• türkiye büyük millet meclisi 21. dönem milletvekili
    ridvan budak, istanbul
    tercan - 1950, rıza - nigar - ilkokul - sendikacı - çerkezköy bölgesi
    tekstil işçileri sendikası şube başkanı, disk yönetim kurulu üyesi, tekstil
    işçileri sendikası genel başkanı, disk genel başkanı - evli, 2 çocuk. bağımsız milletvekili
  • tercan 1950 doğumlu, ilkokul mezunu, sendikacı ,çerkezköy bölgesi tekstil işçileri sendikası şube başkanı, disk yönetim kurulu üyesi, tekstil işçileri sendikası genel başkanı, disk genel başkanı .
  • siyaset meydanında gün olarak bakıp da neredeyse tanıyamadığım $ahsiyet.bu siyaset insanı yıpratır.
  • gün itibariyle flash tv'ye yaptığı açıklamalarla gündemi çok iyi okuduğunu belli etmiştir, kısaca demektedir ki:

    "solun bu laiklik çatışmalarına gömülmesi gereksiz, bırakın anayasa mahkemesi uğraşsın, hem iktidara halk nezdinde en güçlü olduğu ve mazlumu oynadığı noktada çatmak gereksizdir, asıl muhalefet emek üzerine olmalıdır, muhalefetim diyenler davutpaşa olayı üzerinden sigortasız işçilerin problemlerine, belediye ve emniyetin ihmallerine, mehmet şimşek'in sözleri üzerinden ücretlerin durumuna eğilmelidir, bu şartlarda bile türkiye'de ücretlerin çok iyi olduğunu, öğretmen maaşlarının yüksek olduğunu, işsizliğin aslında varolmadığını iddia edenlerin gafları üzerine gündem oluşturarak halk desteği geri kazanılabilir"

    kendisi belki ilkokul mezunu ama türkiye'yi 50 küsür rektörün tamamından daha iyi tanıdığı kesin
  • (bugüne kadar kardeşi sanıyordum ama) disk'e bağlı ilerici deri-iş genel başkanı iken 12 eylül darbesiyle sendikası kapatılan ve 25 temmuz 1981 günü sokak ortasında polis tarafından öldürülen kenan budak'ın kendisi gibi sendikacı amcaoğlu.
  • 1976 yılında disk'in dgm*'lerinin kurulmasına karşı direnişinin sebebini "olağan rejimin mahkemesi olağanüstü olmaz"* sözüyle savunan sendikacı kişilik. disk eski genel başkanı.

    1999 genel seçimleriyle dsp'nden milletvekili seçilmiştir. yıllardır mücadelesini verdiği işçi hakları için en etkili olabileceği makamların başında gelen sağlık çalışma ve sosyal güvenlik komisyon başkanlığı'nın başına geçmeyi reddetmiştir. dsp-chp birleşmesi fikrine karşı çıkarak dsp'nden istifa etmiş, bağımsız(ama daha etkisiz) milletvekili statüsünü kazanmıştır.
  • greif gibi işçi sınıfının şanlı direnişinde ihanetci olarak tarihe geçmiştir. taşeron kalkacak diyen işçileri hayalperest olarak nitelendirmiştir. işgalden kokmuştur. fabrikaya yapılan operasyon sonrası işçiler disk binasında beklerken işçileri çıkartmaya çalışmıştır. işçi sınıfının haklı mücadelesi ve talepleri sendika ağlarına ağır gelmektedir. kendisi son dönemde milletvekili aday adayı olmuştur. işçi sınıfına karşı ihanetini teşhir eden sınıf devrimcilerini tehdit etmiştir. ama şimdi işçi sınıfı güzel teşhir etti:) o pankartlardaki resimlere yapılan yazılamalar, protestolar. naparsın budak? işçi sınıfının örgütlülüğü böyle bir şey. ıhaneti unutmuyorlar kolay kolay. o koltuklarda oturup sadece aidat aldığınız ama bir o kadar uzak olduğunuz, korktuğunuz, sınıfsal direnişerinde hayalperest dediğiniz, sürekli uzlaşma ile ihanet ettiğiniz işçi sınıfı böyle bir şey.

    yıllar sonra gelen dipnot: geçen işçi sınıfının tarihsel drenişlerine bakarken denk geldim. bu budak tariş( izmir 1980) direnişinde de ihanetçiymiş. o değil de tariş işçilerinden "direnişi kıranın kafasını kırarız" sloganları ile dayak yemiş:) tariş'ten greif'a budak da değişen bişey yok. eylemlerde görülünce işçi sınıfı bayağı tepki gösteriyor budak'a.
  • biraz evvel ayşenur aslan da denk geldim.bunca yıllık sol birikim ve siyasetle gelen tecrübe den sonra bir şeyler söylemesini bekledim ama kahve edebiyatı yapmaktan ileriye gidemeyen bir insanla karşılaştım.aslında şaşırmadım .sağ dinci ideolojinin binlerce yıllık nakaratının konforlu dünyasından uzakta sol ,içinin tarih felsefe, toplumbilim ve hatta matematik ile doldurulması ve sentezlenmesi gereken bir mecranın içine dalmaya cesaret edemeyen türkiye solunun gerçekten bir şeyler söylemesini beklemek aptallık olurdu.ama daha kötüsü kendini sol atatürkçü çizgide gören duayen gazetecilerin hala bu tiplere gösterdiği teveccüh geleceğe karanlık bakmamın esas sebebi.
  • 28 şubat'a destek veren beş sendikadan biri olan disk'in başındaymış o dönemde. diğerlerini de bilmiyorum ama solcu bildiğim sendika disk neden askere böyle destek vermiş anlamadım.
    şöyle bir yazı buldum süreçle ilgili: t24
    "28 şubat sürecinde önemli bir rol oynayan ve “sivil inisiyatif”, “beşli oluşum”, “beşi bir yerde”, “beş kafadarlar”, “yıkım ekibi” ve “bizim çete” olarak da adlandırılan bu grubu tobb başkanı fuat miras, tesk başkanı derviş günday, türk-iş başkanı bayram meral, disk başkanı rıdvan budak ve tisk başkanı refik baydur oluşturuyordu."

    neyse sanırım 2007'de de, (nisan muhtırası öncesine denk gelmiş neyse ki, sonra olsa nasıl olurdu bilmem ama) pişman olduklarını söyledikleri bir söyleşi-yazı var. demirel bizi teşvik etti demişler.
    şöyle demiş:

    "eski disk başkanı rıdvan budak:
    çevik bir, genelkurmay başkanı gibiydi
    genelkurmay başkanı karadayı, darbe istemiyordu. ancak org. çevik bir, daha ileri gidebilirdi. bir, genelkurmay başkanı havasındaydı. birtakım askerî kademelerde müdahale anlayışı vardı. ancak o gün o müdahaleyi yapmak isteyenler, 2002'de ak parti'nin iktidar olmasının önüne geçemediler. öyleyse askerin siyasetle ilgili öngörüsü yeterli değil. asker askerliğini yapacak. askerin yaptığı her müdahalede sivil siyaset tasfiye edildi. siyaset, tecrübe kazanamadı. sonuç olarak askerî müdahaleler türkiye'nin problemlerini çözmüyor. seçimle gelen seçimle gitmeli. seçimle gelen de, ben her istediğimi yaparım, dememeli. ben hayatımın en güzel yıllarını askerî darbe nedeniyle cezaevinde geçirdim. 4 yıl, 30 ile 34 yaşları arasında. darbeden yana olduğumu söylemek için insanın aklını yemesi gerekir. ama benim cumhuriyetin değerlerini korumak konusunda hassasiyetimi, siyaseten karşı olan arkadaşım da anlamalı. askerin müdahalesinin olmayacağı bir siyasi sistem kurmalıyız. demokrasi her şart ve koşulda müdahalesiz, kesintisiz bir biçimde devam etmelidir. bu saatten sonra türkiye'de askerin müdahale şansı kalmamıştır.

    erbakan ürktü; erdoğan delikanlı
    rp lideri necmettin erbakan 28 şubat'ta zekâsına rağmen ürkmüştür, iyi siyasetçi olamamıştır. erdoğan ise gözümde bir delikanlıdır; gitti hapis yattı, geldi iktidar oldu. hem hapis yatmış hem de yüksek askerî şûra'da şerhini koymuştur. siyaset biraz da delikanlılık ister. erdoğan, köşk'e çıkacak gibi gözüküyor. çıkarsa bir sıkıntı oluşmaz, oluşmamalı. yasal bir engel yok. bizim diyeceğimiz bir şey de olmaz. ancak, seçimde onu dengeleyecek bir yapı gelmeli."
hesabın var mı? giriş yap