• les trois écologies” veyahut türkçe adıyla üç ekoloji, pierre félix guattari’nin kehanetler kitabı olarak okunabilir. son derece doğru tespitlerle geleceğin haritasını çizmiştir guattari dayım, ve zaten guattari haritaları çok sever, bir kartograftır aynı zamanda; filozof, müzik teorisyeni ve klinisyen olduğu gibi.

    bu kitap, ekolojik alanlardan bahsediyor ancak, sadece ekoloji değil, eko-politik ile de ilgili ve guattari bir kavram yaratıyor: ekosofi. bu kavram guattari’den daha önce de kullanılmışsa da, kavramın tam vukufa kavuşması guattari iledir.

    (bkz: ekosofi)

    kitapta, sadece ekolojik dengenin korunması, çernobil faciası gibi şeylerden bahsedilmez, buna karşı alınabilecek durumlardan ya da negri & guattari’nin pek sevdiği ifadeyle “yeni direnme odakları” gözler önüne serilir. özellikle ekosofi bağlamında teknokratik bakış açısının bir şeyler getirebilmekten uzak olacağını savunan guattari, nitekim haklıdır da.

    guattari, çevre sorunlarının politika, estetik, ekonomi ve sosyal durumlarla bir arada düşünülmesi gerekliliğine vurgu yapar. ekolojik bunalımın [*] çözümü için sosyal, kültürel ve politik ancak tam anlamıyla “gerçek bir devrim” gerekliliğini savunur guattari.
    burada karl marx ve louis althusser’e sıkı bir selam çakan guattari işi bir adım ileri taşıyarak, “maddi ve manevi varlıkların üretim amaçlarının yeniden üretimi”
    konusuna girer. buradaki marx & althusser selamının sebebi,
    das kapital’in en önemli konularından olan ve louis althusser tarafından,
    idéologie et appareils idéologiques d’etat” kitabında mükemmel açıklanan,
    üretim araçlarının yeniden üretimidir.

    guattari, bu kitapta efendimiz baruch spinoza (a.s) hazretlerine de bir selam çakar:
    “doğa, ne kadar baskıya maruz kalabilir?”
    spinoza, bu soruyu insan bedeni için sormuştur:
    “bir beden neler yapabilir, ne kadar baskıya maruz kalabilir?” şeklinde.

    bu kitabın en büyük şanssızlığı ali akay tarafından türkçe’ye tercüme edilmesidir. anlaşılabilmesi için bir kat daha performans gerektirmesi sadece bu yüzdendir. ancak yine de diğer deleuze & guattari kitaplarına nazaran iyi bir çeviridir, hatta diğerlerinin yanında mükemmeldir.

    bu kitap, sosyal ekoloji mevzuunun mihenk taşıdır.
    ormanda tabii ki 10 beyaz kaplan gücündedir.
    __________

    [*] guattari öldüğü zaman durum bunca gözler önünde ve açık tehdit durumunda değildi ve kimseler pek konudan haberdar değildi. nitekim halen ankara’nın suyu lezizdir diye ekranda içen zihniyet, çernobil sırasında çay içmişti ekranlarda. kazım koyuncu’nun ve daha birçok karadenizli’nin ölüm sebebinin çernobil kaynaklı kanser olduğu ciddi biçimde tartışılıyor, mümkündür de.

    (bkz: félix guattari/#13540133)

    şurada bir az bir şeyler var:
    http://en.wikipedia.org/…osophy#f.c3.a9lix_guattari
  • gecen sene hakkında gerceklestirilen* * murat alat moderatorlugundeki bir panel ile merakımı cezbeden, türkçe tercümesi ile - çok iyi iş çıkarılmak istendiği belli ama- hiç bir şey anlaşılmayan, ve anlamak için uğraşmaktan yilarak belki arada biseyler kaparım diye tamamladığım deneme. ali akay 'in yorumları ve notları da oldukça değerli gibi* ama abicim, yani bu kitabı sen kendine mi yazdın? kendine yazdıysan önsöze yazsaydın da en azından başlarda anlayacağız diye ugrasmasaydik.

    bu arada incecik kitaptaki referanslari da hakkıyla okumak lazım öncesinde diye düşünüyorum. eski ben olsa referansları okur döner kitabı bi daha okurdu ama o kadar yıldım ki yazı dilinden, pes ediyorum. * *
hesabın var mı? giriş yap