• hayatimin bilgisayarcisi, ankarada koleje dogru giden yol üzerinde bir bilgisayarcidir kendileri. anla$ilmaz konu$malari, saçsız başı ve biyigiyla fantastik bir bilgisayarci portresi çizer.
  • hala disket oyunlarinin bulunabilecegi yer. eski bilgisayar parcalari da vardi galiba.
  • her türlü bakımı ve güncellenmesi yapılmış, evin en güzel köşelerinden birine, güneşten ve tozdan korunacak şekilde yerleştirilmiş, tüm aile fertlerince, ailenin bir bireyiymişçesine sevilen ve kibarca kullanılan bilgisayar.
  • gidip tezgahın üstünde duran teypli commodore 64'ü, amiga 500'ü görebilir, sevip okşayabilirsiniz. eğer iyi bir çocuk olursanız oyun bile çektirebilirsiniz.

    1 yıl sonra gelen edit: evet hâlâ...

    2 yıl daha sonra gelen edit: evet evet hâlâ daha...
  • 1998 senelerinde 1.44 mb lık disketlerime oyun yükletmeye gittiğim bilgisayarcı.

    bir kaç kere bilgisayar tamirine ve bilgisayar parçası satmaya gitmişliğimde olmuştu ancak fena kazık yediğimi hatırlıyorum...
  • 90'lı yıllarda disketlere oyun yükleme konusunda piyasaya hakim ankara'lı bilgisayar firması. bir arkadaşın dediği gibi koleje giderken bir binanın ikinci katında yer alırdı, hala orada mı bilmiyorum ama çıkış noktası, yine o yolda bir binanın altında ufacık bir dükkandı. oyun yükleme amacıyla bütün ankara oraya gittiği için, büyüdü, gelişti sonra bahsettiğim ikinci kata çıktı. aklımda kalan, her daim çok dolu ve hareketli olduğu ve bu hareketlilikten dolayı oyunların düzgün yüklenemeyeceği veya bir sorun çıkacağı korkusu.
  • ya arkadaş böyle son derece dürüst, temiz bi adamımdır. çocukluğumda hiç bir puştluk yapmayan süt kuzusu denen tiplerdenim işte anlıycağınız.

    yaş 12 falan herhalde. işte disketten pc de oyun oynanan dönemler. elimize gelen bazı çalışan oyunları xcopy ile kopyalayıp bilgisayarcıya götürüp abi bu çalışmıyo başka oyunla değiştirirmisin diye değiştirmeye çalışırdık. bilgisayarcı da bilirdi yaptığımızın ne olduğunu da ses etmezdi. kaz gelcek yerden tavuk esirgenmez misali.

    neyse hugo geçti elime bi arkadaş verdiydi herhalde. taktık disketi.(gri renkte a4 muhtemelen markası etiketsiz bomboş bi disket)
    intro dedikleri bi yer var işte orda mesut bilgisayar yazıyo.

    sonra çalıştı oyun bildiin hugo işte sevmedik bunu falan filan. 4 disketmiydi neydi bi de .
    hadi bunu değiştirelim diye gittik mesut bilgisayara üç arkadaş. en önde de ben

    b:bilkerk
    m:mesut bilgisayardaki abi

    b:abi bu oyunu aldık ta çalışmadı bi bakarmısın
    m: şu oyunun çekimi bitsin bakıyım( bi iş yapıyo işte orda)

    biz de aldık elimize oyun listesi yerine alacağımız oyunu seçiyoruz kendimizden emin bi ifadeyle

    m: getirin bakıyım disketi
    b: bu abi çalışmıyo

    abi bana böyle gözünün ucuyla bi baktı şöyle.
    m: bunu burdan mı aldınız
    b: evet abi bak çalışmıyo(hatırladığım kadarıyla disketin magnetik kısmını açıp parmaklayınca falan çalışmazdı öyle bi numara da yaptıydık çocuğuz işte ya)

    abi çekmeceden bi koca koli siyah etiketli disket gösterdi bize.
    m: bakın bizim bütün disketlerimiz siyahtır ve mesut bilgisayar etiketlidir.

    böyle yer yarılsa da içine girsem dersiniz ya aha öyle bi an oluştu. kıpkırmızı olmuşumdur hala hatırlıyorum.

    bişey dedik mi diyemedik mi yoksa ya bize de arkadaş söyledi mi dedik hatırlamıyorum ama hayatım boyunca en çok utandığım andır. eğer sahibi falan filan okuyosa yazsın bana bi helalleşelim...
  • şikayet var ve google yorumlarını okudum, çok etkilendim. yorumları okuduktan sonra dükkanın önünden geçmem karşı kaldırımdan yürürüm hatta sokak değiştiririm.
  • gitmem çevremdekileri de göndermem
hesabın var mı? giriş yap