• eski uygarlıklar hakkındaki tarihi ve arkeolojik bilgileri çarpıtarak, yalan yanlış arkeolojik bulgularla insanların geçmişi ve tarihi hakkında uçuk -evet tek kelimeyle uçuk- teoriler üreten bilim dalı (bilim derken ironi yaptım), sahte arkeoloji.

    öne sürülen fikirlerin temeli geçmişimizde uzaylıların parmağının olduğudur.

    mısır piramitleri, aztek ve maya anıtları, stonehenge gibi eski kültürlerden kalma, haklarında klasik arkeolojinin sınırlı bilgi sahibi olduğu tarihi bulgular, mitolojik hikayelerin ve efsanelerinde yardımıyla çarpıtılarak bilimsel ve arkeolojik konularda çok fazla bilgi sahibi olmayan fanteziye aç insanların ilgisini çeken bir tarz altında, alternatif bir tarih bilgisi gibi sunulur.

    bunlara göre dünya dışı varlıklar binlerce yıl önce dünyamıza gelmiş, bize medeniyet, kültür, uygarlık öğretmiş ve hatta uyguladıkları dna deneyleriyle bizleri resmen yaratmışlardır. tabii bu ziyaretleri binlerce yıl devam etmiş, insanlar bu eski astronotların yardımlarıyla ne amaçla kullanıldığı meçhul, bizim de şu anda anlamakta zorlandığımız dünyanın her yanına dağılmış arkeolojik eserleri yapmışlardır.

    en ünlü isimleri zecharia sitchin, erich von danıken ve immanuel velikovsky'den oluşan holy trinity ile hızından hiç kaybetmeden kendine yeni müritler edinen bu sahte tarihçilik ve arkeloji bilimi*, bu teorileri sağlam zemine oturtmak için bilimsel ve tarihi gerçekleri acımasızca kendi amaçları doğrultusunda çarpıtarak kendi görüşlerini bu konular hakkında derin bilgi sahibi olmayan, objektif analiz edebilme yetişinden yoksun insanlara gerçekmiş gibi sunmaktadır. "fantezi gerçeklikten daha güzeldir" mantığıyla düşünen insanlar da bu sahteciliği gerçekmiş gibi yutmaktadır.

    bu arada olan tabi bilime, analitik ve objektif düşünmeye, kendi alanlarına yıllarını verip otorite olmuş bilim adamlarına olmaktadır. işin ilginç tarafı, kendi alanlarında uzman olan bu kişilerin kitaplarından, çalışmalarından hiç çekinmeden alıntılar yapan, gerektiğinde başvuran, gerektiğinde ise çarpıtan bu sahte tarihçilerin kendi ipe sapa gelmez teorileri bilim dünyası tarafından ciddiye alınmayıp eleştirilince bilim dünyasını kısa görüşlülük, yeniliğe açık olmama, statükoculuk gibi suçlamalar altında bırakmalarıdır. bu da aslında sansasyonel konuları daha çabuk kavrayıp inanan insanların bu teorilere inanmasını güçlendirmekten başka bir şeye yaramamakta ne yazık ki. zamanında fizik, matematik, tarih gibi derslerden çok çekmiş insanlar gidip de bilim dünyası töhmet altında kalınca bundan sanki gizli bir zevk almakta, "bak gördünüz mü, sizler ne kadar kısa görüşlüsünüz, hiç bir şeyi anlamıyorsunuz. bu konulardan bu kadar rahatsız olduğunuza göre vardır bir doğruluk payı" diye düşünmekte herhalde..

    bir düşünün: bir bilim adamısınız, yıllarınızı uzmanlaşmak için harcamış, emek vermiş, alanınızda bir numara olmuşsunuz. ama ortaya koyduğunuz eserler akademik çevre dışında pek tanınmasın. sonra da herifin biri çıkıp kendi kısıtlı, yarım yamalak bilgisiyle bu gerçekleri alsın, onları da çarpıtarak ortaya saçma sapan bir teori atsın. bu teoriler tutsun, kitapları milyonlar satsın, ismi dünyanın hemen her yerinde tanınsın, hatta medyada bazen "uzman" kişi imiş gibi tanıtılsın. sonra siz bu fikirlerin gerçeklik ve bilimle bağdaşmadığını söyleyip ve hatta kanıtladığınız zaman da "kısa görüşlü, dünyaya at gözlüğü ile bakan biri" olarak eleştirilin... bu yukarda anlattığım hikayede hata nerdedir acaba sevgili new age hayranları bir söyler misiniz?

    tabii bu tür akımların tüketim toplumu tarafından neden el üstünde tutulup pohpohlandığı konusuna daha girmedik bile!
hesabın var mı? giriş yap