pdö

• probleme dayalı ögrenme sistemi. son iki yıldır hacettepe tıp fakültesi öğrencilerinin başının belası modüllerin yegane sebebi.
• dokuz eylül üniversitesi'nin bazı bölümlerinde, aktif eğitim'in bir parçası olarak uygulanan sistem.
• beyin fırtınası yapılmaya çalışılırken çoğu zaman laf kalabalığı olan oturum
• (bkz: pda)
• öğrenci dostu eğitim sistemi. ankara üniversitesi tıp fakülteside bu sistemi uygulayan fakülteler arasına girmiştir.
• bir problemle karşılaşan öğrencinin sorunu çözmeye çalışırken öğrenmesi gereken teorik bilgileri uygulamalı olarak almasıdır.
• öğrenciye çok şey kattığını düşündüğüm,doğru bir eğitici liderliğinde yapılırsa klasik dersten çok daha keyifli ve akıcı ilerleyen öğrenme sistemidir.dokuz eylül üniversitesi tıp fakültesinde şöyle işlemektedir:
  bir senaryo vardır ve bu senaryo oturumlara bölünür.puzzle gibi ilerler.örneğin ilk oturumda sadece hastanın ismi , şikayetleri bilinir.basamak basamak çözülüp ilerlenerek son oturumda hastanın teşhisi konur/tedavisi yapılır.her oturum sonrasında çeşitli "öğrenme hedefleri" verilerek oturum aralarında öğrenci çalışmaya teşvik edilir.ve bu senaryolar genellikle öğretim görevlileri tarafından yapılan sunumlar ile desteklenir, pekiştirilir.
• ilk kez pdö'ye katılan öğrencilerin genelde "konuşayım ki birşey biliyorum sansınlar" içgüdüsüyle saçmaladığı eylem. en azından benim gözlemlerim bu yönde.
  
  not: kenar entry'imdi. yukarıdakilerden 3-4 ay ve 3 pdö daha tecrübeli olarak eklemek istediğim şeyler var. genel itibariyle baktığın zaman pek bir boka benzemiyor bu pdö. bizim gibi tembel bi nesilin internetten 2 saatte topladığı bilgiyle "aa çok güzel ya bu pdö, bak araştırıyoruz, öğreniyoruz, aklımızda kalıyor" gibi triplere girmemiz fazlasıyla saçma. asıl amaç kütüphaneye gidip kitaplardan araştırmak olmalı ama fakültemde 180 kişi içinde bunu yapan 5 kişi vardır en fazla. doktor olup da günde 100 hastaya baktığımız zaman da meslektaşlarımızla oturup "bu hastayı ne yapmalı?" diye tartışmaya zaman bulacağımızı hiç sanmıyorum. 5 ve 6. sınıflar için olabilir belki ama 2. sınıflar ne anlar tanıdan tedaviden ayrıca.
• akdeniz üniversitesi tıp fakültesi'nde de işlemekte olan sistemdir.
  
  16 sorudan oluşan 16 dakikalık sınavı vardır bu dersin.
• hayatımda çok az şey için böyle ifadeler kullanmışımdır:
  
  saçma sapan bir şey.
  
  sırf, öğrencilerin kendi aralarındaki geçmiş meselelerin ışığında gelişen gereksiz tartışmalar bile bu sistemden vazgeçmeye yeter diye düşünüyorum. bunu destekleyenin tıp eğitiminin geleceğini umursadığını kabul etmem kolay olmaz.
  
  diğer bir unsur, kaynaklar. adamlar neredeyse cinci hoca kıvamındaki internet sitelerinden kaynak getiriyorlar, kafaları yiyorum o vakit ben. bir kişi de (hoca da dahil) çıkıp demiyor ki aga bu nedir?
  
  kısacası, bunu zamanında birisi süper diye getirmiş, bir kişi de sorgulamamış, bugünlere gelinmiş. hani vardır ya hep anlatırlar askerde bir ağacın önünde nöbet tutturuluyormuş, bir gün birisi demiş ki neden burada nöbet tutuluyor, işte fi tarihinden komutan böyle istemiş... doğru mudur değil midir bilmem ama böyle bir hikaye anlatılır ya hep, işte onun tıp fakültesi versiyonu bence bu pdö.