• ayn rand tarafından ortaya atilmis insanı kendi mutluluk ve ahlak degerlerini olusturarak gerektiginde tüm dünyaya karsi kahramanca yasamasi gereken soylu bir varlik olarak gören,üretim basarilarini kisinin en büyük eylemi ve erdemi sayan kollektivizm karsiti bir felsefe

    yazarin fountainhead ve atlas shrugged romanlari bu felsefenin kutsal kitabi gibidir.
  • turkce internet sitesi www.objektivist.net'te soyle yazar: "mistik, hippi, uyuşturucu bağımlısı, kabileci veya kendisini hayvanların aşağısında,algıdan yoksun, farkındalığın duyumsal seviyelerine indirmişlere faydasızdır. sanat ve aklın ilgi alanını dışında kalanlara tavsiyemiz: bu siteyi bırakmalarıdır."
  • (bkz: objektivist)
  • ayn rand'in oncusu oldugu felsefe diyebiliriz. ben diyebilmek, insanin degeri vs. faydalı makalere gerek ayn rand'in sitesinden gerekse turkce siteden ulasabilirsiniz. ayn rand kapitalizmin ender felsefi savunucularındır. "başkalarını kendim, kendimi başkaları için kurban etmeyeceğime varoluş aşkım üzerine andiçerim"sitenin* sloganıdır.

    http://www.aynrand.org/ ve http://www.objektivist.net/
  • 3 temel diregi vardir. insanin:
    - ahlaki amaci kendi mutlulugudur.
    - en soylu faaliyeti uretimdir.
    - tek degismezi mantiktir.

    bu direkler ustune hayatini kuran kahramana objektivist diyoruz.
  • halk arasında bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılık ya da benden sonrası tufan oılarak da bilinen felsefe.
  • objektivizmi ayn rand, 17 şubat 1960'ta yale üniversitesi'nde, nisan 1960'ta brooklyn college'da ve 5 mayıs 1960'ta columbia üniversitesi'nde verdiği konferanslarda atlas shrugged isimli eserindeki birkaç pasajı kullanarak bu felsefeye aşina olmayanlara tanıtmaya çalışmıştır. bunlar tabii ki objektivizmi tam olarak anlatmamaktadır ama objektivizme giriş için gayet hoşturlar.

    uyarı: az sonra okuyacağınız satırlar hayata farklı bir pencereden bakmanızı sağlayabilir.

    "insan zekası, onun asıl hayatta kalma aracıdır. hayat ona bahşedilmiştir; fakat hayatta kalma verilmemiştir. ona bedeni verilmiştir; fakat bedeninin beslenmesini devam ettirme verilmemiştir. ona aklı verilmiştir; fakat aklının içeriği verilmemiştir. canlı kalmak için insan davranışta bulunmalıdır ve davranışta bulunmadan önce hareketinin özelliğini ve amacını bilmek zorundadır. insan yiyeceği hakkında ve onu nasıl elde edeceği hakkında bilgi sahibi olmadan yiyeceği elde edemez. amacı hakkında ve bu amacı nasıl başaracağı konusunda bilgi sahibi olmadan bir çukur kazamaz -veya siklotron inşa edemez. hayatta kalmak için düşünmek zorundadır."

    "fakat düşünmek tercihe açık bir harekettir. umursamaksızın 'insan tabiatı' olarak adlandırdığımız şeyin anahtarı, birlikte yaşadığınız, ancak adını açıklamaktan dehşete düştüğünüz açık sır, insanın iradeye dayalı bilinçli bir varlık olduğu gerçeğidir. akıl otomatik olarak çalışmaz, düşünme mekanik bir işlem değildir, mantık bağlantıları içgüdüyle yapılmaz. midenizin, akciğerinizin veya kalbinizin fonksiyonu otomatikti.; fakat aklınızın fonksiyonu otomatik değildir. hayatınızın herhangi bir anında veya sorununda düşünmeye veya bu işten kaçınmaya özgürsünüz. fakat tabiatınızdan, sizin hayatta kalma aracınızın akıl olduğu gerçeğinden -bu nedenle bir insan olan kendiniz için 'olmak ya da olmamak' sorunusun 'düşünmek ya da düşünmemek' olduğu gerçeğinden kaçmakta özgür değilsiniz."

    "irade bilince sahip bir canlı otomatik bir davranış şekline sahip değildir. insan, hareketlerine yol göstermesi için bir değerler sistemine ihtiyaç duyar. 'değer' kişinin kazanmak ve korumak istediği şey, 'erdem' ise kişinin onu kazanma ve muhafaza etme hareketidir. değerden, 'kim için ve ne için değer?' sorusuna bir cevap vermesi beklenir. 'değer', bir alternatif karşısında bir standardı, bir amacı ve davranışın gerekliliğini varsayar. alternatifler olmadığı durumda hiçbir değer söz konusu olamaz."

    "evrende sadece bir temel alternatif vardır: varolma ya da varolmama. ve bu sadece tek bir sınıf varlıklara, canlı organizmalara hastır. cansız maddenin varlığı şartlara bağlı değildir, yaşamın varlığı ise bağlıdır: hayat özel bir hareket tarzına bağlıdır. madde yok edilemez niteliktedir, şeklini değiştirir; fakat varolmaktan vazgeçemez. sabit bir alternatifle, yani yaşam ve ölümle yüz yüze olan sadece bir canlı organizmadır. yaşam bir kendini devam ettirme işlemidir. eğer bir organizma bunu yapamıyorsa, ölür; kimyasal elementleri kalır, fakat yaşamı varolmaktan çıkar. 'değer' kavramını olası yapan sadece yaşam kavramıdır. iyilik veya kötülük sadece canlı bir varlık içindir.

    "yaşamak için bir bitki kendini beslemek zorundadır. onun ihtiyaç duyduğu güneş ışığı, su, kimyasallar doğanın onun hizmetine sunduğu değerlerdir; onun yaşamı onun davranışlarını belirleyen değerin standardıdır. fakat bitkinin davranışını tercih etmesi söz konusu değildir; bitkinin karşılaştığı şartların alternatifleri vardır, fakat onun fonksiyonunun alternatifi yoktur: hayatını devam ettirmek için otomatik olarak davranır; kendini yok edecek tarzda davranamaz."

    "bir hayvan hayatını devam ettirecek şekilde teçhiz edilmiştir; duyuları ona otomatik bir hareket tarzı ve neyin iyi neyin kötü olduğuna dair bir bilgi sunar. bilgisini arttırma veya bilgiyi göz ardı etme yeteneği yoktur. bilgisinin yetersiz olduğu durumlarda ölür. fakat yaşadığı müddetçe bilgisine dayanarak hareket eder; otomatik güvenlik ile ve tercih etme yeteneği olmayışı ile, kendi çıkarını göz ardı edemez, kötüyü seçecek şekilde ve kendi kendini yok edici şekilde davranmayı tercih edemez."

    "insan hiçbir otomatik hayatta kalma sistemine sahip değildir. onun tüm diğer canlı şeylerden farkı, alternatifler karşısında iradeye dayalı tercih yoluyla davranması gerekliliğidir. onun için neyin iyi veya neyin kötü olacağı hakkında, hangi hareket tarzına ihtiyacı olduğu konusunda otomatik bilgisi yoktur. bir kendini koruma içgüdüsü gevezeliği mi yapıyoruz? bir kendini koruma içgüdüsü kesinlikle insanın sahip olmadığı bir şeydir. bir içgüdü kesin ve otomatik bir bilgi şeklidir. bir arzu bir içgüdü değildir. bir yaşama arzusu size yaşama için gerekli olan bilgiyi vermez. ve insanın yaşama arzusu bile otomatik değildir: sizin sahip olmadığını arzunun bu olması sizin bugünkü gizli şeytanınızdır. sizin ölüm korkunuz bir yaşam aşkı değildir ve size onu muhafaza etmek için gereken bilgiyi vermeyecektir. insanlar bilgilerini tabiatın kendilerini mecbur kıldığı düşünme işlemiyle elde etmeli ve hareketlerini böyle seçmelidir. insan kendini yok edecek şekilde davranma gücüne sahiptir -ve bu, tarihin büyük kısmında insanın yaptığı şeydir."

    "insana rasyonel varlık denmektedir, fakat rasyonellik bir tercih konusudur -ve doğanın insana sunduğu alternatif, akıllı varlık veya intihar hayvanı olmaktır. insan, tercihiyle insan olmak zorundadır; hayatını, tercih ederek bir değer olarak sürdürmelidir; tercih yoluyla ihtiyaç duyduğu değerleri keşfetmeli ve kendi erdemlerini uygulamalıdır."

    "tercih yoluyla kabul edilen bir değerler sistemi bir ahlak sistemidir."

    "şu anda beni duyan kişi, her kim iseniz, sizin içinizde yozlaşmadan kalan, yaşayan kalıntıya, insan kalıntısına, aklınıza sesleniyorum ve diyorum ki: aklın insana has bir ahlakı vardır ve aklın ahlakının değer standardı insanın hayatıdır"

    "iyi, bir canlı varlığın hayatı için uygun olan her şeydir; kötü hayatı yok eden her şeydir."

    "tabiatın gerektirdiği gibi, insanın hayatı akılsız bir hayvanın, yağmacı bir haydudun veya aylak bir mistiğin hayatı değil, canlı bir varlığın yaşamıdır -bu zorbalık ve dolandırıcılık yoluyla değil, başarma yoluyla bir yaşamdır- çünkü insanın hayatta kalması tek bir şeyin, yani aklın sayesindedir."

    "insanın hayatı ahlak standardıdır, fakat sizin kendi yaşamınız onun amacıdır. eğer dünyada varolmak sizin amacınız ise, hareketlerini ve değerlerinizi insana has olan bu standarda göre, yerine yenisi konamayan değer -yani hayatınızı- muhafaza etmek, onun için doldurmak ve tadını çıkarmak için seçmelisiniz."

    nejdet kandemir tarafından çevrilen orijinal ismi philosophy: who needs it? olan ihtiyacımız olan felsefe adındaki ayn rand'ın verdiği konferansların derlendiği kitaptan alınmıştır..
  • ayn rand ’ın amerika'da ve son yıllarda ülkemizde çok tutulan dünya görüşü ve yaşama kavrayışıdır. objektivizmin, insanın birey olarak dünyadaki varlığı üzerine çok etkileyici, ilham verici bir yanı vardır. kendi adıma beni çok etkilemiş ve dünyaya bambaşka bir pencereden bakmamı sağlamış düşünceleri var ayn rand’ın… dünyayı ve kendini anlamaya çalışan her genç için romanlarındaki bakış açısı diyalektik bir olanak olacaktır.

    ayn rand’ın gözünden insana, yapabileceklerine, yaradılışındaki potansiyele bakmak harikadır… buraya kadar iyi... fakat aynı gözle topluma bakmayı denerseniz tam tersi bir sonuç elde edersiniz. ayn rand, toplumsal yaşamda bireysel hak ve özgürlüklerin en iyi korunduğu sistem olarak kapitalizm i merkeze alır ve düşünce sistemi de böylece çuvallamaya başlar. kapitalist ideolojinin de, şiddetle nefret ettiği diğer kolektivist ideolojiler -din merkezli olanlar ve sosyalizm- gibi, nihayetinde insan topluluklarını yönetmeyi kolaylaştırıp, köleler yaratmaktan başka bir işe yaramadığını görmek istemez. hatta çok sarıldığı kapitalizmin, diğer ideolojiler içinde insanı en fazla insanlıktan çıkaran, maymun eden sistem olduğunu / olacağını görmeyi reddeder.

    bencilliği över ama vicdan denen terazinin hassaslığının her insanda farklı olduğunu yoksayıp över. benim hakkım nerde başlayıp nerde bitecektir? buna eğer aklımla terbiye ettiğim “içimdeki ahlak yasası” karar verir diyorsa, o halde kant felsefesine yakın durmaktadır rand. fakat gariptir; ayn rand en çok da kant’ın ahlak felsefesinden nefret eder ve şiddetle itiraz eder!

    the fountainhead adlı romanında tüm kolektivist ideolojilerin temsilcisi diyebileceğimiz yan karakter şöyle der:

    “gücün ne olduğunu sanıyorsun? kuvvet? silahlar? para? ruhları ele geçirmeden insanları kölelere çeviremezsin. kendi başlarına düşünme, hareket etme yetilerini öldürmelisin. birbirlerine bağlayıp, boyun eğmeyi, birleşmeyi, anlaşmayı, itaat etmeyi öğretmelisin. böylece boyunlarına tasmalarını takabilirsin.”

    bu yöntem, sadece kolektivist ideolojilerin yöntemi midir? kapitalist sistemin hem yaratıp hem beslendiği tüketim toplumu insanını nasıl ele alacağız? tanrı korkusundan ya da devlet korkusundan kurtarılıp kendi kendinin, sürekli manipüle edilen, doymak bilmez arzularının eline düşen insan mı özgürdür, kapitalist sistemde?

    ayn rand’ı okurken, ailesiyle birlikte rus komünizminin yarattığı acıları bizzat yaşayıp, tek başına amerika’ya kaçmış ve ayakta kalmaya çalışmış bir rus kızı olduğunu unutmamalı. oluşturduğu felsefesinde bireye, özgüvene, akılcı yaşama yaptığı vurgu gerçekten dikkate değer. insanların kendi yaşamlarına sahip çıkmaları konusunda ilham verici… ama hepsi bundan ibaret.

    mutlaka okumalı ama mutlaka sorgulamalı ve sonra geçip gitmeli...
  • ben merkezli, egoist felsefi akım. fikir önderi ayn rand'dır. kişisel çıkarları ve ehemmiyetleri ön planda tutar. kimse başkaları için çaba harcamak ve kendisini feda etmek zorunda değildir. zati birey kendini kotarabildiği sürece paralel olarak, istese de istemese de diğer insanlara faydası dokunmaktır. bunun için ekstra bir motivasyona gerek yoktur. hal böyleyken, bireyin tutup da ben tüm insanları kurtaracağım demesine lüzum yoktur. sen önce bi kendini kurtar gerisi çorap söküğü gibi gelir der, bu felsefi görüş.
hesabın var mı? giriş yap