• violent femmes albümü. pek tabii kiss off'u hatırlatmaktadır adı.
    şuralardan görülebilir muhteviyatı:
    http://www.amazon.com/…violent-femmes/dp/b0009f66j0
    http://en.wikipedia.org/…ery_best_of_violent_femmes
  • 1988 tarihli sinema filmi.

    http://www.imdb.com/title/tt0095853/
  • türkçe çevirisi çıksa da alsam diye heyecanla ve gerilimle beklediğim edward snowden'ın anılarını yazdığı kitap.
  • az once bitirdigim kitap, ayni tantana. cocukluk anilarindan baslayip, once cia sonra nsa gibi devlet kurumlarina nasil girdigine kadar guzelce anlatmis. bu konulara ilgi duyanlar icin tavsiye edebilirim.
  • "türkiye’de 2019 yılı içinde epsilon yayınevi etiketiyle okurla buluşacak." denmişti. ama hala ses yok. bekliyoruz...

    (bkz: http://www.diken.com.tr/…i-kitabi-eylulde-raflarda/)
  • (bkz: edward snowden)'in şuan okuduğum kitabı.

    nintendo virali gibi şimdilik hadi hayırlısı:) çok fena ajanlık, nsa, silinmeyen dokümanlar wikileaks bekliyorsanız en azından şuan olduğum 100. sayfa için olmayandır. ancak bu işi yapacak biri için fazlaca amerika devletine çalışan anne ve babaya sahip biriymiş bunu bilmiyordum. belki amerika halkının kendisi ile ilgili empati kurmasına işe yaraması için bu kadar detay vermiştir.

    zira son konuşmalarını dinlediğimde,'' abd, benim hiç bir ülkeye kabulüme izin vermediği için rusyaya gelmek zorunda kaldım, ben bu kadar önemli bilgiler bilirken benim neden rusyada kalmamı istiyorlar anlam veremiyorum demişti.''
  • "2013 yılında yirmi dokuz yaşında bir adam tüm dünyayı şoka uğrattı: edward snowden. eski cia ve nsa teknoloji ajanı snowden, abd hükümetinin ve istihbarat örgütlerinin sivil-suçlu ayırmaksızın tüm dünyayı gözetlediğini belgeleriyle açığa çıkardı. bir kez olsun telefonla konuşan, bilgisayar başına oturan herkes risk altındaydı. yasalar mahremiyetimizi korumuyordu. büyük birader tepemizdeydi. teknoloji şirketleri yaşamlarımızı bir ürüne çevirip istihbarat örgütlerine pazarlıyor, istihbarat örgütleri hiçbir gerekçe göstermeden tüm yaşantımızı kayıt altına alıyordu. dünya, gerçeğe dönüşen distopyayla yüzleşmek zorundaydı.

    aradan geçen altı yıldan sonra edward snowden ilk kez kendi yaşam öyküsünü, bu kitlesel gözetleme sisteminin kurulmasına nasıl yardımcı olduğunu ve gizli bilgileri ifşa etme sürecini açıklıyor. permanent record, snowden’ın beltway’deki çocukluk yıllarından cia ve nsa’ye, ajanlıktan gerçeklerin kamuoyuna açıklanmasına ve sürgüne uzanan soluk kesici bir macera. hakikati açıklamak için her şeyini feda etmeyi göze alan bir adamın öyküsü. dijital çağın en çarpıcı ve klasikleşmeye aday biyografilerinden biri."
  • edward snowden'ın biyografi soslu permanent record (sistem hatası) kitabını yeni bitirdim. baştan sona gerçekten de sürükleyiciydi, gerçek ve deyim yerindeyse taze olaylar olması bunu daha da etkin kıldı.

    bazen kurumların, görevlilerin kısaltmalarını takip etmekte zorlandım. bazı yerlerde abd geçmişindeki olaylardan bahsetmişti; o olayları bilmediğim için, olayın özetini araştırmak durumunda kaldım.

    artık bilgileri paylaşmak üzere gazetecilerle buluşmak için yola çıktığında ve sonraki yaşananlarda nefesimi tuttuğumu da söylemem lazım.

    --- spoiler ---

    kitapta, gazeteciler aracılığıyla kamuoyuna açıkladığı bilgileri paylaşmıyor. istihbarat çatısı altına girdiğinde bunun gibi bir harekette bulunacağı aklının ucundan geçmiyordu. zamanla başta nsa ve cia olmak üzere, abd istihbarat birimlerinin dünyayı kontrol altında tutma heveslerinin, zamanla kendisini bu yola itmesini anlatıyor.

    pek tabii ki istihbarat birimlerinin, bal tutan parmağı yalamak hoşlarına gidince, bunun ne derece korkunç boyutlara ulaşabileceğini ve hatta ulaştığını görmek dehşet verici.

    --- spoiler ---

    "bizi dinliyorlar olum.", "laptop kamerasından bile izleyebiliyorlar." dendiğinde çok da hafife almamamız gerektiğini, bunların doğru olduğunu, internette yapılan bir hareketin kayıt altına alındığını belirtiyor. benim gibi sıradan insanlar için bu takip mevzusunun pek önemi olmasa da, dünya üzerinde hareketleri takip edilen on binlerce insan var.
  • "gizliliği önemsemiyorum çünkü gizli saklı hiçbir şeyim yok demek, konuşma özgürlüğünü önemsemiyorum çünkü söyleyecek hiçbir şeyim yok demekten farklı değildir. basın yayın özgürlüğünü umursamıyorum çünkü okuyacak birşeyim yok demek gibidir. ya da din özgürlüğünü umursamıyorum çünkü bir tanrıya inanmıyorum demek gibidir. bu ya da şunun özgürlüğü bugün size bir anlam ifade etmeyebilir ancak ileride sizi, komşularınızı, bir jenerasyonu ya da hakkını arayan bir topluluğu etkileyebilir."
    -ed snowden-

    çarpıcı kitap. snowden'ın kalemini şaşırtıcı derecede iyi buldum. çok articulate bir adam. anlattıkları da surveillance ve privacy konularının ne kadar slippery slope olduğuna net ışık tutuyor.

    ve evet:

    (bkz: konuşurken araya ingilizce sözcük sıkıştıran kişi)
  • sistem hatası adlı çevirisiyle yayımlanmış durumda: https://www.epsilonyayinevi.com/…sistem-hatasi.html
hesabın var mı? giriş yap