134 entry daha
  • vurdulu kırdılı filmlerden hoşlanmayan insanların da canını sıkabilecek derecede sıkıcı bir film..

    --- spoiler ---
    imdb'den 8.0 alması çok iyi bir referanstı ve ilk 3-4 dakikası gerçekten umut vaadediyordu. ancak kendisi için, 'hayatımın 102 dakikasını çalmış film dersem' pek yalan olmaz. gazetede "iki yitik ruh çok geçmeden birbiriyle tanışır" diyor. evet 102 dakikanın yaklaşık 40. dakikasında konuşmaya başlıyorlar.

    internetteki bir comment'te "when bob met charlotte" cümlesini okuduğumda, ikisinin muhabbet etmeye başladığı zamana kadar geçen süre boyunca (ki bu yaklaşık olarak 40. dakika) bir olay örgüsü, bir karakter gelişimi bekliyordum, ki subjektif fikrim filmlerin en güzel kısımlarının bu geliştirme süreçleri olduğu yönünde. her neyse.. zaten şarlot ablam ile bob amcam derinliği olan insanlar değil, kişilik çatışmaları birkaç dakikada çözülemeyecek cinsten değil. bob'un karısı ve şarlot'un kocası ise (bildiğimiz gibi) işlerine fazla zaman ayırdıkları için partnerlerini ilgisiz bırakan insanlar, bunlar da oldukça basit şeyler. bob amcam nihon'a reklam filmi için gidiyor ve oradaki nihon-jin'lerle gerek lisanının gerekse de kültürünün farkı nedeniyle anlaşmakta zorluk çekiyor, evet oldukça komplike, anlatmakta bile zorluk çekiyorum.

    en sonunda ve bir şekilde yollarını birleştiriyorlar ve oldukça orijinal hikayelerinden kesitler dinliyoruz. kızımız new york'ta doğmuş, ama daha sonra melekler şehri'ne taşınmış. bob amca da evliliğinden çocuklarından bahsediyor... daha fazla yazamıyorum zira, o kadar üst düzey bir anlatım ve sanatsal akıcılık mevcuttu ki devamını hafızamda tutamadım.

    canı sıkılanların canını daha çok sıkmak için güzel bir film. bu sayede aptallaşıyor, filmin adını bile hatırlamanız birkaç dakika sürüyor..

    sonuç olarak, coppola'nın kızına kızmıyorum, kendime kızıyorum. bu filmin beş kere eline verebilecek demirkubuz filmlerine burun kıvırırken, sırf imdb'de 154 numarada ve en iyi orijinal senaryo oscarını aldığı için izlediğime yanıyorum..
    --- spoiler ---

    not: en yakın zamanda japonya'ya gidip gömleğim ve donumla bir plaza camının kenarına oturacağım. o zaman belki fotografi neyin anlarım..
391 entry daha
hesabın var mı? giriş yap