*

  • ankara misket'in uzerine oyun tanimam. adami gercekten havaya sokar, kafan iyiyse tabii.
  • hüsnü şenlendirici'nin hüsn-ü klarnet albümünün adıyla tezat bir biçimde bünyede depresif bir etki yaratan, insanı oldukça hüzünlendiren ilk şarkısı. özellikle ara nağmesinde insanın haykırası geliyor..
  • hüsnü şenlendirici tarafından çalışan şaka gibi bir parça. adı oyun havası olmasına rağmen, kimseye çaktırmadan geçiştirilen o yalnız depresyonların en tatlı arkadaşıdır. çalma listesine eklenip, bitmek bilmeyen tekrar çalmaları boyunca uzayıp giden, kıvrılan ama asla bitmeyen bir yolda sonsuz bir yolculuk vaadeder, bununla da kalmaz vaadini yerine getirir.
  • mastikaya hayır demem, diyemem!
  • yöreden yöreye ne olduğu değişir. ankara'da iseniz ankara havası olur bu. yok trakya'da iseniz roman havası ya da çiftetelli olur. vb.. büyüdüğünüz yere ya da nereli olduğunuza göre oyun havasının sizde çağrıştırdığı bir müzik vardır aslında. dolayısı ile farklı bir yöreye ait bir düğünde "oooo oyun havası çalacaklarmış" diyip, göbek atmak niyeti ile ortaya çıkıp, ankara havasını duyunca benim gibi apışıp kalabilirsiniz.
  • etimolojik olarak hava nagiladan gelmesi kuvvetle muhtemeldir.
  • dün ilk kez sizlerle paylaştığım "radikal demokratik halay kuramının ardından gelen yoğun müdahaleler ve tartışmalardan sonra bu teorinin tamamlayıcı kısmını "neo-oyun havası kuramı"nı açıklamam farz oldu. sosyalistler, solcular, hayalini kurduğunuz dünyanın mikro-kozmosu halay değil, oyun havası...

    öncelikle radikal demokratik halay kuramımı okumanızı tavsiye ederim. basitçe özetlersek halayda halay başı gibi "çok bilen bir özne" olduğundan, halay merkezileşmiş bir yapıdır ve halay çekmeyi bilmeyen halaya dahil olamaz. bu da öz-yönetime izin vermeyen kendini özneye uygun olarak belirlemiş halay partnerleri oluşturur.
    oysa bizlerin hayalini kurduğu öz-yönetime de izin veren ama aynı zamanda dayanışmacı bir bütünlük de oluşturan yapı oyun-havasındadır. bir ağaç gibi tek ve hür bir orman gibi kardeşçesinedir. yardıranın gönlünce yardırabildiği, ama gerek karşılıklı oynamalarla, gerek halka içindeki el çırpmalarla, hem halayın dayanışma nosyonlarını da içinde barındırır, hem de devingen yapısıyla devrimci gelişmeye sürekli açıktır. belli bir rotası yoktur. sürpizlere gebedir ama "örgütsüz" de değildir, kendi içinde örgütlü bir yapısı da vardır, ama öz-yönetim ve sorgulamaya dayalı yatay bir örgütlenmedir.

    bu tezimi destekleyecek son bir argümanla toparlayacak olursam şunları söyleyebilirim. hiçbir tandığınız sizi halaya "aman biz biliyoruz da mı çekiyoruz" diye kaldırdı mı? hayır. ama en az bir kere "biz biliyoruz da mı oynuyoruz" diye oyun havasına dahil edilmişsinizdir. işte benim teorim tam olarak da budur. ortodoks oyun havasına gramsciyan bir müdahale ile, oyun havasının içinde zaten bir "common sense" "bir ortak duyu" olarak var olan dayanışma ve özgürlük ruhunu keşfettim. halay bizlere hep sosyalist eğlence olarak anlatıldı. oysa bu althusseryan bir dille konuşacak olursak "folklorun ideolojik aygıtı" olarak kavramsallaştırabileceğimiz, bizleri hayalini kurduğumuz dünyanın dinamiklerinden uzaklaştıran bir eğlence çeşidiydi.

    şu aralar çok eğlenceli günler geçirmiyor olmamıza rağmen, günün birinde eğlenirsek yeniden, o zaman oyun havası oynayın. halayın hegemonik yapısını yıkın.
  • ahmet gazi ayhan'ın türküsünü söylediği kayseri'nin bızdık oyun havası da bir başkadır. türkü formu (ali dağı diye de bilinir) şu...
    ahmet gazi ayhan nida tüfekçi ile bir de lambaya püf de okumuşlar ki, evlere şenlik...

    (bkz: fethiye çiftetellisi)
    (bkz: ikariotikos)
    (bkz: hasapiko)
    (bkz: zeibekikos)
    (bkz: damat halayı)
    (bkz: payduşka)
  • az bilinen muazzam çamur şarkısıdır.

    buradan
  • kelime oyunu adlı yarışma programının 10 harfli sorusunun ikincisinde "kıvrak ritimli ezgi" şeklinde sorulan sorunun cevabı.

    tanımlanması çok hoşuma gitti. kıvrak ritimli falan, güzel güzel.
hesabın var mı? giriş yap