• izmir agora alışveriş merkezinde (yeni bölümü) açılan restorandır. la cigale'deki gibi işletmecileri yine moris hayret ve jo cohen'dir. yemekleri ileri derecede lezzetli olup, balık yemeyi sevenlere özellikle levrek şinitzeli tavsiye edilir, dikkat edilmesi gereken nokta ufak tefekte olsa kılçık çıkabileceğidir, o yüzden yavaş yavaş yemekte fayda var. her ne kadar fast food restoranı gibi gözükse de aslında bildiğimiz anlamda bir restorandır, rezervasyon sistemleri olmadığını tahmin ediyorum o yüzden özellikle hafta sonları bir miktar beklemek gerekebilir. fiyatları gayet makuldür, iki kişilik bir yemek yaklaşık 30 ytl tutmaktadır.
  • tavuk schnitzeli harika yapan restoran. tuzluk ve karabiberliklerine bayıldım.ekmekleri de çok güzel.pizza-pex ilginç bir tat..mekan güzel zaten. evet sevdim..
  • fi tarihinde nokiasupersound'a guzel bir sarkiyla katilan muzik grubuydu.
  • fil pizza'nın yerine bir türlü açılamayan restoran olmuştur gözümde, kaç aylık inşaattan sonra yakın zamanda açılmasını ümit ediyorum. ayrıca panolarında okuduğum kadarıyla logoları ödüllüymüş.
  • fil pizza'nin yerine sonunda acilmistir. tatli menusu superdir, yenmelidir.
  • ucuz ve doyurucu menüleri,sizi boğmayan ferah havası,kibar çalışanlarıyla sohbet edilecek güzel bir mekan olmuştur.pastaları bir çok mekana göre ucuz sayılabilir ve lezzetlidir de.çayları ve çayın yanında verilen küçük kurabiyeleri gitmek için önemli bir bahanedir.
  • yaklaşık iki yıldır tatmak için heyecan duyduğum ve bugün agora alışveriş merkezi şubesinde heyecanımı giderdiğim restaurant idi. hakkındaki görüşlerimi söylemeden önce belirtmek isterim ki daha önceki restaurant eleştirilerimde haksız davrandığımı bugün hissettim, bu hissiyatımın nedenine yazımın sonuna doğru değineceğim.

    ilk önce restaurant'ın fiziksel koşullarından ve kavramından bahsetmek isterim: fil pizza ne denli yirminci yüzyılda kalmış ise peximet, o denli ileride bir işletme. pazarlama ve tasarım gibi iki mühim konuyu layığıyla başarmış, takdirimi kazanmıştır. nazarımda diğer izmirli işletmelerin de bu restaurant'a öykünmeleri gereklidir.

    takdir edersiniz ki restaurant'lar mekanın izlendiği, halı desenlerinin ezberlendiği yerler değil; biz de yemek yemek amacıyla bulunduk ve bu yönden değerlendirmeye başladık:
    restaurant'a girdiğinizde dikkatinizi çeken ilk şey garsonların sayısıdır, dikkatinizi çeken ikinci şey ise tezat oluşturacak şekilde hiçbir garsonun sizle ilgilenmemesidir. eğer girişimci birisiyseniz ve oturacak bir masa bulursanız dikkatinizi çekecek üçüncü şey de garsonların kibarlıktan uzak davranışları ve sipariş almaları olacaktır. neyse ki ben hizmeti kötü olan ama lezzetinin iyi olabileceği restaurant'ların varlığına inanıyorum.

    yemek olarak karışık pizza ve karışık malzeme soslu makarna tercih ettim.
    ilk önce karışık pizzayı denedim. bir pizza düşünün ki italyan usulü yapılsın, hamuru new york usulü pizza gibi kalın olsun, malzeme ile hamur ayrı dünyaların insanı olsun, pizzanın üzerine bir parmak kalınlığında domates dilimi eklenmiş olsun, -belki de en çok ilginizi çekecek olanı- geoid şeklindeki bu pizzanın kenarları girintili çıkıntılı ve hafif kömürleşmiş olsun. betimlemekte ben zorlandım ama sizi zorlayacak başka bir şey olacaktır; pizzanın getirildiği tahta eskimesin diye üzerine bir kağıt serilmiş, pizzayı keserken bu yumuşamış kağıt da kesilecek ve kağıt yiyebilirsiniz.
    pizzanın yanında getirilen patates kızartması ise aşırı yağlı, sanki üzerine tuz yerine yağ eklenmiş gibi.
    rahatlıkla söyleyebiliriyorum ki bu pizza benim hayatımda yediğim en kötü pizzaydı. bir tane de artısını bulmak istiyorum ama mümkün değil.

    bizim dilimizde çok güzel bir tanımlama var: "perşembenin gelişi çarşambadan bellidir." aynen bu cümlede olduğu gibi benim makarnamın gelişi de pizzadan belliydi.
    makarnamız; kalitesiz bir spagetti, özensiz haşlanmış ve üzerine bol bol yağ dökülmüş, ne olduğu meçhul bir kremalı sos ve sosun üzerine boca edilmiş parmesan peyniri, tüm bunların karıştılmadan servisi olarak anlatılabilir. sanırım otomotiv sektöründen geliyor olsalar ki her yemek bolca yağlanmış, bolca malzemeden çalınmış.
    makarnanın tutar bir tarafını bulamadım, bulamadığım diğer bir şey ise makarnanın sosunda ne olduğuydu. sosis olduğu iddia edilmekle beraber mikron bazında saptanmıştır, diğer iddialara ise kanıt bulunamamıştır.
    fiyat konusuna gelince 15.25 tl ödedim. bence çok yüksek bir ücret, 5.25 tl olsa idi maddi nedenlerden ötürü belki tercih edilebilirdi.

    yazımın başında birilerine haksızlık ettiğimi söylemiştim; #13753604 numaralı yazımda pizza venedik'i, #13857575 numaralı yazımda alin's'i gereğinde fazla eleştirmişim. eğer bu iki restaurant'ı bu denli sert eleştirebildiysem peximet hakkında "buraya gideceğinize kadifekale'de seyyar dürümcü namık abi var, oraya gidin." demem gerekirdi.
    sadede gelirsem; neden bu kadar tercih edildiğini çözemedim ama 3/10'luk kalitede bir restaurant ve bence izmir'e hiç yakışmıyor, bu mekan yerine tam karşısındaki mezzaluna'yı tercih edin ya da doğrudan evinize dönün.
  • yemek sunumları çok dandik olan cafe.ege köftenin** yanında püre getirecekler sandım, adamlar püreyi güveç kabının kenarlarının iç kısmına koyup öyle pişirmişler.sulu sulu püre yedim resmen.olmamış.
  • yakın zamanda iki arkadaşımın hastanelik olmasına sebep olan mekandır. bu iki arkadaşım agora alışveriş merkezindeki şubede aynı yemeği ısmarlamış ve ertesi gün acillerde sürünerek bir haftada kendilerini zor toparlamışlardır. yemeklerini pek kaliteli bulmasam da özellikle alsancak'taki şubelerinin ortamını sevdiğim için tercih ettiğim bir restorandı ama demek ki tavuklu salatasının bakterilerle dolu olmayacağının bir garantisi yokmuş ve oturmadan önce iki kere düşünmek gerekirmişş....
  • sanılanın* aksine adı pexmet olan mekan. sadece logosunda x ve m arasına denk gelen bir hizada "." kullanılmıştır. agora avm ve alsancak dışında bodrum'da da şubesi bulunuyor.

    http://www.pexmet.com/
hesabın var mı? giriş yap