• daniele ganser isimli bir isviçreli akademisyenin** kitap haline getirilmiş doktora tezidir. tam adı "nato'nun gizli orduları - batı avrupa'da gladio operasyonları ve terör" olan kitapta çeşitli avrupa ülkelerinde örgütlü bir gizli teşkilatın faaliyetleri çeşitli tanıklıklarla göz önüne serilmektedir. sözkonusu araştırma ile ilgili ayrıntılı bilgi için şu linklere başvurulabilir:

    http://www.php.isn.ethz.ch/…rism_western_europe.pdf (dikkat, pdf dosyası! linkin üstüne sağ tıklayıp farklı kaydet ile bilgisayarınıza indiriniz. türkiye ile ilgili bölüme dikkat...)
    http://www.globalresearch.ca/articles/gan412a.html
    http://www.commongroundcommonsense.org/…topic=20154

    (taha kıvanç* bugünkü yazısında bu kitaptan bazı alıntılar yapmıştır. bir kısmı aşağıdadır):

    "fransa: fransa içişleri bakanı'nın iddialarına göre, cia ve mi6 (ingiliz istihbarat örgütü) sağcı fransız paramiliterlerle birlikte fransa'da 1947 yılında bir darbe gerçekleştirmeyi planlıyordu. açıklamaların ardından çeşitli tutuklamalar ve soruşturmalar gerçekleştirildi. tutuklananlar arasında earl edme de vulpian da bulunuyordu. vulpian'ın fransa'nın kuzeyinde lamballe yakınlarındaki şatosu 'orman' nihai darbe hazırlıklarının karargâhı görevini görüyordu. araştırma komisyonu üyesi ange antonini şatoda 'ağır silâhlar, savaş düzenleri ve operasyon planları' buldu. planlar, plan bleu üyelerinin terör eylemleri gerçekleştirip bunların suçunu solcuların üzerine atma hazırlıkları yaptıklarını, böylelikle gizli savaşın esas bileşeni olarak fransa'da halihazırda tırmanmış olan politik gerginliği daha da körüklemeyi tasarladıklarını ortaya koyuyordu. askerî darbe koşullarını hazırlayacak olan bu 'gerginlik stratejisi' yunanistan, italya ve türkiye'deki gizli savaşlar sırasında da uygulandı. fransız gizli servis uzmanı faligot'un ifadesine göre, 'kamuoyunun tepkisini çoğaltmak amacıyla de gaulle'e suikast düzenleme planı bile yapılmıştı.' (s. 169)"

    "belçika: lekeu 1972'den 1984'e kadar belçika jandarması'nda görev yaptı. ardından florida'ya kaçtı. gladyo belgeselinde zayıf ingilizcesiyle belçika askerî gizli servisinin ve güvenlik aygıtının brabant katliamlarıyla ilgisi olduğunu ifade etti. 'adım martial lekeu, belçika jandarması'nda çalışmaktaydım. belçika'yı 1984 yılı ağustos ayında, çocuklarımın ölümle tehdit edilmesinin ardından terk ettim' diyordu lekeu. '1983 aralık ayı başında kendi kararımla, (brabant) katliamını araştıran wavre bsr'sine (jandarma'nın bir kolu) gittim.' lekeu katliamların güvenlik aygıtına dahil gruplarla bağlantısı olduğunu keşfetmişti. 'hiçbir tutuklama gerçekleşmemesine şaşırmıştım ve olan biteni kendi kendime anlayabiliyordum -bu şekilde öldürmeye saygı duymamız bekleniyordu- insanları rastgele öldürmek veya bir süpermarkete girip insanları, hatta çocukları öldürmek. sanırım 30 kişiyi öldürdüler. gidip karşılaştığım bir beyefendiye şöyle dedim: 'jandarma üyelerinin bu olaya karıştıklarının farkında mısınız?' yanıtı, 'çeneni kapa!' oldu. (..) bana demokrasinin elden gitmekte olduğunu, solcuların iktidarda olduğunu, sosyalistleri ve böyle böyle şeyleri ve iktidarı istediklerini söyleyip durdular. (s. 259)"

    "sonuç: nato'yu içinden koruma stratejik mantığı, azımsanmaması gereken önemli bir konudur. ancak batı avrupa demokrasilerinde, washington ve londra eliyle, ab ülkelerindeki çoğunluğun hâlâ inanmakta zorluk çektiği düzeylerde manipülasyonlar gerçekleştirmiş olması açıkça hukuk düzeninin çiğnenmesi anlamına gelmektedir. (..) kimi operasyonlarda şiddete başvurulmuş, gizli savaşta kan dökülmüştür. gizli savaşçılar trajik biçimde sağ kanat teröristlerle bağlantılıdır ve bu birleşim -belçika, italya, fransa, portekiz, ispanya, yunanistan ve türkiye gibi ülkelerde- katliamlar, işkence, askerî darbe ve benzeri vahşi eylemlere yol açmıştır. (s. 433)"

    "manipülasyon, korku ve şiddet üçlüsünden oluşan yıkıcı sarmal, sovyetler birliği çöktükten ve gizli ordular açığa çıktıktan sonra da sona ermedi; aksine ivme kazandı. abd'ye yapılan 11 eylül saldırıları ve saldırıları izleyen 'teröre karşı savaş' korku ve şiddeti dünya çapında milyonlarca insanın bilincine taşıdı. (s. 436)"

    (bkz: gladio)
    (bkz: kontrgerilla)
    (bkz: toplum mühendisliği)
  • tüm askeri darbelerin arkasında nato'nun olduğuna işaret eden ve kitaba dönüştürülen 1998 senesinden bir doktora çalışması.
    (bkz: nato's secret armies)

    bu arada ganser'in kitabından bağımsız, 2009 senesinde italyanlar tarafından bir belgesel de bu isimle hazırlanmış. kitap ve yazarı ile alakasız, adları ve konusu benziyor sadece; yaklaşık bir 45 dakika ve ingilizce, ama özetinde aynı şeyleri anlatıyor aslında, okumak yerine izlemek, dinlemek isteyenlere gelsin:
    https://youtu.be/k83l3i6z35w

    bu arada google edip bulamayan olursa isteyenlere pdf olarak da atabilirim kitabı. neyse, konuya dönelim:

    aslında başında rusya'nın bulunduğu doğu bloğu ve komünizm ile mücadele için, olası rus işgalinde bu ülkelerdeki direnişi organize etmek için ortaya atılmış olan gladio fikri, kelime iyice ayyuka çıktıktan ve müttefik(!) ülkelerdeki bu amerikan-ingiliz ortaklı yapılanma çoğu nato ülkesinde amacını aşıp kirli işleriyle deşifre edildikten sonra da tamamen kaybolmadı varlığı. elbette bu faaliyetlerin arkasındaki ellerin hareketliliği devam etti, kimi yerlerde belki sadece uykuya çekildi ama kimi yerlerde metod değiştirip, çok daha farklı şekillerde, farklı coğrafyalarda belki taliban, el kaide ve işid gibi farklı isimlerle, çok daha kanlı faaliyetlerle, çok daha acımasız yöntemlerle devam ettirdi varlığını. arap baharı, kaddafi, mısır'da darbe, şu bu derken, son senelerde gördüklerimiz ve en son suriye'nin hali ve yaşananlar ortada.

    yaşadığımız onca darbe ve benzeri girişimler sonrası varlığı ve tehditi bizde de çok iyi biliniyordu ama türk silahlı kuvvetlerinde bunun bilinciyle yetişen milliyetçi ve bir o kadar anti amerikancı subay kadrosu ve devamında gelen komuta kademesi seneler sonra bu sefer farklı bir şekilde, beklemediği bir yerden gafil avlandı. beklemediği kelimesi belki yanlış olur, öncesinde ergenekon ve balyoz soruşturmaları ile gardı kısmen bir güzel düşürüldü diyelim. burada bir parantez açmak isterim, ordumuzda maalesef darbe hevesi tamamen hiç bitmedi - 2002 yılında yedek subay olarak yaptım askerliğimi ve tüm okuduklarımdan, duyduklarımdan bağımsız; iştirak ettiğimiz bir iki konferans ile bile bunu dile getirebiliyorum. neticede o zamanlarda irticai yapılanmadan rahatsız olan ve buna karşı bir tedbir olarak gördükleri darbe planlarına meraklı bu kişilerin de sayesinde kendilerinden olmayan kişileri çok rahat ekarte ettiler, bu kadar hızlı yükseldiler dersek çok büyük bir yanılgı içinde olmam herhalde diye düşünüyorum. hatta onların sayesinde ordu içindeki diğer bilinçli ve vatansever kesimin seslerini kestiler, en azından sindirdiklerini sandılar ve öyle ya da böyle bu sefer farklı bir taktik ile çok daha sinsice içi oyuldu devletimizin ve son iki üç senedir devam eden cemaat-hükümet savaşı neticesinde deşifre olmaya yakın bir kargaşa anında düğmeye basıldı.
    (bkz: 15 temmuz 2016 darbe girişimi)

    daha doğrusu o düğmeye belki çok önceden basılmıştı. hani ülke genelinde yaklaşık bir senedir patlayan bombaları ve darbe girişimi öncesinde yaşananları ve benzeri darbe örneklerini üst üste koyunca bunların da arkasında aynı ellerin yönettiği farklı grupların olması ihtimali çok yüksek elbette.

    neticede bu sefer başarılı olamadı, yani en azından şimdilik öyle gözüküyor, umarım yanılmıyorumdur. insanımız, halkımız, ordumuz, polisimiz, mit, iktidar ve muhalefeti ile siyasetçilerimiz buna bu sefer müsaade etmedi ama görünen şey o ki; kolayına bitmeyecek de bu tehdit. şekil değiştirecek, belki de bir dahaki sefere bambaşka bir şekilde, biz birlik içinde olmadığımız sürece, biz uyanık olmadığımız sürece başka isimlerle, başka yöntemlerle ama bu sefer daha güçlenmiş, daha acımasız şekillerde karşımıza yeniden çıkacak.

    hani bana soran olursa, ancak birbirimize saygı duyarak birlik olabiliriz, yoksa elbette tamamen farklı düşüncelerin aynı çatıda durmaları kolay değil ve elbette ülke olarak ekonomik anlamda güçlü olursak, eğitim seviyemizi yükseltirsek ancak bu tarz oyunlar etkisini kaybedecektir, aynı 80'ler sonrası gladio'nun kelepçesinden kendini bir nebze kurtarmış batı avrupa ülkelerinde olduğu gibi.

    ki bu mülteci oyunu devam ettiği sürece onların da yakın zamanda çok daha yeni ve tanımadıkları problemlerle karşı karşıya geleceğini öngörmek zor değil aslında.
  • kitabın bir özet ve değerlendirmesi için; http://politikaakademisi.org/…tonun-gizli-ordulari/
  • (bkz: gladio)

    (bkz: kontrgerilla)

    (bkz: abdullah çatlı)
  • (bkz: stay behind)
    (bkz: kontragerilla)
    (bkz: gladio)

    halen türkiyedeki silahlı yapılanması ve faaliyetleri tam olarak bilinmemekte.
  • bu önemli kitabın türkçe baskısını bulmak zor. arayıp bulamayanlara yardımcı olmayı isterim.
  • orijinal tam ismi "nato's secret armies: operation gladio and terrorism in western europe" olan 2004 routledge basımı önemli eser. yazarı ise daniele ganser.

    https://www.routledge.com/…ser/p/book/9780714685007
  • bu kitaba ulaşamıyorum. okuyup da kitaplığına koyanlar, okuyup iade etmek şartıyla emanet verebilir mi ?

    edit: ekşi sözlük iyiki var. sevgili yazarın birisi kitabın pdf linkini verdi. telif sorunu olmaması için linki paylaşmıyorum.
  • daniele ganser'e ait olanı 2.el olarak,
    jens mecklenburg'a ait olanı ise sıfır şekilde piyasada bulunan kitap.
hesabın var mı? giriş yap