• 1908 ile 1920 yılları arasında dergilerde yayımlanmış, beş uzun stefan zweig öyküsünün çok sonra kitap olarak çıkınca verilmiş adı. bu öyküler "kızıl hastası", "leporella", "korku", "benzer-benzemez kız kardeşler" ve "lyon'da düğün"dür.
    stefan zweig, bütün öykülerinde olduğu gibi bu öykülerinde de, tek tek bireylerin yazgıları üzerinde yoğunlaşırken, öte yandan değişik toplum kesitlerinin panoramasını da vermekte.
    (bkz: stefan zweig)
  • hikaye hulasa şöyledir:fransa nın karışık bir dönemınde bir bayan kaybolan nişanlısını sormak için kurnaz ve bin yuzlu josef fıko nun yanına çıkar.fıko masadakı herhangı bır kagıdı alıp okuyormuş gıbı yaparak yardımcı olmak ıstedıgını ancak bugun aldıkları bır habere gore nişanlısının bır arazıde vurularak olduruldugunu söyler.bunun uzerıne bayan ''katıller...''dıye bagırır.sonra da olaylara katılır.ertesi gun idam edilmek uzere bır cok ınsanla birlikte bir ahıra atılır.akşamın bir vakti kendisinden once ahıra atılanlar arasında kayıp nişanlısını tanır.mahkumlar arasındakı bır papaz nıkahlarını kıyar. ufak bır nümayiş tertipenır.ardından mahkumlar bır dugun hedıyesı sunarlar o da saman balyalarıyla ayrılmıs bır gerdek odasıdır.ertesı gun askerler mahkumları idam etmeye goturmeye geldıklerınde sevgililer bu gerdek odasında çıplak bi vaziyette sarmaş dolaş mışıl mışıl uyuyorlarmış.(ondan sonra gelde idam vız gel tırıs gider de))
  • yine stefan zweig yine güzel öyküler demek lyon'da düğün.. zweig bu kitapta yine oldukça şahane psikolojik tahliller yaparken bir yandan da zamanın kıyafetini ustaca öykülerine giydirmiş. öyle ki, savaş dönemlerini tüm sarsıcı çıplaklığı ile anlatmanın yanı sıra, orta sınıf-üst sınıf insanların iç dünyalarına kadar inip bize o yılları büyük bir tablo gibi çizmiş adeta.. etkilenmemek mümkün değil. içlerinde benim adıma en akılda kalan "korku" ve "benzer benzemez kız kardeşler"..
  • stefan zweig'in kitaba adını veren öykü de dahil olmak üzere dört öyküden oluşan kitabıdır. kitaptaki öykülerin biri hariç hepsinin ölümle sonuçlanması insanı umutsuzluğa sürüklüyor.

    --- spoiler ---

    öykülerin içerikleri

    lyon'da düğün:
    fransız devrimi sürecinde idam edilecek nişanlısıyla ölüm yoluna da baş koyan bir kadın anlatılıyor. yalanlarla ayrılsa da yollar yine ölümüne aşk kazanmakta. mutsuzluk ve acının derinden hissedildiği idam cezasına çarptırılmış bir topluluk için nişanlıların aşkı, kısa süreli de olsa, bir kibritin ışık vermesi gibi mutluluk ve umut kaynağı oluyor. zweig'in ülkesinden uzak kalmasına sebep olan muhalif ve savaş karşıtı tutumunu bu öyküsünde görmek mümkün.

    • leporella:
    yalnızlık ve robotlaşmış ruhuyla kendi kadınlığını unutan leporella'nın maddi hayata ve eşyalara bağlılığını gördüğümüz leporella, aşık olduğu çapkın ve sorumsuz evin beyi için katil olmayı bile göze alabiliyor. sonuç? dışlanarak ve korku öğesi muamelesi görerek evden kovulması ile karşılaşıyor. her ne kadar leporella'nın isyan edeceği veya evin beyinin hayatını zindana çevireceği gibi ihtimaller akla gelse de tam tersine tüm hayatı boyunca biriktirdiği hazinesini de evin beyine bırakarak ölüme yürüyor leporella.

    •kaçak:
    uğruna savaşa katıldığı ve ailesinden ayrıldığı ülkesinin onu nasıl terk ettiğini ve çarlık rejiminin yıkıldığını farkeden asker, savaşın soğuk yüzünü görerek tüm umudunu yitirmesine sebep olan konuşma sonucunda ölüme yürüyor çırılçıplak. savaşmak istememek özgürlüğü ve ülkelerin sınırlarının nasıl aşılmaz duvarlar olduğunu yüzümüze çarpıyor bu öykü.

    • görünmez koleksiyon:
    goethe'nin 'koleksiyoncular mutlu yaratıklardır.' sözünden yola çıkılan öyküde bunun nasıl tam tersine dönüşebildiğini gösteriyor zweig. enflasyona karşı direnmeye çalışan ne olursa olsun, ne kadar özveride bulunduğunu sanarsa sansın her bireyin yıkımını görüyoruz.

    --- spoiler-----
  • özgün adı die hochzeit von lyonolan, türkiye iş bankası kültür yayınlarından okuduğum stefan zweig kitabıdır.

    kitap lyon’da düğün, iki yalnız insan, wondrak olmak üzere üç kısa hikayeden oluşmakta. zweig okuyanlar konunun dönüp dolaşıp bir yerde savaşa bağlanacağını bilir, üstü kapalı bir spoiler olsun bu kitap için.

    açıkçası zweig okumaya başlanacak bir kitap değil bence ancak bir solukta okunan, çok da enteresan olmayan hikayeler içeren bir kitap diyebilirim.
  • yeni baskı için konuşmak istiyorum
    abi ikinci hikâye baya çöp.bu ne azgınlık?beğenemedim.
  • ölüm mahkumlarını konu edinen minik hikaye.

    "şu birkaç saatin tadını çıkarın, hiçbirimize tek bir nefeslik bir yaşam dahi ikinci bir kez verilmeyecek ve böyle bir anda sevgiyi bulan onun keyfini çıkarmalıdır."
  • öncelikle kitap hakkında konuşmak gerekirse antimilitarist kavramları ve aşk örgüsünü burada da açıkladığını göreceğiz zweig'in. kendisi tam savaş karşıtı birisi olduğunu ve bunu öykülerinde açıkça işlediği lyon'da düğün kitabında da tasvir ettiğini gördüm.

    kitabın içeriğine gelecek olursak;

    --- spoiler ---

    kitap 3 bölümden oluşuyor bunlar;lyon'da üğün, iki yalnız insan ve wondrak.

    lyon'da düğün; 2 gencin birbirini sevmesi ve birinin devrimci olması kızın ise normal bir insan olması çocukluğundan beri birbirlierini seven fakat nişan günü 1 mayıs'da ülke içinde olayların başlamısyla evlenemeyen iki kişiyi anlatmakta. babası kızına yalan söyleyip gencin öldüğünü söylemesi üzerine kızın isyan edip zindana düşmesi ve sevdiği adamı orda görmesi bir papaz yardımıyla evlenmesi ardından ertesi gün ölmelerini anlatıyor.

    iki yalnız insan; bir topal erkeğin ve bir çirkin kadının birbirleriyle olan sohbeti ve ardından münasebetlerini konu alıyor.

    wondrak ise; kitap'da en uzun bölüm olarak karşımıza çıkıyor. çirkin ve bakımsız bir kadının herkes tarafından dışlandığı sırada ormanda çalışırken bir anda tecavüze uğraması ardından hamile kalması ve doğurmasını konu ediyor. çocuğa bakmak için çektiği acılar vs. daha sonra ise 1914'de savaşın patlak vermesiyle çocuğunu saklamaya çalışıyor ve başarısız olduğundan bahsediyor.
    --- spoiler ---

    sonuç olarak güzel bir (bkz: stefan zweig) kitabıydı. kısa ve etkili olduğu içinen azından otobüste vs. boş bir zaman aralığında okunmasını tavsiye edebilirim.
  • iş bankası yayınlarından çıkan zweig kitabı. ilk hikaye güzeldi üst entrylerde bahsetmişler zaten. ikinci hikayeyi gereksiz buldum özellikle sonunu beğenmedim. bitli baklanın kör alıcısı olur durumuna bağlanmış gibiydi tabi kısa olması öykü için dezavantajtı.

    benim için en etkileyici hikaye wondrak oldu. toplumun estetik algısı, tanrı ve inanç sorgulamaları, ahlak kavramı, ataerkil düzen, devlet eleştirisi, bunun akabindeki zorunlu eğitim ve askerlik göndermeleri, savaş karşıtlığı, kadının toplumdaki statüsü, bir toplumun sosyolojisi bir kısa hikayede neler sığdırmış sevgili zweig hayran kalmamak elde değil.
  • kitapta 3 hikaye bulunuyor. üçünde de bir noktada hikayenin içinde buluyorsunuz kendinizi. stefan zweig her zaman olduğu gibi karakterlerin psikolojilerini harika şekilde yansıtmış. ancak şunu söylemem gerekir ki ilk defa stefan zweig okuyacak biri için uygun bir kitap değil bence.çünkü hikayeler ilginç sayılmaz. aksine oldukça hayatın içinden. eleştirilen konular çok anlamlı ama ilk defa okuyan biri için sıkıcı olabilir.
hesabın var mı? giriş yap