• micromegas: kucuk dev

    voltairein 1752'de yazdigi bir oyku. hatta dunyadaki ilk bilim-kurgu oykusudur. cok buyuk olceklerden bakildiginda yasamimizin ne kadar anlamsiz olacagini anlatir.

    sirius gezegeninden*micromegas uzay yolculuklariyla evreni dolasmaktadir. yuzlerce duyusu olan binlerce yil yasayan canlilarla karsilasir. sonunda dunyaya gelir. denizler ona ancak topuklarini islatacak kadar kucuk geldigi icin insanlar da mikro organizmalar kadardir. o yuzden onceleri gezegende sadece balinalarin yasadigini dusunur. insanlari farkettiginda bu kadar kucuk canlilarin icinde bilincin nasil olduguna cok sasirir. olaylar gelisir
  • bizde mikromega antolojisinde yeralir, suicyco beyce turkceye kazandirilmi$tir.
  • yarın sınavda ba$ıma iş açması muhtemel bir öykü.
  • dünya’ya yaklaşmakta olan iki uzaylı arasında geçen bir diyalog:

    "doğrusu ya, bu kürede yaşayan hiçbir canlı olmadığına inandıran beni, aklı başında hiç bir varlığın burada yaşayamayacak olduğunu düşünmemdir."
    "demek öyle!" dedi mikromegas, "belki de orada yaşayanlar aklı başında canlılar değildir."

    micromegas(1752)
  • voltarie'nin bir bilimkurgu öyküsüdür. 1908 yılında artin asuduryan ve mahdumları tarafından güzel türkçemize "yıldızdan yıldıza yolculuk ve kuyruklu yıldızlara yolculuk" gibi upuzun şimdi olsa editörü anında işten attıracak bir adla çevirilip kazandırılmıştır.
  • micromegas söze başlar:
    “itiraf etmek gerekir ki doğada muazzam bir çeşitlilik var.”
    "evet" dedi satürnlü, “doğa bir çiçek bahçesi, ve çiçekleri…”
    “oof, bırakın canım artık şu bahçeyi, çiçekleri” dedi öteki.
    "o bir, esmerler ve sarışınlardan oluşan bir demettir” diye atıldı sekreter, “esvabı…”
    “peh, bana ne sizin esmerlerinizden?” dedi, öteki.
    “efendim doğa" dedi satürnlü, "bir resim galerisidir, ve onun ana hatları…”
    “yo yo, hayır” dedi bizim gezgin, "bir daha söylüyorum, doğa, doğa gibidir. ne diye bir kıyas yapmaya uğraşırsınız ki?"

    http://library.stmarys-ca.edu/…taire/micromegas.pdf
  • (bkz: #50253938)
  • aslında dünyadaki ilk bilim kurgu öyküsü değil. hatta fransız edebiyatındaki ilk bilim kurgu öyküsü bile değil. ama mantık olarak çağdaş bilim kurgulara en yakın öykü olduğu tartışılabilir.

    not: kastettiğim şu, hani 19. yy ve sonrasının bilim kurgu hikaye ve romanlarında uzaylar fezalar robotlar derken aslında hep sağlam bir siyasi eleştiri yapılır, toplumsal mesaj verilir ya, voltaire'in micromegas'ında da bu var. daha doğrusu vardı diye hatırlıyorum çünkü 85'te mi ne okumuştum.
  • "cunku hic anlamadigimiz seyleri, en az bildigimiz dille soylemeliyiz."
  • felsefi ironi ve bilimkurgu türünü birleştirmiş bir voltaire öyküsü.
    anlamı ise yunanca "küçük büyük"tür.
hesabın var mı? giriş yap