• (bkz: muttakin)
  • takvâ kökünden gelir, aslen "sakınan, çekinen, korkan kimse" mânâlarına gelir. allâh'tan korkan, haramlardan sakınan kişiler için kullanıla kullanıla zamanla dindar mânâsı kazanmıştır.
  • (bkz: ittika)
  • nitelikli müslüman… sorumsuzluk modern zamanların ortaya koyduğu ve özgürlük adı verilen altın tepsi ile insanlığa sunduğu manevi yıpranmışlıktır. oysa sorumluluk kainattaki en küçük canlıdan hatta kainatın ta kendisinden başlayıp kainatı yaratan yaratıcıya kadar geniş bir yelpazede kendini bilme ve bilinçli yaşayarak alayı illiyine ulaşmaya basamaktır. sorumlu insanı asıl zirveye götüren bilinç hesap günü bilincidir. hesap gününe inanan her birey zerreden küreye kadar yaratılmış her varlık için hakkaniyeti gözetir ve zerre miskal adaletsizliğe göz yumamaz. işte kuranı kerim de
    "akıbet muttakilerindir" der. ve nitelikli bir müslüman bilincini yerleştirmek için muhatabına muttaki diye seslenir ve ona eninde sonunda galip geleceğini bu kesin ayetle bildirir. sorumsuzluğun ve kalitesiz bir manevi hayatın iliklerimize kadar işlediği modern dünyada nesnelliği niteliksiz bir ruh dünyasını çok güzelmiş gibi sunanlar ve hatta “evrensel oğlum” bu diye karşımıza dikilenler muhakkak müslümanın bu yönünü törpülemek istemekteler… muttaki olmak gibi bir niyeti olan insan ise bu tür davetlere karşı yozlaşmadan yahut da en azından ne bileyim niteliğin galibiyetine inancını kaybetmeden durabiliyorsa bir şeyleri aşmış demek oluyor. işte asıl muttaki belki de o oluyor.
  • *

    "iyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. asıl iyilik, allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. işte bunlar, doğru olanlardır. işte bunlar, allah'a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir."

    (bakara/ 177)
  • muttaki, takva üzere yaşayan mü’min kişiye denir; takva da allah korkusuyla günahlardan korunmak demektir.

    --- spoiler ---

    kur’an-ı kerimden bir takva dersi:

    “...yakıtı insanlar ve taşlar olan ve kâfirler için hazırlanan o dehşetli ateşten sakının.” (bakara sûresi,14) tefsir alimlerimiz, bu âyet-i kerimede sözü edilen taşların, putlar olduğunu söylerler. bu âyet-i kerimede yakıtı taşlar olan bir cehennemin dehşeti yanında, mümini ürperten bir başka tehdit daha vardır. o da putlarla beraber yanma, aynı mekânda birlikte bulunma, onların tâbi olduğu muameleye maruz kalma zilletidir.

    takva ve salih amel, ruh ve kalbin terakkisinde iki esastırlar. salih amel ile manevi kârlar elde edilir. takva ile de bu kâr korunur ve zararlardan uzak kalınır. zarar yollarını kapamayan bir insan, kazandığından çok daha fazlasını kaybedebilir ve bu yolun sonu iflasa çıkar.

    iflasla ilgili şu hadis-i şerif çok ürkütücü ve korkutucudur:

    “ümmetimden müflis o kişidir ki; kıyamet günü namaz, oruç ve zekât gibi ameller ile gelir. buna karşılık ona buna sövmüş, iftira etmiş, kiminin malını yemiş, kiminin kanını dökmüş ve kimini de dövmüştür. ahirette bu iyilikleri hak sahiplerine dağıtılır. iyilikleri yetmeyip bittiği zaman da hak sahiplerinin günahlarından bir kısmı alınıp kendisine yüklenir ve cehenneme atılır.”

    ahmed er rufai'ye göre;

    1- şirkten takva: iman ederek şirkten korunmak. kişi böylece ebedî cehennemde kalmaktan korunmuş olur.

    2- masiyetten takva: büyük günahları işlemekten, küçüklerde de ısrardan sakınmak. takvanın en yaygın mânâsı budur.

    3-masivadan takva: kalbini, hak’tan alıkoyan her şeyden uzak tutmak
    --- spoiler ---
  • itikat sahibi anlamindadir.
  • sorumluluğunu bilen, günahlardan korunan, sorumlu davranan, hassas, donanımlı ve bilinçli kişidir. takva, 'duyarlı olmak'; muttaki de "duyarlı kişi" anlamında kabul edilebilir. (mehmet okuyan, kıssalar ne söyler ıı- hz. nuh, s. 77)
  • "allah'tan korkan, hakla batılı ayıran ve salih kimseler arasına girmek isteyen biri olmak" manasına gelir.
hesabın var mı? giriş yap