• (bkz: mimesis)
  • üretici faaliyet, yapmak.
  • eski yunan toplumunda el emeğiyle gerçekleşen tüm etkinlikler için kullanılan "poios" sözcüğünden türetilmiş sözcük.
    (bkz: poiein)
  • "nedir canın* ürünleri? düşünce ve daha ne varsa. işte bütün yaratıcı şairler* ve sanatlarına yenilik getiren işçiler bu canı bereketli insanlardır." eflatun - symposion (sokrates'in diotima üstünden düşüncesi olarak)

    "- şöyle: poiesis (yaratma) dediğimiz şey çok geniştir biliyorsun, var olmayan bir şeyi var etmenin her türlüsüne poiesis (yaratma) deriz; böylece her sanatın yaptığı bir poiesis'tir, her yaratan da poietes'tir." eflatun - symposion (sokrates'in diotima üstünden düşüncesi olarak)
  • '' kökendeki anlamıyla, poiesis yalnızca yaratma anlamına gelir, yaratma da, bildiğiniz gibi, çok çeşitli biçimler alabilir. '' (bkz: platon)
  • sonunda marcel duchamp'ı kendi sesinden dinlediğimiz muazzam parça.

    ''to all appearances, the artist acts like a mediumistic being who, from the labyrinth beyond time and space, seeks his way out to a clearing.

    poiesis-alef

    bir diğeri için;

    nicolas jaar - encore
  • ilkçağ yunan felsefesinde üretme, meydana getirme ya da yaratım anlamında kullanılan terimdir(yetkinliğe ulaşmak).
  • yaşamı (hayatı) üretici faaliyet üzerine mi (poiesis) kurgulamalıyız? yoksa akıl (episteme) üzerine mi kurgulamalıyız sorusunu bana sordurtmuş yunanca kavramdır.

    asıl tartışma akıl ile tahayyül arasında döner. akıl yarattığım değildir ama tahayyül yarattığım bir şeydir. buradan başlayabiliriz.
  • ilhamın yüksek bilinç düzeyindeki yaratıcı edimi. creative imagination. kant terminolojisinde bildungkraft; inşa eden imgeleme faaliyeti, kurucu hayal gücü.
  • piyano ile elektronik müziğin bir diğer şahane sevişmesi.

    bu ikili, zaman - mekan algımı tamamen yok edebiliyor. öyle bir penetrasyon bu.

    parçanın sonundaki tirad marcel duchamp'tan. buyrun, umarım dinlemelere doyamazsınız:

    the more perfect the artist,
    the more completely separate in him will be
    the man who suffers and the mind which creates;
    the more perfectly
    will the mind digest and transmute passions
    which are its material.
    millions of artists create.
    only a few thousands are discussed or accepted
    by the spectator and many less again
    are consecrated by posterity.
    let us consider two important factors,
    the two poles of the creation of art.
    the artist, on the one hand,
    and on the other the spectator
    who later becomes the posterity.
    to all appearances,
    the artist acts like a mediumistic being who,
    from the labyrinth beyond time and space,
    seeks his way out to a clearing.
hesabın var mı? giriş yap