• bazılarının preposition sandığı teklif anlamındaki ingilizce sözcük.
  • öneri, teklif gibi anlamlara gelir. (bkz: propose)
    in, out gibi şeylerin adı olan preposition ile karıştırılmamalıdır.
  • (ing.) argoda karşıdakine cinsel ilişki teklifinde bulunmak.
  • duruş ile beraber gelen bir tekliftir.
    farklı duruştaki kişi ve kurumlara yollanması pek nadir görülen bir doğa olayıdır.
  • ingilizce dilbilgisinde, ozne+yuklem kalibina* verilen isim. otobiyografik hafiza alaninda kullanilan hafizayla ilgili metnin* kodlanan ozelliklerinden*biridir. ornek vermek gerekirse, "i saw him" cumlesinde bir tane proposition vardir (i: subject, saw:verb). "i saw him and ran" cumlesindeyse iki proposition vardir (i: subject, saw: verb1, i[soylenmese de] subject, ran:verb2). yine ayni alanda, hafizaya yonelik metindeki proposition sayisinin yuksek olmasi, o metnin daha karmasik (olumlu anlamda) olduguna isaret eder.
  • (bkz: statement)
  • doğru veya yanlış şeklinde bir değer alabilen ve yargı belirten cümle, önerme. dümdüz, önerme içeren yargı.

    (bkz: propositional meaning)

    örneğin şöyle bir context çizelim. yemekteyiz ve tuzu istiyoruz masada.

    - can you pass me the salt?

    ortada soru kalıbıyla oluşturulmuş bir cümle var ama cevap beklenmiyor, gerçekten uzatıp uzatamayacağıyla ilgilenmiyoruz, ama şöyle bir cevap gelirse ne olur?

    + yes, ı can pass the salt .

    böyle bir cevap verilirse, o zaman kişi propositional meaning 'i esas almış olur yani saçmalar.
hesabın var mı? giriş yap