• son olarak "yeryüzünün lanetlileri" adıyla avesta yayıncılıktan çıkan, bir dönem black panther taraftarlarından filistin ulusal kurtuluş mücadelesi militanlarına elden ele dolaşan anti-sömürgeci başucu kitabı. bir nevi eylem kılavuzu...

    (bkz: sömürgeci ve sömürgeleştirilen insan)
    (bkz: albert memmi)
    (bkz: bunu alan bunu da aldi)
  • antonio negri- michael hardt çizgisinde ele alındığında proletarya sadece işçi sınıfından değil, dünyanın lanetini üzerinde taşıyan herkesten oluşur. ezilen, ayrım gören, zulum gören herkes -istisnasız bir biçimde- dünyanın lanetlileri arasındadır.
  • basligi bir ihtimal incil'den, bir ihtimal de enternasyonal'den alinmis fanon kitabidir.
  • şeriati'nin modernizm ve medeniyet adlı kitabında da çokca atıf yapılan eser.
    sartre önsözü de öyle yumruk gibi durur ki, batının deşifresi sayılabilir.
    "bu, afrikalı zencinin yazdığı bir kitap değil, imal ettiği bir bombadır. ben bu bombayı sermaye orospularının burjuva yuvası olan paris'te bugünkü çağdaş medeniyetin kin ve çirkef dolu bu başkentinde, batı düzenine karşı afrika'nın bu kin bombasını patlatmak istiyorum. çünkü batının çürümüş olan insanı ve kokuşmuş düzeni temizlenmek için bu bombaya muhtaçtır."
    -günah çıkarma ritüelini sever batı hem-
    "amsterdam, paris, londra vs.'ye bir kaç aylığına bir grup asyalı veya afrikalı genç getirip gezdireceğiz; elbiselerini, süslemelerini değiştirecek ve biraz dilin yanısıra sosyal tavır ve davranış tarzı öğreteceğiz. kısaca, kendi kültürel değerlerinden soyup ülkelerine geri göndereceğiz.
    artık onlar daha fazla kendi akıllarından konuşan türde insanlar olmayacak ve bizim borazanımız haline geleceklerdir. biz eşitlik ve insanlık sloganlarını haykıracağız, onlar da asya ve afrikada insanlık ve eşitlik sözlerimizi yankılandıracaklar."

    -önsözleri seviniz-
  • --- alıntı ---

    "bay kruşçev birleşmiş milletlerde ayakkabısını salladığında ve yumruğunu masaya vurduğunda azgelişmiş ülkelerin tek bir temsilcisi, tek bir sömürge insanı gülmez. çünkü bay kruşçev, onu izlemekte olan sömürge ülkelere, füze sahibi bir mujik olan kendisinin bu zavallı kapitalistlere hak ettikleri şekilde davrandığını göstermektedir."

    --- alıntı ---
  • kitabın başlarında yaptığı şiddete karşı şiddet önerisi, temelini uzun yıllardır hakim olan sömürgeci iktidarına yönelen ve asker, polis gibi baskı unsurları yüzünden açığa çıkamayan büyük nefret birikiminin geleneksel anlaşma yollarıyla boşaltılamayacağı öngörüsünden alır. ona göre çok büyük soykırımlar, aç bırakmalar ve işkence gibi ancak sömürgenin isyan ettiği dönemlerde rastlanan sömürgeci tepkileri olmasa da klasik bir sömürge iktidarının sömürülen halkın sırtından kazandıkları ve bu kazanımları sömürge halkını sefaletten gebertmek pahasına elde etmesi, kazanımlarını kaybetmemek içinde silaha başvurarak oluşturduğu baskı ortamı, sömürge halkı üzerinde yoğun bir duygusal tahribata ve toplumsal boyutta psikiyatrik sorunlara yol açmıştır. fanon bu nevrotik toplumsal durumun ancak sömürgeciye karşı girişilecek ve zaferle sonuçlanacak silahlı bir mücadele yoluyla tedavi edilebileceğini iddia eder ve ancak ondan sonra yeni ulusun inşa sürecinin başlaması gerektiğini söyler. bunun tam tersinin olması durumunda yani sömürgecinin ülkeden atılması 20. yüzyılın ikinci yarısında bazı afrika ülkelerinde olduğu gibi sömürgecinin göstermelik lütfuyla, şiddetsiz bir biçimde gerçekleşirse eski sömürgenin aydın ve burjuva kesimi yüzyılların verdiği eziklik yüzünden asla sömürgeciyle olan çıkar bağlarını koparamayacak ve sömürgeci gizli iktidarını başka dolaylı yollardan sürdürmeye devam edecektir.
  • kitabın kendisi kadar hatta kimi zaman ondanda fazla önsözünden bahsedilir.. ki bu haksız bir bahsediş değildir. zira avrupalı seçkinlerin beyaz olmayanlardan kend!leri gibi seçkin bir ahali yaratmaya çalışmıştır her daim.. tek amacı vardır sömürünün "partenon! ve kardeşlik!". işte tam bu noktada avrupalı bir yazarın gayet vicdanlı ve bir o kadarda sömürü karşıtı ağır bir dille kaleme aldığı önsöz, fanon'un yazdıkları kadar önemsenmiştir.. 68 kuşağından yedi yıl önce kaleme alınması da ayrıca dikkate alınmalıdır. önsözü okurken meyliniz de varsa eğer sarter'ın kendisiyle -avrupa- olan hesap!aşmasını gayet dürüst ve samimi bulabilirsiniz.. ki burada durup az buçuk yazarın öncesinde/sonrasında yazdıklarına bakmakta fayda var zira sarter'ın sömürü karşıtlığındaki kendi sömürü anlayışının aslında kabul edilebilir olduğu yönündeki "karşıt"lığını iyi okumak lazım.

    sokak ağzıyla söylemek gerekirse.. önsöz bildiğin gaz veriyor.. bir anda sömürge karşıtlığı damarlarına kan gitmeye başlıyor. bu açıdan gayet başarılı.. ayrıca sömürge politikalarının ırk kökenli önyargıların oluşmasında ve katmanlaşmasında etkili ve hatta teşvik edici olduğu yönündeki argüman da dikkate değerdir. 50'lerden sonra kaleme alınan ve sömürülenlerin kaleminden sömürüyü okumak önemli.

    "biz olmayı başarıyor isek bunun sebebi, yalnızca başkalarının bizi başkalaştırmak için giriştikleri faaliyetleri kökten ve kalben reddedişimizdir"*

    (bkz: la rage du peuple/#16897188)*
  • jean paul sartre'ın bu kitaba önsözü kitap kadar ünlü olmakla beraber kitabın ve fanon'un salt şiddet manyağı olarak gösterilebilmesine de önayak olmuştur. halbuki fanon şiddeti mutlak amaç olarak koymaz onu analiz etme çabası içindedir.
hesabın var mı? giriş yap