• sikago universitesinde profesor ayni zamanda. hawaii'de yerliler tarafindan oldurulup kulturlerinin ve mitolojilerinin bir parcasi haline gelen captain cook (james cook) ile ilgili calismasiyla unludur.
  • "stone age economics" adlı kitabında, kabileler halinde yaşayan insanların "gerçek refah toplumları"* olduğunu savlamıştır. böylece neoklasik iktisatın "kıt kaynaklar-sınırsız istekler" varsayımının geçersizliğini, tropikal bölgelerdeki avcı-toplayıcı toplumların kaynaklarının bol, isteklerininse bu bollukla karşılaştıracak olursak, bilâkis, sınırlı olduğunu delil göstererek göstermiş olur. fakat bir ilginç husus daha dikkat çekiyor,, bunu alenen mi söylüyordu yoksa bu benim zımnî çıkarımım mı bilmiyorum fakat bu toplulukların yüzleştikleri belirsizlik de hemen hemen ihmal edilecek kadar azdır. şöyle bir diyolg hatırlıyorum kitaptan:

    - harika bir ziyafetti fakat yahu hepsini yediniz bitirdiniz, azıcığını da gelecek günler için saklasaydınız ya,, hiç "iktisatlı" davranmıyorsunuz?
    - ahaah! (gülme efekti) yarın,, yeni yakaladıklarımızla, yeni bir ziyafet veririz!

    bu nasıl bir kendine güvendir?! çok basit bir yanıtı var bu sorunun: bu adamlar, etraflarındaki doğayı çok iyi bilirler, çok az bir belirsizlik söz konusudur yaşamlarında, mahsulün nerede olduğunu, hangi mevsim hangi ihtiyaçları için nerede ne zaman olmaları gerektiğini, neyi nasıl tedarik edebileceklerini falanı filanı çok iyi bilirler. ama galiba en iyi şunu bilirler: doğa onları korur kollar. bunun içindir ki onlar da doğayı korur ve kollarlar. hiçbir zaman doğanın herhangi bir parçasını öldüresiye sömürmezler: terk etmeyi ve geri dönmeyi bilirler.

    yani bu kitap, yalnız neoklasik iktisatın temel varsayımlarından (kusurlarından) biri olan kıtlık kavramını ters düz etmekle kalmaz. dahası, liberal öğretinin köküne de kibrit suyu döker. diyeceğim o ki,, toplumların belli merhalelerden geçerek "geliştiğini" düşünmek 'civilization'dır, 'age of empires'dır falandır filandır oynarken epey eğlenceli olabilir. fakat şu, "ilerlemeci tarih anlayışı"nı savunanların, iyice bellemeleri gereken bir şey var:

    bu insanlar ne sizin sandığınız gibi, yahut bizim düşünmemizi istediğiniz gibi, sefalet içinde yaşıyorlardı, ne de faaliyetleri usdışıydı (irrational). asıl şimdi daha az uyuyoruz, daha fazla çalışıyoruz ve buna rağmen daha kötü besleniyoruz ve geleceğimizden çok daha fazla endişe ediyoruz çünkü geleceğimiz artık çok daha belirsiz.. bu mudur ussal yaşam??
  • ajandasında stone age economics de bulunan periferi yayınları'nın "kısa ve provakatif yazılardan" oluşacak risaleler serisinin ilk kitabı olarak çıkan "foucault'yu beklerken"nin bir yerinde "içimizi dışımız kültür oldu" anlamında şöyle diyor sahlins:

    " kültür sözcüğü artık her şey için kullanılmaya başlandı. şimdiki nesil için daha önce psikolojiye ya da yine etosa adanan işlevin çoğunu artık o görüyor. eskiden "washington'ın (d.c) psikolojisinden" ya da "üniversitenin etosundan" bahsederken; şimdi bunlar "washington kültürü" ve "üniversite kültürü" oldu. ayrıca "puro fabrikası kültürü" "uyuşturucu bağımlılığı kültürü" "ergenlik kültürü", "antropoloji toplantıları kültürü" de var. antropolojik nesnenin bu apaçık indirgenmesi beni uzun süre endişelendirmişti. sonra bir gün herkese " ekonomi yapmaktan" ve ekonomilerden bahsederken, ekonominin bir disiplin olarak hala var olduğunu farkettim. "sosyal" sözcüğünün tüm kullanımlarına rağmen sosoyoloji de hala ayakta. bir de yakın zamanda bir otelin asansöründe şöyle bir afiş gördüm: " 50 otel, 22 ülke, tek bir felsefe".
    kültürle ilgili sorunlarınız mı var? felsefeye ne dersiniz? artık herkesin bir felsefesi var. bu felsefeyi yok etmedi."

    puro -fabrikası- kültürü ve uyuşturucu -bağımlılığı- kültürü epey matrak.
  • türkçe'de sahlins
    1- tarihin adaları, dost kitabevi yay.
    2- taş devri ekonomisi, bgst yay.
    3- batı'nın insan doğası yanılsaması, bgst yay.
    4- foucault'yu beklerken, periferi kitap
    5- tarihsel metaforlar ve mitsel gerçeklikler, bgst yay, 2015
    6- akrabalık nedir, ne değildir? dipnot yayınları 2015
  • "insanlığın akrabası olan büyük maymunların 'sadece ölümle son bulan, sürekli ve huzursuzca bir güç peşinde koşma arzusu'na kapıldıkları ve bunun 'herkesin herkese karşı savaşı'yla sonuçlandığı da söylenemez. doğada, bizim insan doğası düşüncemiz kadar sapkın olan başka bir şey yoktur. bu anlayış, kültürel imgelem dünyamızın bir uydurmasıdır."

    (bkz: batı'nın insan doğası yanılsaması)
  • kayda değer şeyler söyleyen bir ağabey amma velakin antropolog. ya insan antropolog olur mu? git sosyolog filolog falan ol abim benim yine aynı şeyleri söyle. antropoloji kartonpiyer gibidir. biri sinirlenip bir yumruk atsa öte taraftan çıkar gider alimallah. sen değerli bir abisin güzel bir abisin git bak yoluna. ezdirme kendini berduş olursun.

    bak seviyorum seni ondan diyorum.
    tamam mı?
  • 5 nisan 2021 tarihinde vefat etmiştir.
  • 5 nisan 2021'de vefat etmiştir. antropolojiye damga vurmuş bir isimdi.
  • antropologların çalışmalarında illa rasyonel veya deterministik çıkarımlar yapmak yerine; inceledikleri toplulukların düşünce, inanış ve ritüellerini içeren mindsetlerini öne çıkarmalarını salık veren bir kurama sahipti. örnek: kaptan james cook hawaii'ye ilk ayak bastığında hawaii yerlilerin tanrı lono festivaline denk gelmiş, yerliler cook’un lono’nun enkarnesi olduğu fikrine kapılmışlardır. bunun sonucunda cook ve mürettabatı bolca izzet-i ikram görmüşlerdir. gemi bir süre sonra tekrardan adaya döndüğünde ise takvim tutmadığı için, bu sefer herhangi bir kutsaliyet atfedilmemiş, yaşanan bir gerginlik sonrası yerliler cook’u öldürmüşlerdir.

    çalışmalarına sıklıkla atıf yapılmasına rağmen son yıllarda ciddi eleştiriler de almıştır. toprağı bol olsun.
  • graeber'den sonra bir kötü haber de bu abimizden geldi. büyük adamdı. allah rahmet eylesin.
hesabın var mı? giriş yap