikli noktasıdır" iddiama hak vereceğinizi tahmin ediyorum. 2/9 ses pest veya tiz basmak bile tüm havayı dağıtıyor. illa segah perdesi gerekiyor.

    anlatmak istediğim bir şey daha var; o da rast makamının arap müziğindeki yeri. hatırlayın türk müziğinde 1 tam sesi 9 parçaya bölünüyordu. arap müziğinde 4'e bölüyorlar. bu bilgi heybede bir dursun. rast makamı ise bizdeki gibi neva perdesi ile (sol) değil do sesi (çargah perdesi) ile başlıyor. iş sadece bu basit transpozisyonla kalmıyor. kafa karşılıklığı olmasın diye bizdeki gibi sol sesine transpoze ederek konuşacağım. en önemli fark evç perdesinin (fa diyez) hemen hemen hiç kullanılmaması ve onun yerine acem perdesinin (fa) tercih edilmesi. diğer fark ise segah perdesinde. hatırlayın bizde si'den yalnızca 1 koma (1/9 ses) pesti (segah perdesi) kullanılıyordu rastta. araplar ise si sesinin 6/8 ses pestini kullanıyorlar. kürdi'ye yakın hatta kürdi'den de pest. popüler bir örnek; fairuz - warqo el asfar. şu örnek bile türk müziği ve arap müziğindeki rast makamının seyir özellikleri farkını göstermeye yeter.

    gelecek günler ve haftalarda yazmaya devam edeceğim makamlarla ilgili. yazdıkça daha da eşelerim.
  • (bkz: rasta)
  • geçmişte felçli insanları tedavi etmekte kullanılır imiş. bunun yanında kemik ve beyin üzerinde etkisi varmış. düşük nabzı yükseltir, heyecanı artırır ve uyumayı engellermiş.

    güneş iki mızrak boyu yükseldiğinde dinlenilmesi tavsiye edilirmiş.
hesabın var mı? giriş yap