• yanıcı etkisi çok yüksek olan bi eşyadır. tutuşunca sis bombası mübarek fışır fışır atar. hele küçük küçük kesip, fitil koyun ortasına yakıp izleyn, of çok fena bişey pinpon topu yakmak yaa.
  • az önce bir doğum kontrol yöntemi olarak kullanıldığını öğrendiğim küçük top.

    bildiğin spiral gibi yabancı madde reaksiyonu oluşturup makrofajları arttırıyormuş, hay aklınıza ben sizin.
  • aylar sonra kedimin banyodan bulup çıkardığı ve 5 dakika içinde tekrar kaybettiği turuncu oyuncak
  • kedinin kafasını yemesinin müsebbibi olabilecek top. turuncu yahut beyaz olur genel olarak. nerden çıkardım, aklıma zıçıyım; esasen oynaması çok hoşuma gidiyor ancak, onunla birlikte alt komşuda kafayı yemek üzere.
  • (bkz: tüik)'in favori pokemonu. seni seçtim pinpon topu!!
  • dolar yükselirken stokladığım canım ciğerimdir. (gerçi niye stokluyorsam, zaten bunun fiyatını çok artırmıyorlar)

    deterjan, tuvalet kağıdı, peynir ve buna benzer ürünlerin yanında mutlaka pinpon topunu evde stok bulundururum.
    düşünsene bir evde yeteri kadar pinpon topu yok, oha beaa düşünürken bile başım döndü.
    her evin olmazsa olmazıdır.

    (bkz: tüik)
  • küçük yaşlarımda yaşadığım travmalardan birinin sebebi olan objedir.

    orta 1 zamanları, beden eğitimi dersi. hoca herkes takılsın, serbest spor yapsın demiş, ben de öyle ortalıkta dolanırken gözüme sandalyenin üzerinde de duran rengarenk pinpon topları ve raket ilişmişti.

    yanına gidip kısa bir incelemeden sonra renkli toplardan birini raket ile sektirmeye başladım. her şey güzel giderken bir anda dengesiz bir sektirme sonucu top okulun duvarına doğru havalandı ve duvardaki ızgara deliklerinin arasına girip havalandırma boşluğunun sonsuzluğuna doğru yol aldı.

    henüz ne olduğunu anlayamadan ve nasıl bir aksiyon alacağıma (kaçmak/veya sahibini bulup ben bir poh yedim diye özür dilemek) karar dahi veremeden topların sahibi olan alev adındaki kız (ki aynı zamanda sınıf arkadaşımdı kendisi) yanımda bitti. önce ne olduğunu o da anlayamadı, istersen raket ve toplarımla oynayabilirsin dedi. sonra benim gözümden duvardaki ızgaraya küçük bir bakış yaptığımı sezmiş olacak ki suratı bir anda değişti. "sen ne yaptın? topu yoksa oraya mı kaçırdın? ya nasıl yaparsın bunu? bana hemen yenisini alacaksın!!" ama hiç bir cevap veremiyorum, eee şeyyy hımm vs.

    neyse, mecbur kabul ettik, sana yeni renkli pinpon topu alacağım. ama 1990'ların başındayız. öyle her yerde renkli pinpon topu mu var? yok tabi. yakındaki bir kırtasiyede sadece beyaz renkli top var. ben anlamam, renkliydi benim topum diyor renkli isterim. hem de hemen isterim. köşeye sıkıştım resmen.

    bir iki hafta kadar alacağız kızım kaçmıyoruz ya, bizde kimsenin topu mu kalmış? vs. şeklinde salladım kızı, ama her defasında tehditler tepkiler şiddetleniyor. en sonunda ama lanet olsun tamam, beyaz top al bari dedi de aldık beyaz topu kurtulduk.
  • enflasyon belirleme gerecidir.
hesabın var mı? giriş yap