prayer

• ing. dua.
• (bkz: i say a little prayer)
  (bkz: like a prayer)
  (bkz: living on a prayer)
• ad&d 'de tanrilarin rahiplerinin atabildigi, hayat kurtaran bir buyu, sizi super bonuslar ve korunma kazanirken karsi taraf da daha zor size vuruyor, daha cok hasar aliyor filan. rahiplerin buyusu de o kadar etkili degil diyen buyucu sinifina gosterilecek guzel bir ornek, sakat bir buyu..
• bağrı yanık bir tutsak
• varlığı için sürekli dua eden, derdi bulmuş, derman arayan kişi. (bkz: gamlı baykuş)
• (bkz: simetri hastaligi)
  
  ben bunun evine her gidisimde simetri olan her seyi bozarim... ama n'olur? o da evime geldiginde benim özenle asimetrik hale getirdigim seyleri hizaya koyar, deli eder... bu konuda annemle gizli müttefik olduklarindan süphelenmekteyim...
  
  ayrica konuyla ilgili olarak (bkz: basak burcu kadini)...
• uyurken yalan söyleyebilen nadir sahsiyet... tam o sirada ruhunu seytana ödünc veriyo herhalde cünkü normal sartlar altinda yüzü kizariyo, kekeliyo bu; yalan söyleyemiyo...
• bugün itibariyla rejime basladigini beyan etmis kisi... 1 hafta sonra sonuclar aciklanacak... içkisine ilaç koyup uyutularak ciplak fotograflari cekilecek ve hepsi internetteki bilumum sitelere dagitilacak... kacirmayin, azzzzzzzzzz sonra!
• sanat yönetmeni, art direktör, art director... bi de iyi insan... sevin onu... ben seviyom misal...
• eksi sözlük kitabi rare bi edition'i ssg ve kler'e zorla imzalatmakla yetinmeyip "süper moderatör, iyi insan" nidalariyla armonipolis'ini bi kösede kistirip imza alan kisidir bi de... yoksa o ben miydim? neyse, hakkatten de sevgi böcegi bi seymis bu armonipolisi... burdan saygilar sunuyorum kendisine...