• kultur ve turizm bakanligi mustesari, turkolog.
  • müsteşarlıktan istifa etmesine karşın aday listelerinde gözükmemesini çok ilginç bulduğum profesör.
  • iş hayatımda kırdığım en büyük potlardan birinin muhatabı. hâliyle asla unutmayacağım kendisini ve o anı.
  • abdullah gül'ün başbakanlığı döneminde kültür bakanlığı müsteşarlığına atanan, gül'ün cumhurbaşkanı olmasıyla da cumhurbaşkanlığı genel sekreteri olan türkolog.
  • cok sasirtan atamanin oznesi kendisi... ben hic beklemezdim, ustelik soz konusu makam icin ugur ziyalin falan adi gecerken... saka gibi...
  • abdullah gül’ün başbakan’ken kültür bakanlığı müsteşarı olarak atamak istediği ancak mit’in olumsuz rapor verdiği mustafa isen, cumhurbaşkanlığı genel sekreterliği’ne atandı

    cumhurbaşkanı abdullah gül’ün, başbakanlığı döneminde mit’le karşı karşıya gelmesine neden olan kültür bakanlığı müsteşarı mustafa isen, cumhurbaşkanlığı genel sekreterliği görevine getirildi. mustafa isen 17 aralık 2002’de kültür bakanlığı’na müsteşar olarak atanmıştı.

    güvenlik soruşturması

    dönemin başbakanı abdullah gül ile dönemin mit müsteşarı şenkal atasagun’u karşı karşıya getiren olay şöyle gelişmişti: mit, 58. hükümetin mustafa isen’i müsteşarlık için önermesinden sonra, güvenlik soruşturması yaptı. mit’in 29 kasım 2002 tarihinde “11.011.04.155-2951-2-1905/34224” sayılı yazısında mustafa isen hakkında “olumsuz görüş” bildirildi.

    gül sahip çıktı

    ancak gül bu rapora müdahale ederek, kamuda yapılan güvenlik soruşturması raporlarının yumuşatılmasını istedi. gül, 4 aralık 2002’de mit’e gönderdiği yazıda, “kişilerin doğrudan şahısları ile ilgili olmayan, maddi delile dayanmayan, sadece soyut duyumlardan elde edilen istihbari bilgilerin gönderilmeyerek, yalnız adli makamlara intikal eden eylemlerin yazılı olarak bildirilmesi” gerektiğini bildirdi.

    “yeniden araştırın”

    gül’ün imzasını taşıyan yazıdan 5 gün sonra, 9 aralık 2002’de bu kez başbakanlık müsteşar yardımcısı mustafa çetin’in imzasını taşıyan bir yazı daha gönderildi. çetin de gül’ün yazısına atıfta bulunarak, “... adı geçen hakkında yapılan arşiv araştırmasının yeniden değerlendirilerek, sonucunun başbakanlığa bildirilmesini rica ederim” dedi.

    başbakanlık’tan art arda gelen iki yazıya mit tepki gösterdi. şenkal atasagun imzasıyla başbakanlığa gönderilen yazıda, güvenlik raporlarının deşifre edildiği, hatta güvenlik soruşturması yapılan kişiye gösterildiği belirtiliyordu: “müsteşarlığımızın zaman zaman haksız olarak zan altında bırakılması ve yapılan çalışmanın deşifre edilmesi, talep üzerine cevap verilen hususların yetkisiz kişilere, hatta tahkikat yapılan şahsın kendisine ulaştırılmakta, yargıda geçerliliği bulunmamasına ve dokümanter olmamasına rağmen, bilgilerimizin zaman zaman hukuki kovuşturmalara mesnet olarak kullanılma gayretleri gözlenilmektedir.”

    köstebek soruşturması

    başbakanlık ile mit arasında gerginlik yaratan bu atama o dönem basına da yandı. mit’in raporu basında yeralınca başbakanlık teftiş kurulu, resmi yazıyı basına sızdıran köstebeğin bulunması için başbakanlık personelinin ifadelerini aldı. teftiş kurulu’nun raporunda “yazının mit müsteşarlığı’ndan sızdırılma ihtimali olmadığı” ve “mit görevlilerinin savunmasının alınmasına bile ihtiyaç duyulmadığı” kesin bir dille vurgulanarak “mit gibi güzide bir kuruluşun, soruşturma için bile olsa zan altında bırakılması yanlış olacaktır” denildi. raporun sonuç ve öneri bölümünde ise, başbakanlık personelin bir genelgeyle uyarılması, basına bilgi sızdıran görevlilerin “kademe durdurma” ya da “yer değiştirme”yle, cezalandırılacağının duyurulmasının uygun olacağı bildirmişti.

    gül bürokratını unutmadı

    mit’in “olumsuz” görüşüne, gül ile mit arasındaki gerginliğe ve başbakanlıktaki köstebek soruşturmasına rağmen 17 aralık 2002’de mustafa isen kültür bakanlığı müsteşarı olarak atandı. kültür ve turizm bakanlıkları birleştirildikten sonra da görevine devam etti. isen 22 temmuz 2007 seçimlerinde de milletvekili olmak için akp’den aday adayı oldu. ancak ysk kesin listeleri açıklandığında isen’in adının olmadığı ortaya çıktı.

    atamanın bizatihi kendisi mesaj

    cumhurbaşkanlığı genel sekreteri kemal nehrozoğlu, 10. cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer’le birlikte 7 yıl 3 ay yürüttüğü görevini dün noktaladı ve köşk personeline veda ederek ayrıldı. nehrozoğlu’nun yerine atanan prof. mustafa isen cumhurbaşkanlığı genel sekreterliği için tercih edilmesinin “beklediği bir şey olmadığını” söyledi.

    dün öğle saatleri itibariyle atamanın kendisine henüz tebliğ edilmediğini belirten isen, “bu atama doğruysa bence atamanın bizatihi kendisi bir mesajdır” dedi. isen şöyle devam etti:

    “ilk defa bu makama bir kültür ve sanat adamı atanmaktadır. dolayısıyla, sayın cumhurbaşkanı bundan sonra burada yapacağı çalışmaların da büyük ipuçlarını vermektedir. öyle görülüyor ki bilim, kültür, sanat ve türkiye’de insan kalitesinin yükseltilmesi, köşk’ün en önemli öncelikleri arasında olacaktır.”

    erdoğan “unuttu” mu?

    akp milletvekili aday adayı olan isen’in adının ysk’ya sunulan listede yer almaması akp içinde şaşkınlık yarattı. akp kaynakları, başbakan erdoğan’ın isen’i bizzat arayarak aday olmasını istediğini, listeye konulmamasının ise tamamen “yanlışlık” olduğunu kaydettiler. isen’in, adaylık dosyasının “konulduğu yerde unutulduğu”, bu nedenle de yeniden değerlendirmeye alınmadığı iddia edildi.

    imam hatipli

    1953’te adapazarı’nda doğan mustafa isen imam hatip lisesi mezunu. ankara gazi üniversitesi’nde profesör olan isen, bir dönem ahmet yesevi uluslararası türk-kazak üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü’nde müdürlük de yaptı. isen, 17 aralık 2002 tarihinde, abdullah gül’ün başbakanlığı döneminde kültür bakanlığı müsteşarlığına atandı. isen, 22 temmuz seçimleri öncesinde ise müsteşarlık görevinden istifa ederek, politikaya atılmayı denedi. birçok kitabı alan isen özellikle eski türk edebiyatı üzerine uzmanlığıyla tanınyor.

    kaynak: http://www.turktime.com/…ult.asp?page=haber&id=7799
  • mustafa isen'in, yeni cumhurbaşkanı abdullah gül tarafından turizm ve kültür bakanlığı müsteşarlığından cumhurbaşkanlığı'nın yeni genel sekreterliğine getirilmesi çoğu kişi için sürpriz oldu. isen atanana dek, ne tahminler yapılmıştı oysa, gül'ün dışişlerindeki müsteşarı, roma büyükelçisi uğur ziyal'den, başbakanlık başdanışmanı büyükelçi ahmet davutoğlu'na, ankara valisi kemal önal'a dek pek çok isimin bu göreve getirileceği öne sürülmüştü.
    isen, isminin açıklanmasıyla şimdie dek bu göreve getirilmesi üzerinde en çok yazı yazılan genel sekreter sıfatına kavuştu. isen'in geçmişte bir göreve iadenin uygulanmasıyla ilgili olarak yargılanmış olmasından,
    imam-hatip lisesi olmasına dek, dosyası kamuoyuna kısa sürede mal oldu. gül'ün isen'i hakkına milli istihbarat teşkilatı (mit) tarafından yazılmış sakınca raporuna karşın göreve getirdiği yazıldı.
    önceki akşam cumhurbaşkanlığı basın başdanışmanı görevine getirilen meslektaşımız ahmet sever için cnn türk tarafından verilen bir davette, fikret bila ile birlikte isen'le bu konuları konuşma imkânı bulduk.
    şunları söyledi: "mit raporum var mı bilmiyorum. ilgilenmiyorum da. benim öğrencilik dönemimde kimin hakkında rapor tutulmadı ki? türkiye'nin karışık bir dönemiydi. bir örnek vereyim. asistanlar derneği diye bir dernek vardı, yönetiminde sol görüşlüler vardı. ancak benim de asistanlık yaptığım erzurum atatürk üniversitesi'ndeki dernek şubesi sağ görüşlülerin
    elindeydi. buna rağmen 12 eylül'den sonra öğrendik ki, yönetim solcuların elinde diye bütün dernek üyeleri solcu diye fişlenmiş. ama size kadarını şu söyleyebilirim. 10'uncu cumhurbaşkanımız sayın ahmet necdet
    sezer'in atama konularında ne kadar titiz olduğu biliniyor. sayın sezer benim müsteşarlığımı iki kez, önce kültür, sonra turizm ve kültür müsteşarı olarak onayladı. demek ki o da bir sakınca görmemişti."
    isen'e genel sekreter olarak özel bir projesi olup olmadığını sorunca aldığımız cevap ise ilginç ve sevindirici oldu
    "öteden beri bir hayalim var. bu konu daha önce defalarca milli komite gündemine geldi, ama kurumlar arasında uyum olmadığından uygulanamadı. konu şu: ankara dünyada iddiası olan ülkeler arasında doğru dürüst
    bir opera salonu olmayan, doğru dürüst bir büyük konser salonu olmayan tek başkent. cumhuriyet'in ilk yıllarında yapılan binaların yetersizliği ortada. oysa yerimiz de var cumhurbaşkanı senfoni orkestrası konser salonu, ankara garı ve adliye sarayı arasında hiç kullanılmayan dev bir alan var. hayalim buranın bir 'kültür adasına dönüştürülmesi. modern bir anlayışla inşa edilecek opera, konser, bale, tiyatro salonlarıyla böyle bir kültür adası hem ankara'nın, hem türkiye'nin kültürüne katkıda bulunacak. bu, yalnızca benim hayalim değil. ama gerçekleştirmek şimdi mümkün görünüyor. bunun için çalışacağım."
    isen hakkında yazılanlara, şimdiye dek köşk'ün gördüğü en sanatsever genel sekreter sıfatını da eklemek gerekebilir.

    murat yetkin

    http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=232408
  • cumhurbaşkanı'nın isabetli seçimi

    cumhurbaşkani abdullah gül, genel sekreterliğe kültür ve turizm bakanı müsteşarı prof. dr. mustafa isen'i getirdi.

    isen'in kendisini tanıdığım, kitaplarını okuduğum için, bunu isabetli bir seçim olarak değerlendiriyorum.

    ilk kez bir kültür ve edebiyat adamı, çankaya köşkü'nde bu göreve getiriliyor.

    isen, müsteşarlığı döneminde, farklı siyasal anlayıştaki kişilerin, kurumların, sivil toplum kuruluşlarının güvenini, övgüsünü kazanmış biri.

    "cumhurbaşkanı'na sanatsal öneriler" yazımda (30 ağustos 2007 hürriyet) köşk'ün sanatı yüceltmede, yönlendirmede neler yapabileceğini sıralamıştım.

    anlaşılıyor ki, cumhurbaşkanı abdullah gül, çankaya'ya kültürü birinci derecede etkili, yetkili birisiyle getiriyor.

    devletin, hükümetin atamalarında benim dikkat ettiğim, ince eleyip sık dokuduğum, oraya layık ve liyakatli insanların getirilmesidir. hele kültür alanında bu çok önemli.

    bazı mevkilere getirilecek kişilerin çevresinde saygınlık uyandırması, koşulların başında gelir.

    cumhurbaşkanı'nın, kültürle ilgisinin oranını, genel sekreteri en yüksek düzeye çıkaracaktır.

    * * *

    mustafa isen, müsteşarlığı döneminde, bakanlık ile gerek üniversiteler gerek üniversite dışındakiler arasında bağlar kurdu. hazırlanan kitaplarda, değişik düşüncelere, karşıt görüşlere yer verdi. çeşitliliğin bir okuru gerçeğe götürdüğü kuralını hiç unutmadı, hep uyguladı.

    yazarlar, şairler hakkında hazırladığı kitaplar, birçok araştırmacının, edebiyat tarihçisinin, incelemecinin başvuru kaynakları arasında yer aldı.

    dünü bilerek yarına dönük projeler yaptı, uygulamasını bildiğim, izlediğim için bunları artı hanesine kaydedebiliyorum.

    aileden söz edeyim biraz:

    eşi reyhan isen, emekli öğretmen. kızı tuğba işınsu durmuş, başkent üniversitesi'nde görevli.

    mustafa isen'e armağan'ın (*) başındaki eski edebiyat bilgininin çağdaş yüzü başlıklı yazımı şöyle noktalamıştım:

    "baktığım zaman rahatlıkla söyleyebilirim ki, öğretim üyesi, incelemeci, araştırmacı, müsteşar olarak türk edebiyatına, kültürüne gerçekten unutulmaz faydaları olan bir bilim adamı mustafa isen."

    * * *

    çankaya'da, genel sekreterlik görevi sırasında, kültüre önemli yardımları olacağından kuşkum yok.

    cumhurbaşkanı abdullah gül de, böyle bir seçim yaptığı için, bu çalışmaları destekleyecek, yüreklendirecektir.

    edebiyat ve dil yazıları (mustafa isen'e armağan), editörler: ayşenur külahlıoğlu islam, süer eker.

    doğan hızlan

    http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/…=7228658&yazarid=4
  • eski türk edebiyatında özellikle tezkire alanında önemli çalışmaları olan bir akademisyendir. künhül ahbarın tezkire kısmını ve sehi beyin heş behişt'ini yayınlamıştır. ayrıca usuli divanı ve acıyı bal etmek adlı kitapları da vardır.
  • 1953 ferizli/sakarya doğumlu türkolog, cumhurbaşkanı genel sekreteri, 2011 genel seçimlerinde sakarya akp milletvekili adayı olması beklenmekte...
hesabın var mı? giriş yap