• odtü kamu yönetimi ile uluslararası ilişkiler bölümü öğrencilerine izletilip hakkında essay yazması istenen filmlerden biri.
  • şimdiye kadar izlediğim en orijinal anlatıma, görüntülere ve sebep/sonuç ilişkilerine sahip belgesel.

    sovyetler birliği tarafından hazırlanmış olması ilk bakışta bir propaganda filmi gibi düşündürtse de aslında inanılmaz objektif yorumlar vardır alman halkı ile ilgili. nazilerin başa geçmesi, alman halkı üzerinde mutlak hakimiyet kurması, 2. dünya savaşını başlatması ve önceleri iyi giden savaşın kaybedilmeye başlanması sırasındaki alman halkının tepkilerini çok güzel ölçmüş bir yapıttır. özellikle belgeselin sonunda sorulan "kültürlü ve çalışkan alman halkı nasıl olur da hitler gibi bir insanın etkisi altına girer?" sorusu en çok akılda kalan bölümüdür.

    ayrıca hitler ve şürekası ile inceden dalga geçilirken, benito mussolini ile açıktan açığa ve hunharca dalga geçilmesi de beğenimi kazanmıştır.

    kısaca özetlersek, hem anlatım hem de içerik bakımından izlenebilecek en güzel ikinci dünya savaşı belgesellerinin başında gelmektedir.
  • özellikle filmin adını taşıyan bölüm olan 'sıradan faşizm' bölümünün hannah arendt'in banality of evil'ıyla birlikte okunmasında fayda var. kitle psikolojisi ve şiddet üstüne yapılacak çalışmalar için kaynak niteliğinde bir bölüm.
  • faşizmin nasıl ilerlediğini 1965 tarihinin koşullarına göre yorumlayan, analiz eden belgesel. kısımları şu şekildedir:
    1- çocuklar, insanlar, toplama kampları
    2- kavgam veya dana derisi nasıl işlenir?
    3- yazar hakkında birkaç söz
    4- aynı anda(diğer ülkeler)
    5- ııı. reich kültürü "her çavuş öğretmen olabilir, fakat her öğretmen çavuş olamaz" hitler.
    6- büyük milli fikir eylemde "faşizm büyük bir ihtimalle milliyetçilik azametinin başladığı yerde başlıyor."
    7- bir halk, bir imparatorluk, bir lider...
    8- kadın hakkında "annem basit bir kadındı fakat almanya'ya büyük bir evlat hediye etti" hitler.
    9- nazi sanatı "oyuncu ve sanatçılara ara sıra parmağın ucunu göstermek lazım" hitler.
    10- " biz sana aitiz"
    11- ama başka bir almanya da vardı.
    12- "yığınları bir kadın gibi ele almak gerekir" hitler.
    13- führer, sen emret biz yaparız. "alman halkının refahı için her 15-20 yılda bir savaş için çaba harcamalıyız" hitler.
    14- sıradan faşizm ve son olarak, henüz bitmeyen son kısım(burada diğer ülkelerde yükselen faşizm düşüncesinden bahsediliyor)
  • mikhail romm belgeseli.
  • --- spoiler ---

    türkçesiyle "sıradan faşizm", ingilizcesiyle "triumph over violence" veya "echo of the jackboot", 1965 sovyet yapımı unutulmaz belgesel film. ikinci kuşak sovyet sinemacılarından biri mikhail romm'un yönettiği film, tümü arşivlerden derlenmiş ve aralarında hitler’in özel film arşivi, ss subaylarının çektiği özel filmler, sovyetler’in ve diğer kimi ülkelerin devlet arşivleri gibi kaynaklar da bulunan materyaller kurgulanarak oluşturulmuş anıtsal bir yapımdır. “sıradan faşizm” filmiyle, romm, almanya’da nazizm’in 1930’larda başlayan yükselişini ve savaş sonuyla birlikte gelen çöküşünü anlatıyor. bunun yanı sıra, aynı zamanda, “faşizm”in içinde oluştuğu koşulların; sıradan, küçük ve önemsiz bulunan olaylarla, tehlikeli hoşgörülerle, gündelik boş verişlerle, yerine getirilmeyen görevler ve kaçınılan sorumluluklarla nasıl palazlandığını da gösteriyor. bir taraftan “eğlenceye boğulmuş” ve çökmekte olan “soyluları ve zenginleriyle”, diğer taraftansa, hitler ve mussolini’nin şahsında cisimleşen pespaye bir hakimiyet tutkusuyla çok başarılı bir üslupla dalga geçerken, diğer taraftan bu kepazeliklerin ağır bedellerini de seyircinin önüne koyuyor. filmin müziklerinde ise alemdar karamanov imzası var. son olarak, filmin imdb.com puanı 8,3/10.

    imdb.com - https://www.imdb.com/title/tt0059529/

    wikipedia - https://en.wikipedia.org/…iki/triumph_over_violence

    --- spoiler ---
  • almanya’da 1930’larda kendini iyice gösteren nazi kavramı ve ardından gelen savaş ve devrilişini mercek altına alıyor film. buna paralel faşizmin meydana gelişi, bunu oluşturan şartlar, sorumsuzluklar gibi noktalara da dem vuruyor. filmin içeriğinde arşivlerden toplanan birçok bilgi de mevcut. 1930' ların genel dünya görünümü ile çeşitli ülkelerin sona ermekte olan bir çağı simgeleyen liderlerini, kral ve kraliçelerini, modalarını, meraklarını, uğraşlarını da gösteriyor.

    film 20. yüzyılın en koyu ırkçısını kusursuz biçimde tanıtıyor. hitlerle, ancak bir ek boyut olarak taşıdığı latin groteskliği açısından aşık atabilecek olan benito mussolini ise, hitler’in baş aktörlüğü karşısında bir yardımcı oyuncu ödülüyle yetinmesi gereken görkemli bir demagog, komedyen ve taklitçi. usta ve çırağın göründüğü bölümlerde, film insanda gerçek bir gülme isteği uyandırıyor.

    mükemmel bir belgesel. anlatıcının ince esprileri de harika
  • 90'ların başında istanbul'da yeniden gösterime girmiş, salonları doldurmuş belgeseldir.

    gişeden ricada bulunup moda sineması'nda ayakta ya da basamaklara oturarak seyredenlerin olduğunu çok iyi hatırlıyorum.

    dönemi olabildiğince tarafsız ve çarpıcı bir dille anlatan yapımdır.

    salonun panolarındaki afişin özgün adıyla değil de 'ordinary fascism' olarak yer alması manidardır.

    görsel
hesabın var mı? giriş yap