• 1908 atina doğumlu nicholas victor artamonoff'un 1935 ve 1945 yılları arasında istanbul, efes, laodikya, perge ve priene'de çektiği 542 fotoğrafı içeren sergi. fotoğraflar günder varinlioğlu tarafından bir araya getirilerek ımage collections and fieldwork archives sponsorluğunda online olarak birlerle buluşturuluyor. söz konusu fotoğraflar ve ıcfa arşivindeki diğerleri http://images.doaks.org/artamonoff/items adresinden görülebilir.
  • mimar ve sanat tarihçisi dr. günder varinlioğlu, çalışmakta olduğu washington dc'deki dumbarton oaks araştırma kütüphanesi’nde, 2010 yılında eski püskü bir klasörle karşılaşır.
    klasörde 542 fotoğrafın küçük baskıları bulunmaktadır. profesyonel bir çabanın ürünü bu kareler, cumhuriyet dönemi istanbul’unun ilk yıllarına aittir. ve belki daha da önemlisi, bir kısmı günümüze ulaşmayan ve çoğu bizans’a tarihlenen mimari ve arkeolojik eserleri belgelemektedir.
    fotoğraflarda “artamonoff” isimli bir kaşe bulunmaktadır. çekim yeri ve tarihleri her karenin arkasına titizce kaydedilmiştir. dumbarton oaks, en az yarım yüzyıldır raflarda beklediği sanılan bu benzersiz arşivi “canlandırmak” ister.
    ama bir sorun vardır: bu gizemli fotoğrafçının kimliği ve fotoğraflarının washington dc’ye nasıl ulaştığı konusunda kimse, en küçük bir bilgiye sahip değildir.
    dumbarton oaks uzmanlarının, artamonoff’un peşinde polisiye yazarlarını kıskandırmaya aday iki yıllık serüveni böylece başlar.
    projenin ilk adımı, fotoğrafların bir online sergiyle gün yüzüne çıkarılmasıdır.
    fotoğrafların internet ortamında paylaşılması sayesinde belki de artamonoff’u tanıyanlara ulaşmak da mümkün olacaktır.
    2011’de yayına başlayan sergi araştırmacılar arasında büyük ilgi uyandırır ancak beklenen geri bildirim gerçekleşmez.

    abd göçmen bürosu’ndan artamonoff’un 1908’de doğduğu ve 1947’de türkiye’den abd’ye göçtüğü öğrenilir. bu tarihten öldüğü 1989’a dek attığı her adım, hatta vasiyetnâmesi bile, abd’deki resmi kayıtlarda mevcuttur. ancak ömrünün ilk 39 yılı hakkında tek satır bilgi yoktur.
    “tam ismini, hatta rusça’da isminin nasıl yazıldığı bile bilinmiyorduk” diyor dr. günder varinlioğlu: “istanbul’la ilişkisi hakkında en ufak bir ipucu yoktu.”
    fotoğrafların arkasına yazdığı tarihlerden, artamonoff’un istanbul’da yılın her ayı fotoğraf çektiği anlaşılıyordu. ve bu durum onun kentte bir ziyaretçi değil, sürekli yaşamış olduğu ihtimalini güçlendiriyordu. diğer taraftan dumbarton oaks’ın elindeki fotoğraflar 1935-46 arasını kapsıyordu. yani fotoğraf çekmeye en geç 20’li yaşlarında başlamıştı. araştırmacılar artamonoff’un yaşını göz önünde bulundurarak bir başka olasılığı sorgumalaya başladı: acaba öğrenim amacıyla mı istanbul’a gelmişti?

    bu olasılık doğru ise –ve yıllar sonra abd’ye göç edeceği düşünüldüğünde- artamonoff’un öğrenim gördüğü yerin bir amerikan okulu olması ihtimali de yüksekti.
    1920’lerde istanbul’da ingilizce eğitim veren okulların listesi yapıldı. günder varinlioğlu, robert kolej’in new york’taki mütevelli heyeti’ni aradı.
    “mütevelli heyeti direktörü lynne prevot’la yaptığım o konuşmayı hayatım boyunca unutmayacağım” diyor varinlioğlu:
    “1928-1935 arasında robert kolej’de öğrenim görmüş artamonoff soyisimli bir öğrenciniz var mı’ diye sordum lynne prevot’a. lynne listeleri kontrol etmek için izin istedi. döndüğünde ise ‘evet’ diye cevapladı: ‘tam adı nicholas victor artamonoff. 1930’da elektrik mühendisliği bölümünden mezun olmuş. okula girişi ise 1922.’
    bunun üzerine, ‘peki sizde robert kolej’in 1930 yıllığı var mı’ diye sordum. lynne ‘hepsi yok ama bir bakayım’ dedi. ben telefonun ucunda heyecandan titreyerek bekliyordum. döndüğünde ‘şu anda artamonoff’un fotoğrafına bakıyorum’ dedi. meçhul fotoğrafçımızın ismine ve cismine en sonunda ulaşmıştık.”
    baba artamonoff
    nicholas victor artamonoff , 14 yaşındayken lise bölümüne kayıt yaptırdığı robert’ta, mühendislik fakültesi’nden mezun olduktan sonra üstlendiği idari görevleriyle birlikte tam 25 yıl geçirmişti. 1922’de oluşturulan öğrenci dosyasına işlenen bilgilere bakılırsa gizemli fotoğrafçının menşei de sıra dışıydı: doğumu yunanistan, daimi adresi belgrad, milliyeti rus, dini ortodoks, vatandaşı olduğu ülke sırbistan…
    bu arada araştırmacılar artamonoff’un ailesiyle ilgili şaşırtıcı bir bilgiye daha ulaştılar. babası rus tümgeneral victor alekseyeviç’ti.
    baba artamonoff tarihçilerin kolaylıkla hatırlayabileceği bir isim. çünkü 1. dünya savaşı’nı tetikleyen -avusturya-macaristan tahtının veliahtı arşidük franz ferdinand’a 28 haziran 1914'te rusya destekli sırp gizli örgütü kara el tarafından düzenlendiği söylenen- suikaste katılmakla itham ediliyor.
    hayatının kilometre taşları yavaş yavaş aydınlanmasına rağmen elektrik mühendisi artamonoff’un, daha önce hemen kimsenin yapmadığı bir işe soyunarak istanbul’un anıtlarını düzenli şekilde fotoğraflamasının nedeni hâlâ belirsizdi.
    bu soruya ışık tutacak önemli bir katkı ise “yan masadan” geldi.
    dumbarton oaks araştırmacıları artamonoff projesinin yanı sıra, 1937-1985 arasında ayasofya’nın rölövesi için çalışan amerikalı mimar robert van nice’ın arşivinin yayınlanması için de bir proje yürütüyordu. van nice’in dökümanları arasından artamonoff isminin geçtiği bir not çıktı. notta, artamonoff arşivinin ikiye bölündüğü ve diğer yarısının yine washington dc’deki smithsonian enstitüsü freer|sackler koleksiyonu’nda olduğu yazıyordu.
    smithsonian enstitüsü’yle temasa geçildi. freer|sackler çalışanları bilgiyi doğruladı: “kim olduğunu bilmiyoruz ama bizde de fotoğrafları var!” 477 fotoğraflık bu seri, dumbarton oaks’taki 542 fotoğrafın aksine osmanlı eserlerine ve istanbul’daki gündelik yaşama odaklanmıştı.
    artamonoff’un arşivi kabaca bizans ve osmanlı eserleri olarak tasnif edilmiş ve bu temaya göre, iki kurum arasında paylaşılmıştı. üstelik bu ikinci arşivdeki fotoğraflar 1930’a kadar inmekteydi.
    freer|sackler’daki ikinci koleksiyona ulaşılması kadar önemli bir gelişme de, artamonoff’la van nice arasındaki ilişkinin ortaya çıkmasıydı.
    cumhuriyet’in ilk yıllarında istanbul ve anadolu’daki arkeolojik kazıların çoğunu belgeleyen artanomoff’un bu çalışmaları yürüten yabancı bilim insanlarıyla bağlantılı olduğu sadece fotoğraflarına bakınca bile anlaşılabilirdi.
    o yıllarda yolu istanbul’dan geçen araştırmacıların güçlü bir tarih kürsüsüne sahip robert kolej’in kapısını çalması da şaşırtıcı değildi. ancak artamonoff’un bu camiayla ilişkisi, van nice arşivindeki bilgilerle birlikte görünür hale geldi.

    48 yıl boyunca ayasofya üzerine çalışan van nice, robert kolej öğrencilerinden yardım alıyordu.

    van nice projesi için yapılan sözlü tarih çalışmasında, 1940’larda amerikalı mimarla çalışan birkaç öğrenciye de ulaşılmıştı.
    bugün yaşı 90’a yaklaşan ve abd’de yaşayan öğrencisi evgeni vernigora “artamonoff’u tanıyor musunuz” sorusunu şaşkınlıkla karşıladı: “elbette tanıyorum. ablam ve benim çocukluğumuz onunla geçti.”
    türkçe’yi hâlâ muntazam konuşan rus asıllı iki kardeş, 20. yüzyılın başında bolşevik devrimi’nde istanbul’a gelen ve karaköy’deki panteleimon manastırı’nın rus göçmenlere sığınak olarak ayrılan üst katına yerleşen bir ailenin çocuklarıydı.
    iki kardeş artamonoff’un sadece robert kampüsündeki hayatını değil, karaköy’e eşi natalia’yı istemeye geldiği günü dahi hatırlıyordu.
    “çok yakışıklı bir adamdı, o geçerken bütün kızlar heyecanlanırdı” diyor evgeni'nin ablası tatyana.
    tatyana, artamonoff’un çocukken evgeni ile kendisini çektiği fotoğrafı buldu ve dumbarton oaks’a bağışladı.

    kaynak:bbc.com
  • mükemmel ve inanılmaz.
    işin içinde zaten fotoğraf olunca kalbim başka atıyor. umarım fotoğrafları istanbul'da bir sergide görme şansımız olabilir.

    yanlış bilmiyorsam vivien maier'in de fotoğrafları öldükten sonra bulunduğu ve sergilendiği için kendisine sanatçı denilemez denmişti.
    umarım aynı sorunlarla karşılaşılmaz.

    okurken bile heycanlandım.
hesabın var mı? giriş yap