• trt televizyonunda 1986 yılından bugüne değin süren (halen var mı bilmiyorum) pazar 8x ve pazar 9x seri programlarının efendi sunucusudur. pazar akşamüstlerinin eğlencesi idi sunduğu program. heyecan ile kutulu oyunun başlamasını bekler idik. yarışmayı kazananlara kâh bursa'dan recai katmandu'nun yollamış olduğu 5 kasa şeftali, kâh çorum'dan durali koptagel'in yolladığı 1 kilo biberli leblebi verilirdi.
  • trt1 radyosu sayesinde ('cumartesi sabahi özzzel eglence programi' / 'bayram sabahi özzzel eglence programi') kitlelerin tanidigi beyefendi sunucu. fonlu saclari ve kibarliginin yanisira, gozdolduran tv kariyeriyle de sevilen bir trt buyugu. (ses sanatciligi dogrudur, sahaflarda karsimiza cikmis plaklari vardir)
  • soket edebiyatı'nın baş muharriri olan mustafa bey de, muadilleri gibi, yandan ayrık, tombi model saçlı ve pringles'ın maskotluğunu yapan toparlak adam gibi, pehlivan bıyıklı bir sunucumuz idi -hala da öyledir herhalde..

    yıllarca her pazar öğleden sonrası (doğu evropa görünümlü hikmet şimşek'in ardından tam bir orta asyalı olarak) alkışlar içinde sahneye gelirdi; bir elinde mikrofon, diğerinde arkası trt logolu, ne yazdığı hep muamma olan bir tomar dikdörtgen kağıt ile birlik..

    yanar döner şans yolu'na başlarken, telefondaki canhıraç sesli yarışmacıya üç adet soket seçtirir ve sırasını sorardı.. işte o anda, soket edebiyatının en mühim lafı edilirdi kuşkusuz: "aynı sırayla olsun, mustafa bey"..

    seçilen -misal 11, 13, 15 no'lu- soketler, o zamanın mazbut hostesleri tarafından şans yolu'nun yan tarafındaki bölmelere takılırdı (türk insanı hala böylesine ilginç ve girift bir düzenek icat edememiştir elbet)..

    şans yolu'nda o gün programa katılan şarkıcı/türkücüler yürümekle yükümlüydü, amma katılan yarışmacının tercihine uygun olarak tabii.. bazen katılan tüm zalım yarışmacılar, aynı konuk sanatçıyı seçer; diğerlerini "ben düztaban mıyım, iyi basamıyor muyum" kompleksine sokarlardı..

    bu pazar serilerinde, mustafa bey'in en mühim kader arkadaşı, yoldaşı, dert ortağı ise her programda sağ köşede, kuyruklu piyanosunun arkasında, otuz iki diş tekmil-i birden mütemadiyen sırıtan piyanist-şantör rıza silahlıpoda idi, endamını göremezdik fakat bıyığını görürdük - o da bize yeterdi zaar.
  • 90 li yillar da bitince y2k sendromuyla sifirlanacagi icin hafizasini kaybedeceginden urktugumuz, ama son and ayetiştirilen bir critical patch ile yayin hayatina devam edebilmis spikerimiz. mazallah 1 ocak 2000 de sistemi cokseydi, pazar gunleri ne yapacagimizi sasiracak, sosyal olarak patlayacaktik.
  • efendilik muessesesinin dibine vurmu$ insan. her$eyin azi da cogu da zarar ozlu sozunun dogrulugunu ispatlarcasina nezaketi bayardi. butun seyircininkini ayni zamanda elime alayim modundaki bu tavirlari beni bu efendilik delikanlilik yolundan ayiracak idi yillar once. araya miroglu girdi sagolsun.
    gene de zibidi sunuculardan iyidir kendisi. $ad olsun.
  • en çetin görevi güner ümit ve turnike star'a transfer olunca trt1'de turnike'ye devam etmek olmuştu;
    ben bi de yavuz özışık'a benzetirim kendisini, belki bi dönem rıza silahlıpoda yerine onunla arkalı önlü konuşlandığı için
  • dün bir nikahda nikah şahitliği yapan, birşey söylemek ister misiniz mustafa bey* diyen belediye başkanına* , "hayır deme hakkımı kullanıyorum" diyen kişi
  • sözlükte yazılanları okuyunca hakkının yendiğine inandığım, artık tek tük kalmaya başlayan, eski dönem beyefendilerinden bir tanesi. herhalde kendisi ile dalga geçenler memed ali bey ile ece erken'in en başta gelen izleyicileri olsa gerek. korkum, kendisi için de sonradan o guzel insanlar o guzel atlara binip gittiler dencek olması.
  • efendiligi elden birakmadigi gibi, telefon basindaki yarismacilarin soyleneneni anlayamama yetisinden guc bularak, yaptigi ince espriler de vardi ki cok pis koyardi karsidakine.. bu yonuyle cok takdir ederim kendisini.. o donemlerden hatirladigimiz; (bkz: cenk koray), (bkz: korhan abay) da vardir..
  • bu adam pazar sıkıntısı dediğimiz şeyin billurlaşmış haliydi benim için. hala da öyledir.
hesabın var mı? giriş yap