• roma mitolojisinde keçilerin köpeklerin mutlu bi biçimde kurban edildii güsel bi gün olarak kutlanırmısh ve subat ın 15 i imiş...
  • romus ve romulusun kurtlar tarafindan bakildigi magara. (bkz: fantazi ve tarkan filmleri)
  • opera vokalli italyan grup.
  • bu festivalde keçi ve köpekler kurban edilir, ve kanları genç erkeklere sürülürdü. bu genç erkekler de imparatorluk sokaklarında dolaşarak genç kadınlara kırbaçlarıyla vururlarmış. pagan inanışına göre tüm bu ritüellerle doğurganlığın arttıracağı umut edilirdi...
  • faunus adina 15 subat tarihinde duzenlenen roma oncesi pagan festivali.
    daha sonralari paganlik ve ilgili ritueller unutturulmak uzere 14 subat'ta aziz valentin gunu kutlanmaya baslanmismis.
  • * lupercalia, antik roma'da her yıl 15 şubat'ta kutlanan gençlerin aşk festivalinin özgün adıdır. bu tarihte roma tanrıçalarından juno adına bir kutsama töreni yapılır ve birbirleriyle ilk kez birlikte olacak gençlerin adlarının yazıldığı parşömenler, o gün tanrıçaya sunulurmuş. tabi geleneksel olarak hediyeler de verilirmiş.

    nitekim hristiyanlığın güçlenmesinden sonra, pagan inançları yasaklanmış veya yerlerine hristiyan versiyonları getirilmişti. lupercalia festivali bunun bir örneğini teşkil eder. zira aziz valentine'in lupercalia festivali'nin arifesinde öldürülmüş olması iyi bir raslantıydı, çünkü böylece roma'nın bereketlilik ve döllenme kutsamalarıyla, hristiyanlığın evlilik ve çoğalma ilkesi bütünleştirilmiş oldu.
  • ----------------------------------------------------

    (bkz: 28 şubat 2016 ekşisözlük direnişi)

    (bkz: bütün entry'lerini silen yazarlar listesi)

    -----------------------------------------------------------

    (bkz: #59026321)
  • her şeyden önce, sevgili romalılar ve bu toprağın güzide insanları, hepinizin lupercalia bayramını en içten dileklerimle kutlar, küslerin barıştığı, küs olmayanların daha da kaynaştığı ve sevgi dolu olduğu bu bayramın tüm ulusumuza huzur getirmesini baş-tanrı iuppiter'den niyaz ederim.

    bildiğiniz gibi, romalıların, erken dönem / ilk julian takvimine göre ilk ay olan şubat'ın 15'i ile 21'i arasında kutladıkları bir bayram lupercalia, çocukların bayramlık kıyafetleriyle şen olduğu, büyüklerin elinden öptüğü, eli öpülenlerden pinti olanların mendil, cömert olanların ise para verdiği bu güzide bayramımızda, inanıldığına göre, vahşi doğayı sembolize eden ruhlar, her günkü düzenimize ve dünyamıza akın eder.

    d. p. harmon'ın da bildirdiği gibi, eskiçağ yazarları, lupercalia'nın bir arınma riti olduğunu yazmıştır. luperci adı verilen rahipler (varro bunlara "greges humanae" yani "insan sürüsü" diyor), lupercalia boyunca, roma'daki, en eski yerleşim mekanı olan palatium tepesi'ni tavaf ederdi. keçi / teke derisi giyip (ovidius'un ve plutarchus'un kayıtlarında da geçtiğince, cinctus ya da yunancasıyla perizoma), yol boyunca karşılaştıkları kişilere yine keçi derisinden yapılmış sırımlarla vururlardı.[1] "tam anlamıyla barbarlık!" demeyin, anakronizme saplanmayın, zira bugünün feysbuk nesline şaşılası gelse de, hiçbir rit gökten zembille inmediğinden, geçmişin onu o kılan yaşamı bir bütün olarak duyma ve anlama çabasına dayanan derin hukuku aslında insanlığın ortak mirasıdır, bugünün feysbuk beğenileri ve paylaşımları da, yüzyıllar sonra yaşayacak olan tohumlarımızın tohumlarına saçma gelmeyecek mi sanıyorsunuz? ben feysbuk paylaşımlarını da bütün olarak yaşamı manalandırma gayretinin bir parçası olarak görüyorum. her neyse.

    lupercalia'da luperci'nin yani rahiplerin sırımla dövdüğü kişilerin bereketinin artacağına inanılmıştır. dünyaya pratik pragmatizmi temel alarak bakan romalılar için kendileriyle tanrılar arasında kurulan köprü tümüyle alış-veriş mantığını işletir. romalılar buna, "do ut des" yani "vermen için veriyorum" diyor, tanrılara tapmak ve ritüelleri yerine getirmek, aslında romalıların onlardan fayda sağlaması amacını taşır. ne kadar çok verirsen ("inanırsan" hatta), o kadar çok alırsın! bu mantık, romalıların, neden ve nasıl imperium (egemenlik) alanını genişlettiğini de açıklıyor. romnalılar, en nihayetinde, idare hukukunu gözeterek ve önemle yapılandırarak, insana ilişkin her şeyin temelini insanın faydasında görmüş ve böylece yunan'ın irili-ufaklı kent toplumlarında oluşmayan büyük ölçekli idare anlayışını geliştirerek dünyanın başını roma olarak belirlemiştir (caput mundi), çünkü dünya aynı zamanda insanı simgeler, başka deyişle, temel olan insandır, her yolun roma'ya çıkmasından kasıt, aslında tanrılara ibadette bile, her yolun insana ve onun faydasına çıktığıdır.

    lupercalia bayramındaki fayda arayışı da aynı anlamı taşıyor. luperci, palatium çevresindeki kadınları da kırbaçlıyordu doğum bereketi artsın diye. zira inanılan, bu dönemde ölülerin ruhlarının, yaşayan her şeye zarar verdiğiydi.[2] peki, zarar nasıl verilir? elbette ki, romalıların dinî zihninde canlandığınca, bereketin kesilmesi yoluyla... bu zarardan, insanları korumak için rahipler, yukarıda da aktardığım gibi, karşılarına çıkan herkesi ama özellikle de bereketli doğumdan nasibini alması gereken kadınları kırbaçlıyordu. bazı yazarlar, sadece kadınların kırbaçlandığını söylese de, genel kanı, palatium etrafındaki herkesin "arınma" amacıyla kırbaçlandığıdır.

    lupercalia bayramının bir tür "arınma bayramı" olmasının nedenini bu şekilde açıklayabiliriz. yaşamsal olanı, yani toplumun bereket mantığına güdümlü zihnini, geçmişin kötülüklerinden arındırmak istiyorlardı. bu ulvî amaç için kendilerine, en eski yerleşim bölgesi olan palatium tepesi'ni seçmiş olmaları da, kötülüğün "bizzat" kaynağına ulaşma arzusuyla açıklanabilir. bir nevi "şeytan taşlama" ayinidir bu kırbaçlama ayini! kötülüğün bizzat kaynağına gidip, arındırma yoluyla, toplumu her defasında (şubat ayında), dijital aygıtı şarj eder gibi şarj etmek, rahatlatmak, gazını almak! augustus'un aşırı önem verdiği lupercalia bayramı, onun nezdinde arınma fikrine dayalı olarak gençlerin ahlakî gelişimini sağlayan bir unsurdu.[3]

    roma'nın arkaik dinî takviminde ise lupercalia yeni yıl için hazırlık anlamını taşırdı. bu hazırlığın ardındaki asıl amaç ise, luperci rahiplerinin yine doğanın vahşi elementlerini, medenî dünyadan uzaklaştırmaktı.[4] büyük üstadımız cicero ise lupercalia ritüelini ve düşüncesini "tam anlamıyla kırsal, işlenmemiş / kültürsüz ve vahşi lupercus'ların yabanıl birlikteliği"ne ("fera quaedam sodalitas et plane pastoricia atque agrestis germanorum lupercorum") yormuş, ona göre, eskiden insanların bu ritüeli yerine getirmek için toplanışı ormancıl ("coitio silvestris") hüviyette olup "insanlık ve yasalar" düzeninden öncesine ("ante est instituta quam humanitas atque leges") özgüdür.[5] humanitas'ın yani insancıllığın kavram babası olan cicero, eğer lupercalia'yı "insanlık ve yasalar öncesi" geçerli olan kültürle ilişkilendiriyorsa, bu durumda lupercalia, cicero'nun nezdinde medeniyet-dışı olur. artık "leges" yani yasalar, bereket için sırımla dövülmeyi gerektirmemelidir onca, yani cicero, lupercalia bayramıyla kötülükleri medeniyetten uzak tutmaya çabalayan geleneğin kendisini medeniyetten uzak tutuyordu. işte cicero, işte anti-lupercalizm!

    peki, lupercalia adı nereden geliyor? terimin temelinde, roma'nın kurucusu romulus ile remus'u emzirdiği için önem kazanan kurdun latince karşılığı olan "lupus" ismi bulunuyor. daha sonra "lupus" isminden türemiş olan lupercus ismi, sürüleri kurtlardan koruduğuna inanılan likya pan'ına verilmiş olup, bu tanrıya ilişkin ritlerde görev alan sığırtmaçlara "likya rahibi" anlamında luperci denmiştir, bu kişilere lupercalia bayramının organizatörleri olarak bakabiliriz. ilkin fabiani ve quintiliani soyundan gelen luperci rahipleri, daha sonradan caesar'ın onuruna, iuliani soyundan da gelir olmuş ve yine ilkin sığırtmaçlar arasından seçilmelerine rağmen, zaman içinde bahsi geçen soylu ailelerin gençleri arasından seçilmişlerdir.

    gerisi size kalmış. bu soğuk ama güzel 16 şubat gününe yakışacak ölçüde kutlayabilirsiniz lupercalia bayramını, dilerseniz, cicerocu bir duyuşla medenîliğinizi ve insanlığınızı göstermek adına bu bayramla ilgili hakaretamiz ifadeler kullanabilirsiniz. susma hakkına da sahipsiniz.

    notlar:

    1. d. p. harmon, "the lupercalia", gods, goddesses, and mythology, vol. 4, ed. by c. scott littleton, marshall cavendish, 2005, s.500.
    2. d. p. harmon, a.e.
    3. t. p. wiseman, remus: a roman myth, cambridge university press, 1995, s.82-83.
    4. d. p. harmon, a.g.e.
    5. cicero, pro ceolio 11.
    6. c. t. lewis, a latin dictionary; founded on andrews'edition of freund's latin dictionary (trustees of tufts university, oxford), "lupercus" maddesi.
  • aslında grup 1999 çıkışlı. ama buralara ulaşmamış sanıyorum. 2004 çıkışlı florilegium albümleri oldukça başarılıdır.
    2000 tarihli soehrimnir ve mediestetica isimli 2 albümleri daha bulunur.
    sonra tabi corde oblique çıktı ortaya, bu biraz daha bilinenlerden sanırım.
    meraklısı,
    arasın bulsun.
    ben nereden bulduğumu bile hatırlamıyorum.
  • tanrıça juno adına arınmak ve bereket gelmesi için 13-15 şubat arasında kutlanan hristiyanlığa geçişte yasaklanan eski bir pagan festivali.
    rahiplerce keçi ve köpek kurban edilir bu hayvanların postunu rahipler çıplak vücutlarının üzerine koyar ve kanlarını bezlere sürüldükten sonra özellikle kadınlara dokunarak bereket ve doğurganlık kazandırdığına inanılan bir roma pagan ritüeli.
hesabın var mı? giriş yap