radyo reklamı
-
genel itibariyle bir kadın bir de erkek spikerin sırayla ve kanon yaparak konuştuğu, fon müziği olarak "i will always love you", "my heart will go on" ya da "eye of the tiger" kullanılan, reklam verenin bütçesi kısıtlıysa komik derecede kısa sürebilen, çoğunlukla ürün veya marka adıyla başlayıp biten tanıtım yöntemidir.*
bir reklam vardı, hiç unutmam, 3 saniye ya sürüyordu ya sürmüyordu:
"provvaprovvagömlekleriprovva". -
yapmasi zordur da iyisi olunca dadindan yinmez
-
(bkz: reksan reklam sunar)
-
televizyon reklaminda tek bir mimikle çözebileceginiz bir seyi bile diyaloga ve efekte yükleyeceginiz için zahmetli bir istir; bu sebeple televizyon reklamini aynen radyoya uygulamak yerine farkli bir yol aranmalidir; bu alanda son dönemin en sükela isi, tat ketçap'in ögretmen-ögrenci diyaloglarini içeren reklamlaridir, turnayi gözünden vuruvermektedir naçizane kanaatimce. bu yorumu yaptim, ama ali de degilim, atif da degilim, bir de degilim; öyle olacagima hincal olayim uluç olayim daha iyi; o derece yani.
-
turkiyede genelde televizyon reklami alinir, goruntu silinir, geriye ses birakilir, bu data kaydedilir, radyo kannallarina yollanir.
-
bir aralar mithat körlerin radyo sesinde şöyle bir reklam vardı: "hüsnü, akşam eve gelirken lütfen kızılay madensuyu almayı unutma". teyzemiz bunu hecelerin vurgularının hakkını vere vere, harfleri atlamadan anons gibi söylerdi. cem yılmazın trt türkçesiyle dalga geçmesine malzeme çıkarır cinsten. bir yandan güler bir yandan da içten içe acırdım hüsnü abiye
-
hala aptala anlatır gibi icra edilen reklam janrı. yapmayın reklamcılar, yaptırmayın reklamverenler, sundurmayın radyologlar.
-
bazen aynını televizyonda bir slayt edasındaki video ile sunarlar ya, işte beceriksizlik budur dersin, işte öyle menem bir şeydir bu reklamlar.
-
-
"şangıır*!
kırıldi cam!
üzülmeyinız,
açmiştır, debre caddesinde camcı hüsam;
gelona, görona!"
alibeyköy - gaziosmanpaşa arasında alıcı bulabilecek bir radyo reklamı. kosovalıların toplumsal belleğinden devraldım, ama söylem bir gostivar ağzı.
***
ve fakat delial değil, o halis, vurucu, unutulmaz, hem de kısa-ekonomik bir televizyon reklamıydı.
eski solcuların reklamcı olması radyo reklamlarında da geçerli miydi? basın yayıncı olmasa da solcunun iletişim ve ajitasyon uzmanı olması, öte yandan teknoloji ve ilerlemeyle dost olması gerekiyordu di mi?
(bkz: reklam/@ibisile), radyo/@ibisile
(bkz: şimdi reklamlar)
(bkz: grundig teyp bakbak'ta), bakbak
(bkz: eti eti eti)
(bkz: vepa/@ibisile)
(bkz: ev yapımı tadında limonata/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap