• aşağıdaki adresten trailerına ulaşılabilecek film :

    http://northcountrymovie.warnerbros.com/
  • seyrettikten sonra "ah be charlize abla, aldin iste oskari, soyle guzel guzel orani burani gosteren filmlere imza at da gonlumuz senlensin" duygularina kapildigim film. the brazilian job adli italian job 2 olacak filmi iple cekmemi saglamis filmdir.
  • charlize theron'na altın küre adaylığı kazandıran film.
  • işyerinde cinsel tacize ilişkin; işyerlerinde çalışanlara eşit gözetimin yapılması, cinsiyet ayrımının ortadan kaldırılmasına ilişkin açılan ve kazanılan ilk davaya ilişkin gerçek olaylardan uyarlanmış olan filmin tanıtım cümlesi
    "all she wanted was to make a living. instead she made history" dur.

    1984 senesinde açılan ve kazanılan bu dava ile işyerleri bir çok hukuki düzenlemeye gitmişler.

    film hakkında bol spoiler vererlim

    --- spoiler ---
    1984 senesinde oldukça tutucu bir eyalette, minnesota'da geçiyor. film. iki farklı adamdan iki çocuk yapan, birinin babası etrafınca bilinmeyen josie kocasından devamlı dayak yemektedir. pılı pırtısını toplar anne ve babasının yanında taşınır. bir maden kasabasında yaşayan ve madenci olana babası son derece ataerkil, ahlkçı bir adam olarak kızının durumunu haz etmemektedir. başta annesi olmak üzere dayak yese bile kocasına dönmesini söyler durur --------------> türkiyeden hiç de farklı değil yabancı gelmiyor diil mi ?

    daha sonra; bir arkadaşının sayesinde madene işçi olarak başvurur. şirket imaj/politika değiştirme çabası içinde kadınları işe almaktadır. josie mutlu olur, zira bir kadın işi olan kuaförde saç yıkama işinden kazandığının 10 katını kazanacak, bir ev tutacak, ailesine yeniden başlayabilecektir.

    tabi bir erkek işi olan (bkz: mesleklerin cinsiyeti) olan madencilikte başlarındaki yöneticilerinden tutun çalışan hiç kimse durumdan haz etmez. yanlış hatırlamıyorsam 38 kadar olan kadın madencilere ellerinden gelen her türlü pis şaka, eziyete başlalar. yemekten çıkan yapma penislerden tutun; soyunma odasına dışkı ile yazılan amcık yazılarına kadar .... kadınlar susarlar, zira bakmak zorunda oldukları insanlar vardır.

    josie sendikaya, çalışanlara, üstyönetime gider ... herkesin tepkisi ona ve kadınlara arttıkça; kadınlar iyiden iyiye josie'yı dışlamaya başlarlar. zira düzen budur; kadınlar ve erkekler. yaşamak için her türlü aşağılamaya katlanmak zorundadırlar. kadınlar bir süre sonra ondan amcık/kaltak diye bahsederler. ileri gidip ne kadar çok kuyruk salladığını anlatırlar. zira düzeni bozmaya çalışıyordur, herşeyi altüst etmektedir. hatta josie olmasa tacizler bu kadar şiddetli ve çok olmayacaktır.

    bla bla bla .... mutlu sonla biten filmde. erkeklik müessesi, erkeklik, erkek dünyasında varolmaya çalışan kadın, mesleklerin cinsiyeti çok güzel verilmiştir. ara ara empati kurduğunuz, ara ara kendinizi şanslı hissettiğiniz; gecenin bir yarısında kimi zaman sadece tek cinsiyetin tekelinde olan sokaklarda yürürken hissettiğiniz tedirginliğin benzerini duyduğunuz film.
    --- spoiler ---

    oldukça başarılı, eksiklikleri olsa da, oyuncular o kadar başarılı olmasa da; hatta kurgu dahi iyi olmasa da; seyredilesi. bir nevi başka pencere açmak adına.
  • gerçek hikayeden uyarlama, bir kadının mücadelesi, ayakta durma çabası falanı filanıyla pek de bir şey anlatmayan, daha doğrusu anlatamayan, öylesine, kopmuş gitmiş bir film. charlize theron'nun oyunculuk mertebesinde kendisini aşmış olduğu, sanırım anlattığı tek şey. tabi bunun, filmin içeriğinin yorumları dahilinde bir şey ifade etmiyor olmasını bir yana atarsak. yalnız, yapımcıları kutlamak lazım; film tırt da olsa theron'u oynatmış olmaları, izleyici toplayıp para kazanmaları babında süper isabetli bir karar olmuş.
  • insanoğlunun, güç elindeyken ne kadar acımasızlaşabildiğini gözler önüne seren çarpıcı bir film.
  • erin brockovich filmine benzese de daha güzel ve çarpıcı bir film. demek ki neymiş, men are pigs
  • logan's run kivaminda bir film.

    (bkz: logans run)
    (bkz: kitsch)
  • başından sonuna kadar bir kadın filmidir.

    --- spoiler ---
    bir hollywood yapımı olması itibariyle elbette klişelerle doludur, mahkeme sahneleri, avukatın ısrarı ve hilesi karşısında insanların hemencecik çözülmeleri, hatta babanın sendika toplantısında yaptığı konuşma karşısında iki buçuk dakika evvel yuh çeken erkeklerin alkışlamaya başlamaları kanımca gerçek hayatla alakası olmayacak olaylardır.
    lakin bu filme kadına yönelik şiddet, ev içi şiddet, işyerinde cinsel taciz ve aşağılama, cinsel ayrımcılık, kadın düşmanlığı, tecavüz, güçlü olanın güçsüzü ezmesi, kadın dayanışması ve dayanışmaması, ataerkil aile yapısı, tek ebeveyn olarak çocuk büyüten anne vs. gibi temaları bastıra bastıra gündeme getirip bu kadar güzel ifade ettiği için saygı duymak gerekir kanaatindeyim. bu açıdan her ne kadar zaman zaman klişeler can sıksa da seyretmeye değer bir film.
    --- spoiler ---
  • gerçek bir hikaye anlatılıyor olduğu için empati kursak da, klişeler sebebiyle oeh dedirten film.
hesabın var mı? giriş yap