• marslı ve artemis gibi çok satan bilimkurgu romanlarının yazarı andy weir‘ın bir sonraki eseri. dünyayı kurtarabilecek tek kişi olan uzaydaki yalnız astronotun hikayesini anlatan project hail mary 2021‘de yayınlanacak. mgm ise daha kitap çıkmadan film haklarını almak istiyormuş.
  • andy weir'ın 2021'de yayınlanacak ve sinemaya uyarlanacak olan romanı. phil lord ve chris miller'ın yöneteceği filmin başrolünde, yeniden astronot olacak ryan gosling var.

    https://www.hollywoodreporter.com/…ma-ryan-gosling/
    https://kayiprihtim.com/…ary-uyarlama-ryan-gosling/
  • ryan gosling 3 yıllık arayı gene astronot rolüyle noktalayacaksa proje iyi olmalı. yoksa first man'den sonra gene niye bi astronotu oynamak istesin ki? umarım andy weir'in romanı, the martian'dan daha iyidir. bekleyelim görelim... bakalım nasıl bir film ortaya çıkacak? gerçi gosling'in usta bir yönetmenin bir filmiyle dönmesini isterdim, zaten yıldızı iyice parladıktan sonra birkaç yılda bir film yapar oldu, eskiden daha fazla filmde oynuyordu.
  • dün çıkmış olan yeni andy weir kitabı.
  • eğer the martian kitabındaki cheezy espri kalitesini beğendiyseniz (ben bayıldım şahsen zevksizlik mi dersiniz artık, çocukluk mu bilmem) bu kitabı okurken de gülme krizlerine girebilirsiniz.

    sayın weir köklerine dönmüş, artemis kitabından da anladığımız kadarıyla protagonisti yalnız bırakmayınca çok başarılı yazamıyor. bu kitapta martian kitabındaki formüle geri dönüp tek tabanca bir astronot ile geçiriyoruz flashback olmayan kısımları.

    henüz yarısında olmama rağmen bayıldım, martian'ı sevdiyseniz bunu da seveceksiniz, alınız okuyunuz.

    edit: kitabı bitirdim. 2021 yılının en iyi bilim kurgu romanı muhtemelen bu olacak eğer the expanse finali gölgede bırakmazsa. %100 tavsiye ediyorum the martian'ı sevmeyen insanlara bile tavsiye edebilirim.
  • audible'dan aldım sesli kitap versiyonunu. the martian ve artemis'i okumuş/dinlemiş biri olarak söyleyebilirim ki sanırım bu kitap diğer ikisinden önde.

    30 bölümlük kitabın henüz 9. bölümüne yeni geçtim ve günde 2 saatlik dozlarla ilerliyorum. kendimi daha hızlı devam etmemek için zor tutuyorum zira zamana yayarak tadını daha fazla çıkarmaya çalışıyorum.
  • the martian'ı olduğu gibi bunu da başlayınca bitirecek kadar zevkle okudum. birinci tekil şahsın ağzından romanlar zaten genelde keyifli olurlar ama bunda akıl yürütmeler de gayet iyiydi. elbette biraz fazla 'geek' kısımları, fizik bilenlerin hoşuna gidecek minik detayları da vardı ama genel okuyucu açısından bunların hiçbir önemi olmaksızın da okunabilir diye düşünüyorum.
    'rocky' ile olan ilişkinin kurulması ve ilerlemesi hoşuma gitti ama birçok detayı iyi çalışmış, iyi düşünmüş olsa da, weir, bir uzaylının psikolojisinin insana çok benzeyeceği varsayımı biraz fazla abartılı kaçmış.
    (ps. yazmazsam olmaz, bence kitapta anlatılan bir olay akışında insanlığın davranışı project hail mary olmazdı. tüm ülkelerin birleşmesi vs belki olabilir ama tau ceti'de bu durumun gözlenmiyor olması araştırılacak binlerce alternatif olası çözümden biri olarak kalırdı. benim bildiğim insanlık elindeki tüm nükleer arsenali venüs'e gönderip, oradaki co2'yi yok ederek sorunu çözmeyi veya buna benzer başka aptalca şeyleri denerdi mutlaka mesela. )
  • marslı dan sonra artemis o kadar esprili, güldüren bir yapıda değildi. marslı gerçekten çok detaylı araştırılmış ama sıkmadan eğlenceli okurken kahkaha attıran bir kitaptı.

    project hail mary de marslı minvalinde olacağını umut etmekteyim 2021 yılında çıkacak olan roman'ı şuan için ingilizce temin edebilirsiniz. ısbn numarası : 978-1529100624
  • bu benim weir'den okuduğum (aslında dinlediğim demem lazım (bkz: audible)'dan dinledim kitabı) ilk kitap. üst üste tevasiye edilenlere düşünce, zaten kitap arayışında olan bana bir şan vermek düştü. madde madde yazacağım ki dağılmayayım.

    1- birinci kişi anlatım: eğer gezi kitabı v.b. değilse okuduğum kitap birinci kişi anlatımı sevmem, öyküye konu kişinin tanık olmadığı şeyleri anlatamaz çünkü yazar. sırf bu yüzden gereksiz plot ihtiyacı duyarlar ya anlatan kişi kulak misaifiri olur veya gereksizce uzun diyaloglar ile üçüncü kişiler anlatır ki kahramanımızın bulunmadığı yerlerdeki olayları yazar bize aktarabilsin. bu kitapta flashbackler ile desteklenen kahramanın yalnızlığı kurgusu bu sorunu aşmanın etkili bir yöntemi olmuş. bayıldım, bu kitap (bkz: first person) önyargımı yıktı bile diyebilirim. daha önce -adını bile anımsamıyorum- 1950'lerde geçen bir dedektiflik/mahkeme ortamı kitabı okumuştum sanırım baldacci'nin kitaplarından biriydi ve nefret etmiştim. sürekli polisi şüpheli sorgularken dinliyorduk, ayyaş konuşturuyorduk v.b. uzatmayayım bu kitaba çok yakışmış birinci kişi ağzından yazmak.

    2- bilimsel doğruculuk: yazar bilimsel olarak, her zaman mutlak doğruyu kovalamasa bile tutarlı olmak için çok uğraşmış. (bkz: bilim kurgu) yazınında özellikle benim gibi kıl bir (bkz: nerd) iseniz sizi felaket soğutabilir bilimsel tutarlılık, okuyucu aşağılanmış hisseder, sürekli soru sorar, peki artan eneri nereye gitti, dalga boyu değişmez mi, o ivmede oluşan kuvvetlere nasıl dayandılar, insan duyuları o dediğini algılamaz ki vb bir sürü itiraz şüphe döner nerdün belleğinde. bu kitapta kafamda dönen her soruya yanıt verdi yazar. bakın tamamına diyorum. elbette bilim kurgunun kurgu kısmına saygı duyan bir okurum önceden tanımlanmış kurgusal olgulara itirazım yok zira onlar da çok (bkz: tutarlı) bir öykü zincirinin parçaları. zaten aksi takdirde sıkıcı bilim bilim kitabı olurdu, project hail mary şahane bir (bkz: bilim kurgu) öyküsü olmuş. pek çok yerinde sayı vermekten büyüklük, sıcaklık, hız, frekans v.b. tartışmaktan hiç korkmamış ve bir kere daha söylüyorum anlatımda kullandığı sayılar da çok tutarlı hissettiriyor okuyucuya.

    3- öykü akışı: spoiler vermeden buraya yorum yazmam çok zor ama şunu söyleyeyim, zaman zaman bir sonraki bölümü o kadar çok merak ettim ki işlerimi erteledim, kendimi sokağa yürüyüşe vurdum, hiç park insanı değilimdir kulağımda kulaklık parklarda oturdum. her aşamasında bir sonraki gelişmeyi merak ettirdi kitap.

    4- keşke daha uzun olsaydı: her bir (bkz: cihaz), (bkz: deney), (bkz: operasyon) o kadar detaylı anlatılmış ki sanki gerçekmiş duygusu yaratıyor insanda. bunlardan keşke daha çok olsaydı, daha da detaylandırsaydı. biraz çabuk bitti hissi yaşadım ben bunun yarısı kadar daha uzun olsaydı keşke.

    5- audible'da seslendiren sanatçı da benden tam puan aldı. temposu vurgusu muhteşemdi. (bkz: ray porter) isminde bir ses aktörü. şu sahnede darkseid'i seslendiren oyuncu kendisi. çok iyi iş çıkartmış bana youtuber (bkz: thunderf00t)'u çağrıştırdı anlatımı.

    sonuç: bu yılın şüphesiz en iyi bilim kurgu kitaplarından birisi olmuştur. eğer okusam mı okumasam mı diye düşündüğünüz için buradaysanız mutlaka okuyun/dinleyin derim.
  • andy weir'in "let's science this up!" falan diye konuşan geek astronot makarnasını değişik bir sosla sunduğu yeni kitabı. ve ben soslu makarnayı çok severim. bunun sosu da leziz olmuş, damakta çok güzel tat bırakıyor. okurken, günlük hayatınızda aklınıza gelip döneyim de okumaya devam edeyim diye düşündüren ve bittiğinde boşluğa düşüren kitaplardan.

    kitabı okurken filmini izlemiş kadar oldum. blockbuster bir hollywood filminde olması gereken her şey var. zaten ryan gosling'i yapıştıp projeyi başlatmışlar hemen. başta dedim "ulen andy film çekilsin diye özellikle bu tarz yazıyon keranacı." sonra reddit'te cevaplamış, "özellikle böyle yazmak için kasmıyorum anlatım dilim öyle." diye. sanırım burada biraz tavuk-yumurta ilişkisi var. hollywood anlatımından etkilenen yazarların hikayelerinin filmini yapan bir hollywood döngüsü oluştu. (bkz: dan brown)

    --- spoiler ---

    yahu bu sevimli buddy e.t. olayında daha gerçekten çok ekmek var. rocky harikaydı. diyaloglar çok keyifliydi.

    gezegenler ve yıldızlararası uzayda evrimleşen tek hücreli mikroorganizma fikri, astrofaj, panspermia, uzak mesafe yolculukta görelilik, yörünge mekanikleri, rocky'nin metalik fizyolojisi ve gezegenindeki şartlar, uyuma izleme gibi uzaylı kültürü hepsi hoş yedirilmişti hikayeye. rocky'nin psikolojisinden espri anlayaşına kadar neden bu kadar insansı olduğunu da yine benzer sosyal etkileşime sahip bir toplum yapısına ve benzer seviyedeki medeniyete bağlayabiliriz istersek, ama çok da önemli değil o kadar düşünmeye gerek yok, hikaye böyle çok daha güzel, sci-fi o kadar da hard olmasın arkadaş.

    andy zaten hard sci-fi'deki hard kısmını çok iyi ayarlıyor. sci kısmına ilginiz varsa sorunlar gerçekçi ve çözümler eğlenceli. ama dediğim gibi "şimdi science yabacaaam", "şimdi math yabacom çok karışık math yabacamm" falan diye amerigalı redneckler anlasın diye bilal'e anlatır gibi araya sıkıştırması da beklediğim kadar rahatsız etmedi. yine sonra detaya inmekten korkmamış çünkü.

    hafif buruk ama insanı tatmin edici biten bir sonla da kapamış. filmi sadık kalırsa herkes salondan çok mutlu ayrılır ve andy artık burdan yürümeyi bırak koşar gider. daha da genç sayılır, yazarlığını da geliştiriyor. bir iki tane daha çok iyi kitap çıkarır bu.
    --- spoiler ---

    şiddetle tavsiye edilir kısaca.
hesabın var mı? giriş yap