• türkiye'de binlerce öğrencinin, gencin istediği ancak ne istediklerinin tam olarak farkında olmadığı hadise... bu istek temel olarak "eğitim, sağlık ve insanca yaşama hakkı devletin garantisinde olmalıdır" fikrinden yola çıkar. ve haklı bir istektir de... çünkü özellikle eğitim ve sağlık hizmetleri insanların ne kadar parası olduğuyla ilgili olmadan, herkese eşit bir şekilde sağlanmalıdır.

    ne var ki, eğer bir devlet sosyalist değilse, eğitimin herkese bedava olmasi isteği, istenmeyen bazi sonuclara sebep olacaktir. öncelikle, devlet sosyalist bir örgütlenmede olmadığı için bu okulun (üniversiteler için konuşalım) masraflari devlet tarafindan karşılanmamakta ancak devletin üniversitelere verdiği bütçe tarafından karşılanmakta olacaktır.

    şimdi; hacettepe üniversitesi rektörlüğünün sunduğu bir istatistiğe göre, bir devlet üniversitesi'nin tek bir öğrenci için yaptığı senelik harcama (sunk cost'lar yani sudur, elektriktir, kiradır hesaba katılmadan) 2003 senesi itibariyle 3,5 milyar tl'dir yani $2000'dan fazladır.

    şimdi üniversite eğitimi bedava olduğu için bu $2000'ı kimse vermez gibi görünür ama aslında bu $2000'ı tüm yurttaşlar vergileriyle verirler. çünkü devlet gelirini bu vergiler dolayısıyla toplamaktadır. eğer bu parayı toplayamazsa, eğitime ayrılan bütçe düşer, eğitim kalitesi düşer... parayı öğrenci vermez gibi görünür ama tüm türkiye onun parasını vermektedir.

    bu noktada, eğer ki tüm yurttaşlar eğitimin parasını veriyorsa bir açıklama yapmak gerekir; bu para nereye gitmelidir.

    1. ilköğretim ve lise, bir insana, yaşamı ile ilgili en temel bilgileri öğrettiği için parasız olmak zorundadır. bunu, tüm yurttaşlar vergileriyle öderler bu bağlamda tüm özel ilkokulların ve dershanelerin kapatılması gerekmektedir.

    2. üniversite eğitimi ise mecburi değildir, kişinin bir alanda lisans yapma tercihidir... (tabi türkiye gibi bir ülkede iş bulabilmek için lise kalitesinde eğitim veren üniversitelerden diploma almanın da zorunlu olduğu düşünülmektedir... bu da kabul edilmesi gerekn yüz kızartıcı bir sosyal gerçekliktir) ve bu tercihi tüm yurttaşlar vermöek zorunda değildir... çünkü (1) mezunların yatırım aldıkları alanda iş hayatına girecekleri garanti değildir, (2) üniversite eğitimi türkiye'deki tüm gençlere sağlanamamaktadır (sorun bütçe değildir, o kadar üniversite mezunu ihtiyacımız yoktur)

    işte bu sebeple ilköğretim (ve tartismali olarak lise'de) parasiz eğitimi savunmak tutarli iken; üniversitelerde bunu savunmak bir sorunsaldir. aynı zamanda "parasiz egitim" isteyenlerin üniversiteye girerken ayda yüz milyonları kıçı kırık dershanelere vermesi kabul edilirken, insanların nasıl olup da rahmi koç'un oğlunun üniversite parasının benim halkımın verdiği vergilerden çıkartılmasına karşı olmadıkları anlaşılabilir değildir.

    ayda $2000 bir öğrencinin kişisel tercihine gidiyorsa, o parayi odeyebilen odemek zorundadir. ödesin ki, onu ödeyemeyen halkima kişi başına daha çok yatirim düşsün...

    ps: hayekçi friedmanci bir tavirla "there is no such thing as free lunch" demek istemiyorum ama sosyalizm istemeden bedava egitim istemek biraz bencilliğe ve şımarıklığa kaçıyor...
  • çarpık bir neoliberal - kapitalist toplumda parasiz eğitim istemek aşağıdaki sorunlara da yol açar:
    1. devlet okulları, en basit hizmetler için bile para bulamadıkları için zoraki gönüllü bağış toplamaya çalışırlar okul kayıt dönemlerinde... tatlı su yolsuzlukları oluşur.
    2. "parasiz eğitim"e geçilmesini ya da vakıf üniversitelerinin kapatilmasini isteyen binlerce genç ve sendika üyesi dershaneleri kendi yararlarına görüp para vermeyi normal görebilirler.
    3. üniversite harç'larını "haraç" sayıp, üniversiteleri taşlayabilirler (ne de olsa vergi kendi cebinden çıkmıyor, babasından, anasından ve halktan çıkıyor)
    4. temel eğitim ile lisans eğitimi, hatta yüksek lisans eğitimi arasındaki farkı görmezden gelip "kamu hakkı" kavramının yapı bozumuna uğramasını sağlayabilirler.
    5. üniversite eğitimini herkesin hakki gibi görüp, her ile, her ilçeye üniversite açılmasını isteyip; sonra burada ortaokul düzeyinde eğitim alan binlerce diplomali universite mezununun işsiz kaldigini görünce buna kizip sokaklara dökülebilir ve yürüyebilirler...
  • bu konuda; "parasiz eğitim" isteyen iyi bir makale egitim-senin yazmis oldugu bir makaledir. http://www.egitimsen.org.tr/…herkeseesitegitim.html adresinden ulasilabilir. ben yine de aşağıya yazıyorum:

    eylül 2003
    grev hakkı için, haydi örgütlenmeye haydi mücadeleye...

    --------------------------------------------------------------------------------

    herkese nitelikli, parasiz, eşit ve yaygin eğitim istiyoruz!

    10 bin öğrenciyi özel okullarda kamu kaynaklarıyla okutmayı amaçlayan projeye neden karşı çıkıyoruz?

    çağımızda, çoğunlukla eğitim-öğretim kurumları merkezli olarak geliştirilen bilgi üretimi ve aktarımı süreçlerinin önem kazandığı bir gerçektir. bu durum, eğitimin toplumsal örgütlenmesini, bireyleri ve eğitim süreçlerinin genel niteliklerini yeniden tanımlamayı gerekli kılmaktadır. bu süreç aynı zamanda eğitim gibi, toplumun tüm kesimlerini kapsayan bir alanda meydana geldiğinden sermaye çevreleri için önemli bir pazar alanı yaratmaktadır.

    hepimizin bildiği gibi, bir toplumun ekonomik-toplumsal üretim koşulları içinde bilimin üretilmesi, yayılması ve kullanılmasında güncel, çağdaş gelişmelerin yakından incelenmesi zorunlu bir hal almaktadır. ancak 1970'li yılların ortalarından itibaren etkisini arttıran neo-liberal politikalar, kapitalizme yeni gelişme ufukları kazandırma amacıyla, özellikle kamusal eğitim alanında kapsamlı bir "yeniden yapılanmayı" hedeflemiştir.

    bilginin metaya, okulların şirkete, öğretmenin satıcıya ve öğrencilerin müşteriye dönüştürülmesi çabalarını, piyasa temelli bir toplum yaratma projesinin bir parçası olarak görmek ve soruna bu noktadan bakmak gerekir.

    eğitim hakkı, dil, din ve ırk farkı gözetmeksizin temel bir yurttaşlık hakkıdır ve bilimsel, demokratik, laik öğelerle beslenmek durumundadır. her yurttaş kendi kültürünü ve dilini öğrenmek, geliştirmek, hakkına sahiptir. ne yazık ki, günümüzde eğitimin bu temel ilkeleri unutturulmaya çalışılmaktadır.

    'piyasa için eğitim' anlayışı eğitim felsefesinin çerçevesini, ders programları ve kitapların içeriğini belirlemektedir.

    yeni dünya düzeninde eğitimin getirilmek istendiği nokta, devletin tüm kamusal hizmetlerle birlikte bu alandan elini çekmek istemesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. kamusal bir hak olan nitelikli ve parasız eğitim, çeşitli manevralar ile terk edilmek istenmektedir. özellikle 12 eylül'den sonra başlayan, 1990'larla birlikte hız kazanan, kamusal alanın tasfiyesi ve kamusal hakların budanması süreci, son günlerde akp hükümetinin başlattığı projelerle dünyada esen neo-liberal politikaların bir parçası haline gelmiştir.

    akp 9 aylık iktidarında, imf programlarını devam ettirme noktasında kararlı olduğunu göstermiştir. bugün bu kararlılığın en çarpıcı örneklerini eğitim alanında görmekteyiz. bu yaklaşımın bir sonucu olarak, akp hükümeti, eğitimin özelleştirilmesinin ilk adımı olarak "özel okulları destekleme, okulların satılması" projelerini başlatmıştır. milli eğitim bakanı ve başbakan'ın açıklamalarıyla çerçevesi çizilen eğitimin yeni yapılanması, bizce neo liberal politikaların bir parçasıdır.

    kamusal alanın tasfiyesi, kamusal hakların ortadan kaldırılmak istenmesi, eğitimden sağlığa, sosyal güvenliğe kadar temel alanların zayıflatılması, genel bütçenin bu amaca uygun oluşturulması bütünün bir parçasıdır. akp hükümetinin, başta eğitim ve sağlığa dair geliştirdiği özelleştirme merkezli projeler ile, mağdur olan tarafların tüm muhalefetine karşın, kararlı ve inatçı yaklaşımını sürdürmektedir.

    başbakan tayyip erdoğan'ın özel okullardaki boş kontenjanlara dikkat çekerek, "10 bin yoksul ve zeki öğrencinin özel okullara yerleştirileceği ve masrafların devlet tarafından karşılanacağı", bu çerçevede "özel okulları destekleme projesi"nin başlatılacağına dair yaptığı açıklamayla başlayan tartışmalar uzun süredir kamuoyunun gündemine oturmuş durumdadır.

    bakanlık projeyi, 'devlet yoksul ve zeki çocuklara yardım edecek' söylemi ile meşrulaştırmaya çalışmaktadır. yapılmak istenen yoksul çocuklara yardım etmek değildir. amaç, özel okulları halkın ödediği vergilerle oluşan kamusal kaynaklarla desteklemek, kalkındırmak ve özel okullardaki boş kontenjanları doldurmaktır.

    proje, kamusal eğitimde yarattığı tahribatın dışında, anayasanın 2, 6 ve 42. maddelerine, 3797 sayılı milli eğitim bakanlığının teşkilat ve görevleri hakkında yasa'nın 2. maddesine, 1739 sayılı milli eğitim temel yasası'nın 3, 7 ve 14. maddelerine, 625 sayılı özel öğretim kurumları yasası'nın 2, 3, 31 ve 42. maddelerine, 2684 sayılı ilköğretim ve ortaöğretimde parasız yatılı veya burslu öğrenci okutma ve bunlara yapılacak sosyal yardımlara ilişkin yasa'nın 1 ve 3. maddelerine aykırılık taşımaktadır. bu gerekçelerden hareket eden sendikamızın başvurusu üzerine danıştay projeyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. hükümet projeyi yasa haline getirmiş, yasa cumhurbaşkanı tarafından veto edilmiştir. akp hükümetinin inatlaşması bununla sınırlı kalmamış, bu kez de özel okullarla birlikte sınavın yapılacağı, özel okulların bu öğrencileri ücretsiz okutacağı açıklanmıştır. milli eğitim bakanlığı ile özel okullar arasında yapılan bu gizli anlaşmaya da yargı izin vermemiş ve 7 eylül'de yapılacağı duyurulan sınavı iptal etmiştir.

    eğitim sen, akp iktidarının eğitime dair hesabını bozmaya kararlıdır. bilimsel, demokratik, laik ve parasız eğitim hakkını korumak ve geliştirmek için, eğitimdeki gerici-ırkçı kadrolaşmaya ve özel okulları destekleme girişimlerine karşı çıkmaya devam edecektir.

    kamu kaynakları kamusal eğitime

    milli eğitim verilerine göre son bir yılda 100'e yakın özel okul kapısına kilit vurmuştur. akp iktidarıyla birlikte başlatılan projelerin asıl amacı işte bu rakamda gizlidir. akp kendisini, kapanan özel okul kapılarını açmakla yükümlü kılmıştır.
    neo liberal politikalar gücünü kamu hizmetlerinde görülen eksiklik ve aksaklıktan almakta, niteliksizlik gerekçesiyle özelleştirmeler meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. bu bir tercih sorunudur.

    yani, devlet okullarına para "bulup bulamamak" değil, bizzat "bulmamak" durumuyla karşı karşıya bulunmaktayız. bir başka ifadeyle, kamu hizmetleri "taammüden" zayıflatılmak, ve giderek ortadan kaldırılmak istenmektedir.

    akp, hükümet olduğu günden bu yana bu programı uygulamaya çalışmaktadır. "10 bin yoksul ve zeki öğrencinin" özel okullara daha nitelikli eğitim almak üzere gönderileceği yönündeki açıklama ise eğitim açısından tam bir vahamettir. devlet okullarındaki eğitimin tamamen çöktüğünün resmi ağızdan tescil edilmesidir. 10 bin öğrenci için özel okullara verilecek trilyonlar devlet okullarına aktarılsa, inanıyoruz ki pek çok okulun temel ihtiyaçları karşılanacaktır.

    proje için ayrılacağı ifade edilen 15-20 trilyon lirayla, kamuya ait okullarda, ortalama fiyatlar üzerinde yaklaşık olarak;

    400 okulda 50 bilgisayarlı laboratuar kurulabilir.

    30 derslikli 1250 okulun tüm sınıflarına 37 bin 500 tepegöz ve televizyon alınabilir.

    30 derslikli 2 bin 500 okulun tüm sınıflarına toplam 75 bin video alınabilir.

    30 derslikli 3330 okulun tüm sınıflarına toplam 100 bin dvd oynatıcı temin edilebilir.

    30 derslikli 350 okul araç-gereç (tv, bilgisayar, tepegöz, video vb.) açısından tam donanımlı hale getirilebilir. bu kaynakla aynı okullarda resim, müzik odası, iş eğitim atölyeleri, fen laboratuarları, bilgisayar laboratuarı, kitaplık, çok amaçlı salon, öğretmen çalışma odaları, ekipman odası, rehberlik ve psikolojik danışman odası, baskı odası, spor salonu, sağlık merkezi vb. yapılabilir.

    15 tane tam donanımlı, 30 derslikli okul yapılabilir.

    20 bin öğrenci bilgisayar sahibi olabilir.

    2000 öğretmenin işe başlatılması sağlanabilir ve bir yıllık maaşları ödenebilir.

    150 bin öğrencinin okula hazırlık masrafları karşılanabilir.

    40 bin öğrenciye bir öğrenim dönemi için aylık 50 milyon lira burs verilebilir.

    1000 okulun bir yıllık elektrik, su, temizlik ve yakıt gideri ödenebilir.

    istanbul'daki 50 okul depreme dayanıklı hale getirilebilir.

    büyük kentlerdeki okulların birikmiş borçları kapatılabilir.

    350 süper liseye 30 öğrencili birer derslik açılabilir ve 10 bin öğrenci bu sınıflara yerleştirilebilir.

    2002 ekim ayı verilerine göre, kamu okullarına bağlı pansiyon ve yurtlarda 39 bin 128 boş yatak kontenjanı bulunmaktadır. bu kontenjanlar kullanılabilir.
  • ilginctir, parasi olmayanlarin hakki olmayan $eydir.

    oyle $erefsiz oldu ki bu dunya, parasiz ama gercekten cagda$ imkanlara da parali, guclu insanlarin cocuklari konuyor.
    gariban gene acikta...
  • 'denize nazır diploma hazır' okulların çoğalmasını isteyenlerin mani olmaya çalıştığı, sosyal devletin olmazsa olmazları arasında yer alan ilke.
  • (bkz: parasız eğitim alınan sınıflar) biliyoruz ki eğitimi parasız almaya kalktığınızda ona özel bir sınıfa yerleştiriliyorsunuz.

    ayrıca:
    -okul müdürü: devlet bize para almayın demedi! veliye para vermeyin dedi..
    -öğrenci babası: ..ama ama benim durumum.....
    -okul müdürü: tamam kardeşim verme sen.. yerleştiririz seni ayrı sınıfa..
    -öğrenci babası: ne farkı var o sınıfın?
    -okul müdürü: e işte parasına göre, okur-yazar olur çocuğun...
    ........

    **
  • gayet haklı olmasına rağmen muhalifler tarafından sloganlaştırılması halinde ceza ile karşı karşıya kalınabilecek bir taleptir. meclis'te sloganlaştırırsanız 14 yıl, okulda söyleminize taşırsanız sürgündür karşılığı..

    son örneği adana'da karşımıza çıkmıştır. bakan hüseyin çelik'e karşı 'parasız eğitim istiyoruz, müşteri değil öğrenciyiz şeklinde slogan atan biri üniversitede, diğeri lisede eğitim alan iki öğrenci önce emniyet tarafından "gürültü kirliliği yaratmak' gerekçesiyle 58 ytl para cezasına çarptırılıyor, sonra üniversite öğrencisi hakkında 'bakan aleyhine huzur ve sükunu bozacak şekilde 'parasız eğitim istiyoruz, müşteri değil öğrenciyiz' şeklinde slogan atarak gürültü yaptıkları' gerekçesiyle soruşturma başlatılıyor, lise öğrencisi hakkında ise 'okul dışında kaba ve saygısız davranmak' gerekçesiyle okul disiplin yönetmeliği'ne dayanılarak 'kınama' cezası veriliyor. *

    oysa:

    insan hakları evrensel bildirgesi madde 26: "her insanın eğitim görme hakkı vardır. eğitim parasızdır"

    (bkz: insan)
    (bkz: hak)

    ya da

    (bkz: kapitalizm)
  • bu işin nası bi masrafı var ben de bunu tam anlamıorum... hani acaip teknolojik konuları içeren bölümler neyse de hukuk, psikoloji vs vs için ne harcaması yapılıo, yapılmasına ne gerek var... heralde konu gene aynı noktaya gelio: "o kadar para silaha gideceğine, halk için harcansın..." bi şekilde devletin masaya yumruğunu vurup bu özel üniversitecilerden de eğitimi kurtararak bi şeyler yapması lazım, gına geldi zaten kariyercilikten, de bilmem ne şirketinde iş bulmak için okuyanlardan da, milleti böyle yapmaya teşvik edenlerden de. küba'da eğitime yüzde 8-9 pay aktarılıomuş, bizde yüzde 2,5 civarı..
hesabın var mı? giriş yap