• bahsi gecen grubun bu albumunde,liv kristinein muzige kattigi tattan eser kalmami$,aegiste tam ayarinda olan organik/inorganik dengesinin icine edilmi$,alakasiz garip sozler yazilmi$,grubun en buyuk ozelligi olan atmosfer batirilmi$tir.(bkz: allah rahmet eylesin) (bkz: rip)
  • müziğin* fransızca'daki yazılışı.
  • tek kelimeyle berbat theatre of tragedy $arkısı.
  • 2000 yılında kaydedilmiş albümün, tracklisti şöyledir:

    1. machine
    2. city of light
    3. fragment
    4. musique
    5. commute
    6. radio
    7. image
    8. crash/concrete
    9. retrospect
    10. reverie
    11. space age
    12. the new man (bonus track)
  • grubun theatre of tragedy, velvet darkness they fear, aegis gibi albümleriyle kıyaslanamayacak kadar farklı bi albümdür musique. bu noktada aman bu ne ıp tıs hiç de cool değil demek, ne kadar haklıcadır bilemicem. ayrıca bu albüm eşliğinde sabaha kadar dans etmek bile mümkün, biz bunu yaşadık bunu biliriz.
  • grubun diğer albümleri işin içine katılmadan dinlendiğinde gayet başarılı olsa da eski albümlerin duygusunu bulamadığım albüm.
  • daft punk ın bir parçası. rock n roll adlı şarkılarından sonraki favorimdir.
  • theatre of tragedy parcası.

    i synthesise and press a lighted key
    turn it on, compose a melody
    redo from start, i need more rhythm
    1 and 4 was for the commodore
    a catchy beat, i put it on repeat
    i program more, but still it's incomplete
    start and stop, where's the perfect pitch?
    i won't give up until i tap my feet.

    i'm gonna make a perfect line
    gonna make it stick to your mind
    i won't give up that magic rhyme
    got to hear it just one more time

    computer music is just like oxygen
    try and fail, again, again, again
    i need the recipe for the perfect melody
    i add more tracks, run out of dsp
    timbre and tone, i want it synthetic
    knobs and sliders, no button pushing matrix
    dadaistic, nothing too profound
    electric music resounding all around

    i'm gonna make a perfect line
    gonna make it stick to your mind
    i won't give up that magic rhyme
    got to hear it just one more time
  • 2000 yilinda henuz ortaokul yeni bitmi$ken istanbul'a i$ toplantisi icin giden babamdan istedigim ve benim icin yeri her zaman ayri olmu$, olacak albumdur. oyledir ki lise 1'e yeni ba$ladigim gunlerde bile ingilizce dersinde kurdugum ilk cumle hala aklimdadir "- have you ever listened to theatre of tragedy?" ho$, hoca tragedy of theatre olur o demi$ti ama sonra gerekli aciklamayi yapmi$tim. hey gidi gunler. ayrica aldigim ilk orijinal albumlerden biri olmasinin yani sira muzik zevkimin gelecekte kayacagi yonu de (bol elektronik oge barindiran metal muzik yani...) belirleyen albumlerden biri olmu$tur. canim benim ya dur bak biraz tozlanmi$ ustu temizleyeyim hemen!
  • kendisinden önce gelen albümlere kıyaslandığı zaman çok alakasız, uzak gibi görünse de aslında önceki albümleri tamamlayan bir albümdür bana göre.

    önceki albümler soyut konuları, derin duyguları ve karanlık bir romantizmi konu alıyordu. aslında bu bir kaçış ve bu albüm tam olarak neyden kaçıldığını konu alıyor.

    bundan önceki albümler derin anlamları içeriyordu, insana heves veren şeylerin konusu vardı. kasavetliydi, acımasızdı, üzücüydü ancak insana nice his veriyordu ve yaşamı daha lezzetli kılıyordu. şimdi her şeyin şahane olduğu bir dünya tarif ediliyor ama her şey daha mekanik.

    insanın tarihteki gelişimi de böyledir işte. dün kendisine ilham arayan insan, bugün mekanize bir mükemmellikte çırpınır durur.
hesabın var mı? giriş yap