like someone in love
-
-
60 lardan firlamis bir parca gibi bizi mutlu eden başarılı bir düzenlemeye sahip şarkı.
-
sözlerini de yazayım tam olsun:
lately
i find myself
out gazing at stars
hearing guitars
like someone in love
sometimes the things i do astound me
mostly whenever you're around me
lately i seem to walk
as though i have wings
bump into things
like someone in love
each time i look at you
i'm limp as a glove
and feeling
like someone in love -
1944'te jimmy van heusen (müzik) ve johnny burke (sözler) tarafından yazılmış, hollywood müzikali belle of the yukon'da boy göstermiştir. björk'ten önce şarkıyı yorumlayanlar arasında ella fitzgerald, chet baker ve frank sinatra gibi efsaneler mevcut.
-
carol kidd 'in de yorumlamis oldugu, bjork 'ün debut 'sunda tüyleri diken diken eden yorumu disinda frank sinatra versiyonunun da dinlenmesi farz olan essiz güzellikteki sarkilardan birisi.
-
bir abbas kiarostami filmi.
-
kiarostami'nin japonya'da japon oyuncularla japonca çektiği son filmi. başlarda filmin adı 'the end' olarak açıklansa da sonradan like someone in love'da karar kılınmış. ve böylece sinema tarihinin gelmiş geçmiş en güzel isme sahip filmlerinden biri olmuş.
konusu ise okulu için gereken parayı fahişelik yaparak kazanan genç bir kız ile yaşlı bir adam arasında yaşananları anlatıyor.
film, filmekimi 2012 kapsamında gösterilecek. umudum filmekimi sonrası hemen vizyona da girmesi - kısmet nasip. -
normal şartlar hasıl olduğunda kiarostami sinemasını sevdiğimi belirterek topa gireyim ki, sözlükte fanatiği varsa gelip de heyheylenmeye meyletmesin.
filmi izleme fırsatı bulmuş oldum bu akşam. açıkçası ilk on beş dakikada gelip çöreklenen kanaatim, filmin sonunda da değişmedi. bugüne kadar izlediğim en yavan, en sıradan, en dişe dokunur bir hali olmayan kiarostami filmiydi bana kalırsa. ha yine muhteşem planlar var, evet, adamın yönetmenlik becerisi her seferinde olduğu gibi yine kendini belli ediyor, fakat tüm bunlar filmi tastamam iyi film yapmaya yetiyor mu ? bence hayır. kafama silah falan dayanmadıkça ya da yanıbaşımda herhangi bir tehdit unsuru olmadıkça oturup da ikinci defa izlemem. -
ismi ve afişi bu kadar güzel bir filmin o duyguyu yaşatamaması güzel olmasa da, fena değildi diyebilirim. peki neden güzeldi diyemiyorum? çünkü film öyle duru kalmış ki, sanki hiçbir duygu ifade etmiyor gibi. ki ben sadece bir manzara resmine bakarak bile binlerce şey düşünüp, bayıldım diyebilirim. ben bile bu filmden fazla bir haz alamadıysam başkası hiç alamadı demektir. filmin sevdiğim tek yanı tokyo'dan sahneler izlemek ve güzel görselliği oldu.
-
sinema izleyicisinin kişisel yaşam serüveni doğrultusunda her 10 yılda bir yeniden izlemesi gereken türden bir film. bir bardak suda fırtına... yine de yönetmenin filmlerinden en iyiler listesi yapsam ilk üç'e almam.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap