mizana
-
tam armalı gemilerde randa yelkeninin asıldığı direktir.
-
-
-
basit şeyler oldu istediklerim hep:
çok çeşitli içkiler içmek;
serserilik etmek uzak limanlarda;
bumbayla seren arasındaki farkı bilmek;
çok yelkenli bir kalyonu tek başıma götürmek;
muazzam paralar kazanıp bir anda,
bir gecede tümünü yitirmek;
herkesin bir görüşte sevdiği kadınları
en çok ve başkaca sevmek.
en başta ama ve onulmazca
elsa'yı sevmek, her sabah ona dönmek.
olamadı elbet.
tümü çelişti bunların elsa'yla.
seçmem gerekti. seçtim.
bu seçimi sorgularım belki yaşlandıkça,
kuşkum yok şimdilik ama.
ve ilginç yönü şu ki üstelik bu öykünün:
ne bir mizanaya tırmandım ömrümde,
ne de tırmanacak olsam bir gün
elsa'ya dönebileceğim artık indiğimde.
roni margulies -
"merdiven'den çıkarken, kızıla kesmiş göğün -güneş yeni yükseliyordu- alnacında* kaptanın geniş sırtı ve kızıl saçlarını, omzunun üstünden de mizana direğinin randa serenine takılı bir palanganın ucunda fırıl fırıl dönen pumayı gördüm." h. g. wells - the island of dr. moreau
-
üç direkli yelkenli gemilerde en kıçtaki direk.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap