*

  • erkekleri strese sokarlar. bu gunlerde kizlar daha bir agresif ve alingan olununca haliyle karsi cinsi de ayni sekilde etkilemektedirler. en azindan daha sik olmadiklarina sukretmek lazim.
  • çalışan kişi için muayyen gun, kadin-erkek ayrimi gozetmeksizin pazartesidir. en kil gundur. hele de pazar gununu rahat gecirmediyseniz, ve gercekten uykuya ihtiyaciniz varsa, sabah soldan kalkmaniz muhtemeldir. iş yerlerinde çıkan kavga ve tartişmalarin çoğu bugunde yaşanır. verimin en dusuk oldugu gundur.
  • -neden denize girmiyosun?
    -hastayım
    -ne hastalığı?
    -her ay olanlardan...
    -haaa..
  • birlikte olduğumuz adamların “tamam bugün seninle uğraşılmayacak, nedeni belli!” deyip tartışmayı kesip attıkları ve haklılığından emin olduğun bir anda, haksızlığa sinirinden ağlarken, “bugünlerde amma sulu gözlü oldun.” deyip bir kere daha sinirlendirdikleri günlerden, hani şu muayyen günlerden bir tane de onlara vermek istiyorum, bir kerelik, denemelik.

    sevgilimiz, erkek arkadaşımız, kocamız ya da lisedeki edebiyat hocamız, akşam çöpü alan izzet efendi... hadi hepsinden vaz geçtim en azından arabasına bindiğim şu taksici, bir kereliğine, bir günlüğüne regli olsa...

    suratsız, baş ve karın ağrılı bir şekilde “nereye?” diye sorsa, “dereye.” desem. gitsek, gitsek, yol boyunca çenesi düşse, gözü dolsa, konuşsa! ne anlatırdı acaba?

    “sabah bi uyandım...inanılmaz bi karın ağrısı, yok abla ülser başlangıcı falan diil. ben de ne olduğunu anlayamadım, sanki içim oyuluyo, kabak oyar gibi içimi oyuyo birileri, yataktan kalkayim dedim. saat üçte arabayı alıcam. ben gececiyim, biliyo musun ? nerden bilicen! neyse yataktan bi kalktım, aaa... dizlerim tutmuyo, tüm kanım çekilmiş gibi, bizim hanım bi süreliğine köye gitti, ondan beri yalnız yatıyom, aha yatağa bi baktım kan, ama nasıl, zannedersin kurban kesmişler. anlayamadım, ne nerden geldiğini, ne nereye gittiğini, banyoya gittim biraz sakinleştim. traşımı oldum. aynaya bakarken, gözüm doldu, bizim oraları özlediğimi fark ettim, bi baktım bi damla yaş. bizim hanıma da böyle olurdu, sebepsiz yere ağlardı kimi zaman. ben de ağlarım, erkekler ağlamaz falan demem ama, olmadık yerde de değil hani. anam öldüğünde, arkadaşlarla son rakı içtiğimizde, bi de fener yenildiğinde. ben fenerliyim de, başını ağrıtmıyom di mi abla? iyi, iyi. ben de iyiyim şimdi, biraz karnım ağrıyo o kadar, işe çıkmamazlık edemedim. iki çorap giydim üstüste, ayaklarım buz olmuş. neyse, gittim kahvaltı masasına oturdum, bizim oğlan çayı demlemiş. efendidir, bizim hanım iyi yetiştirdi. hep söylerim. “aaa...” dedi. “baba, senin yüzün bembeyaz, dur, otur hele.” oturdum, beraber çay içtik. bişey sormadı. sorsa da ne anlatcam zaten. baktım, iyicene büyümüş, anası gibi koyu kahve gözleri var. yaşı gelsin arabayla o çıkcak zaten. aaa... bi baktım gözlerim yine doluyor. ama hemen kendimi tuttum. oğlanın yanında, sabah sabah olacak iş diil.

    evden çıkıp durağa yürüdüm, bi sigara yaktım, iyi geldi, karın ağrım hafiflemiş gibi. durağa vardığımda veysel abi vardı sırf, bizimkiler kahvedeymiş. “dur sana bi buzkopan veriim, iyi gelir.” dedi. bunun ilacı buymuş, tabii biz bilmiyoz. gerçi veysel abi yaşı icabı biliyo demek ki. o herşeyi bilir. bizim hanım da havlu ütüleyip koyardı karnına, o geldi aklıma. ama evden çıkmıştım artık.

    arabayı aldım, çıktım yola. eve giderken belki saksıda bi menekşe alırım diye düşündüğümde, artık korktum. hani karı mı oluyorum diye.

    neyse bi günlükmüş, yarına herşey geçer dedi veysel abi...
    sağol abla sana da geçmiş olsun.

    bu derenin başında mı indireyim abla, köprüye yakın mı?
    kusura bakma senin de başını ağrıttık.
    neyse!"
  • reklam yazarlarının ped reklamlarında ısrarla kullandığı belirteç.tüm tabuları kırmaya yeminli yazarlarımızdan beklenmedik hareketler serisi volume 1.
  • tırnak diplerinin morarmasına, yüzün bembeyaz kesilip durmak bilmez kusma nöbetlerine yol açabilen ağrıların yaşandığı günler olabilir. yaşamaktan bezdirir bu durumda. neymiş efendim sağlık belirtisiymiş, biyolojik gereklilikmiş.

    takvimde şaştığı görüldüğünde ise gözleri fal taşı gibi açtıran günler(miş. ağrılı günler için "canıma minnet" dedirtecek, panikletecek, dört gözle beş kulakla beklenebilen günler miş).
  • (bkz: regl/@serol)
  • hiçbir şekilde radikal karar alınmaması gereken günlerdir. zaten bu dönemde alınacak kararların hepsi istisnasız radikal olacaktır. o yüzden, lütfen telefonunuzu kapatın ve battaniyenin altında geçirin bu günleri. kendinize acımıyorsanız sevdiginize, ailenize acıyın.
  • indie grup isimlerine güzel bir örnek.
hesabın var mı? giriş yap