• muhtesem kings of convenience sarkilarindan bir digeri.

    all i do is sleep all day, and think of you
    a memory of the cushion life i'm clinging to
    the image of a mutual one, our haven
    the sombre chords of our song, the fading
    love is no big truth
    driven by our genes, we are simple selfish beings
    a symphony that's you
    joyously awaking the ignorant and sleeping
    passion and its brother hate, they come and go
    could easily be made to stay for longer though
    many people play this game so willingly
    do i have to be like them, or be lonely?
    love is no big truth
    driven by our genes, we are simple selfish beings
    a symphony that's you
    joyously awaking the ignorant and sleeping
    i'll never need it again
  • en bi eglenceli kings of convenience sarkilarindan. akustik huzur.
  • beni kings of conveniencela tanistiran sarki, sarkiyla da radioparadise tanistirmisti zaten...

    gercekten uzun zamandir duymaya ihtiyacim olan guzel bir muzik yapiyor bu adamlar...
  • sadece 01.08 - 01.21 arsındaki muzik icin bile dinlenebilcek, huzur vermeyi amclamıs bir diger muhtesem kings of conveniencesarkısı. bu saniyeler arasından baska sarkı bile cıkarmıs yani ole buyuk bu adamlar.
  • keske tum hayatı bu sarkıyı dinlerken hissettigim gibi hissederek yaşasam.
    saf huzur...
  • bir sayfiye yerinde tek başına tatildesiniz. çok mütevazı ama çok zevkli bir tatil bu. can simidi, güneş yağı filan bakkaldan alınıyor. toprak yolu takip ederek kaldığınız pansiyondan plaja yürürken bu bakkalın önünden geçiyorsunuz, turuncular, yeşiller fışkırmış; çizgileri birbirinin üzerinden taşan file torbaya doluşmuş, renk renk toplardan da satılıyor. ayağınızda plaj terlikleriniz, üstünüzde plaj kıyafetiniz*, askılı elbise/şort-tişört var bir de. havlunuzu omzunuzdan geriye atmışsınız. öyle çanta filan yok yanınızda, yani cep telefonu, blekberi, ayfoğn vs söz konusu değil. sadece yüzeceksiniz. geçmişten parçalar geçiyor aklınızdan, bir tebessümle.. işte o anda bilincinizin fonunda bu şarkı çalıyor. öyle bir ezgi...
  • öncellikle entel sensin lektüel de sana girsin demek istiyorum.

    entel tayfanın demet akalınıymış.

    bu zırvaları geçersek, aşk tokadı yiye yiye fenalık geçirmiş bünyeye mükemmel dokunuşlar yapan ezgidir.

    aşk dediğin hissiyatın sıkılganlıktan, bencillikten çıkabileceğini de hatırlatmıştır bana. o nedenle kafaya fazla takmadan, sırtındaki yükü atmak gerek. işte bu noktada erland ile erik devreye girip gitar riff'lerine başlıyorlar ve sen de onlara eşlik ediyorsun:

    love is no big truth,
    driven by our genes we are simple selfish beings,
    a symphony that's you,
    joyously awaking the ignorant and sleeping...

    söyle bakalım şimdi "i'll never need it again,again,again".
hesabın var mı? giriş yap