• nefis bir kitap, okudugum en iyilerden. girisi dahi etkiliyor direk. alintilar cok ama cok basarili. altini cizmeye kalksaniz, hepsini cizmeniz gerekir.

    velhasil, okuyunuz efendim.
  • öpüşme gıdıklanma ve sıkılma üzerine - adam phillips:

    * yolcular kabul etseler de etmeseler de ölüme doğru seyahat etmektedirler.” sigmund freud

    • annesini fazlasıyla beklemiş olan bebektir ölüme doğru seyahat eden; çünkü başında kimse olmayınca bebek bedenin yalnızlığına hapsolmuştur.

    • “özne hep talep etmekten başka bir şey yapmamıştır; aksi takdirde ayakta kalamazdı; bizlerin yaptığı sadece işi kaldığı yerden sürdürmek.” jacques lacan

    • analitik ortamda tekrar tekrar hastanın bir başkasına teslim olma riskiyle karşı karşıya olduğunu anlıyoruz.

    • bilindiği gibi yalnızca olanaksız olan şeyler bağımlılık yaratıcıdır.

    • ergen çocuğun yaşadığı temel açmazlardan biri de, sadece kendi denetiminin ötesinde olan nesneye güvenilebileceğini keşfetmesidir.

    • “ergen, temelde kendini tecrit eden kişidir.” donald winnicott

    • çok uzun süre beklediğimiz insanlardan keyif almamız güçtür… (protesto olan) sıkıntı her zaman öfkeyi saklamanın bir yoludur.

    • fobi kötü şeylerin ağza alınmaz olduğu ve böylelikle de ağza alınmaz olanın her zaman kötü olduğuna duyulan inançtır. ve bu da fobi sahibi kişi için örtük kavrayışları her zaman tehlikeli kılar.

    • çocuk, arzu sayesinde yalnızlığını, yalnızlık sayesinde de arzusunu keşfeder.

    • insanın başına gelebilecek olan en kötü şey, hayal edilemez olan şeyden daha rahatlatıcıdır.

    • arzu, hiçbir nesnenin yatıştıramayacağı bir eksikliği ifade eder.

    • düşünmek üzerine düşünebilmekte, ancak endişe için belki yeterince endişelenmemekteyiz.

    • “kendi kanatlarıyla yükselen hiçbir kuş yükseklerde uçmaz.” william blake

    • (sıkılan çocuk) tam anlamıyla başka birini değil, adeta kendini beklemektedir. ne ümitsiz ne de ümit dolu, ne gayretli ne de kendini bırakmış olan sıkkın çocuk, olasılık ve kedere ilişkin, tatsız bir çaresizlik içindedir.

    • … yetişkinler adeta çocuğun hayatının devamlı ilginç olması, ilginç kılınması gerektiğine karar vermiş gibidirler. çocuğun ilgileneceği bir şeyi bulmak için kendisine zaman tanınması yerine ille de her an bir şeylerle ilgilenmesi gerektiği yönündeki talep, yetişkinlerin en baskıcı taleplerinden biridir. sıkıntı, kişinin kendisine zaman tanıması sürecinin bir parçasıdır.

    • açgözlülük fantezisinin bütünü, bir açıdan kişinin kendi iştihasını yiyip bitirmesi çabasıdır.

    • çocuk yalnız anneye değil, kendi arzusuna da bağımlıdır. her ikisi de kaybedilip yeniden bulunabilir. belki de sıkıntı, sadece günlük yaşamın yasının tutulmasıdır?

    • “bir şaka imdadımıza yetiştiğinde gülebiliriz ancak.” sigmund freud

    • şaka, freud için bu denli önemlidir, çünkü şaka hazzımızı engellerden kurtarmanın en zekice, en etkin olan yoludur. ve hazzı kurtarmak, freud açısından bir tür anımsatmadır. şakalar, tıpkı rüyalar gibi, bastırmayı sabote ederler.

    • engeller güvenlikte olmamızı sağlar; halbuki şaka bizi heyecanlandırarak tehlikeye atar.

    • engel arayışı, ironik bir anlamda aynı zamanda haz arayışıdır.

    • zayıf engeller bizi fakirleştirir.

    • “fetiş, annenin penisini ikame eden şeydir.” sigmund freud

    • “inanoğlunun ilerlemesi, sınırlamanın engele dönüştürülmesinden ibarettir.” simone weil

    • ilk düşünülen şey, annenin olmayışı mıdır, yoksa zamanın mevcudiyeti midir?

    • ilk ilişki nesnelerle değil engellerle kurulur. insanlar, yaşamlarının, olasılıklardan en çok korktukları dönemlerinde aşık olurlar. birisine aşık olabilmek için bu olasılıkların birer engel, zorunlu birer engel olarak algılanmaları şarttır.

    • “bütün kadınlar sonunda annelerine benzerler. onların trajedisidir bu. hiçbir erkek sonunda annesine benzemez. bu da erkeklerin trajedisidir.” oscar wilde
hesabın var mı? giriş yap