• vladimir nabokov'un 3 ciltten olusan, 50'li yillarin basinda amerikadaki bir universitede verdigi derslerin notlarinin derdest edilmesiyle olusturulmus, her ayri cildi "avrupa edebiyati klasikleri", "rus edebiyati klasikleri" ve "don kisot" basliklarini ayri ayri irdeleyen yapit. nabokov gibi, kanimca 20. yuzyilin en buyuk yazarlarindan birinin (ve hatta birincisi- seklinde klasik oyunbazligi yapacaktim lakin nabokov boyle klise bir kullanim gorse fena tasak gecerdi herhalde) edebiyat hakkindaki gorusleri, etkilendigi yazarlar ve kimi "buyuk+anit" yazarlar hakkindaki olumsuz fikirlerini gormek acisindan cok onemli oldugu soylenebilir.

    islenen eserler soyle,
    avrupa edebiyati klasikleri basliginda:
    mansfield park-jane austen
    bleak house- charles dickens
    dr jeykl and mr hyde - robert louis stevenson
    madame bovary - gustave flaubert
    degisim - franz kafka
    kayip zamanin izinde - marcel proust
    ullyses - james joyce

    rus edebiyati klasiklerini incelerken yazarlardan gidiyor nabokov, ve eserlerden ziyade yazarlar uzerine odaklaniyor; gogol, tolstoy, dostoyevski, cehov, turgenyev gibilerinin eserlerini irdeliyor.

    nabokov pek agresif bir insanmis, benim anladigima gore, konu kendisi disindaki edebiyatcilar hakkinda kelam etmek oldugunda. misal bir roportajinda "conrad*, mann* vs.. gibi yazarlar bana hicbir sey ifade etmiyorlar, benim icin yok sayilirlar" diyor. sartre, camus, thomas mann gibi yazarlari alenen berbat ilan etmekte hic cekinmiyor nabokov. ayni sekilde yukarida saydigimiz kitap serisinde, avrupa edebiyatina deginirken sectigi eserleri sevdiklerinden sectigi icin fazla elestiri yapmasa bile; balzac, mann..vs gibi bircok yazari direk yoksayarak (balzac'i da kotu buldugunu belirteyim bu arada nabokov'un) bu konuda tavrini belli ediyor; ama asil bombalarini rus edebiyati seckilerini elestirirken patlatiyor nabok.
    gogol'ü pasa, cehov'u aga ilan ederken, esas ilginc gorusleri tolstoy ve dostoyevski ustune...

    tolstoy'u rus edebiyatinin en buyuk ismi olarak ilan ediyor nabokov ve anna karenina, benim anladigim kadariyla nabokov'un en sevdigi kitaplardan birisi (ada or ardor'un baslangicinda "her mutsuz aile birbirine benzer, her mutlu aile ise birbirinden farkli bir bicimde mutludur diye alenen gonderme yapmayi, gondermeyi yaparken anna karenina'nin giris cumlesini ters yuz etmis gerzek ingilizce tercümeye giydirmeyi unutmadigini hatirlayalim)(not: sonradan edit ile ekledigim bu simdiki parantezde, anna karenina'nin nabokov tarafindan 19 yuzyilin en buyuk romani olarak goruldugunu bir yerlerde okudugumu belirteyim, evat). misal soyle bi cumlesi var: "bir turgenyev kitabina basladiginizda, kitabin bir turgenyev kitabi oldugunu hemen anlarsiniz. ama bir tolstoy kitabina basladiginizda, heyecan icinde sayfalari cevirmek ve olaylari okumaktan, kimin kitabi oldugunu dusunmeye vaktiniz kalmaz."
    tolstoy'un ataerkil yontem ahlakciliginin pek ustunde durmuyor nabokov; ona gore asil onemli olan mesaj veya ahlak degil, uslup; ve tolstoy'un bu konuda erisilmez oldugunu belirtiyor. tek ufak elestirisi, tolstoy'un, "anna karenina'nin siyah saclarinin levin'in iktisadi ugraslarindan daha onemli oldugunun farkina varamamasi" ile olusmus o birkac bolum (ki o birkac bolum bana "eeeytere bea skicem ama haa" dedirtmisti). tolstoy'un asiri ahlakciligina bu sakin yaklasim, lolita gibi, oylesi gergin bir konuda sifir ahlakcilik ile isin icinden siyrilip tamamen uslubuna konsantre olmayi becerebilmis bir yazardan beklenmeyecek bir sey mi? aslinda beklenir, cunku tolstoy, nabokov'un belirttigi gibi, bir ahlakci oldugu kadar bir dahiyane bir yaratici...

    dostoyevski'ye ise sasirtici derecede asagilayan bir sekilde yaklasiyor, kesinlikle onemsemeyip, dahasi her kitabini sirayla elestiriyor nabokov. diyor ki, "dostoyevski'nin kitaplarinda karakterler etle ve kemikle varolmazlar, dostoyevskinin boslukta salinan dusunceleridir onlar, yazarin karakterlerini bir cisme buruyememesi yuzunden bikbikbik...". dostoyevski'de karakterin dis gorunusu kisaca bir anlatilir, ondan sonra gelen sahnelerde bulunulan ortam, havanin durumu, karakterlerin giysileri veya hareketleri gibi cok onemli bir suru ayrintilar tamamen bosverilir. buna karsilik tolstoy'da karakterler, sanki tolstoy'un onlar icin yarattigi dunyada ozgurce hareket ederler, yaptiklari, ettikleri; ister konusurken ister dururken her zaman insanin gozunde canlanabilecek bir bicimde tasvir edilmistir. diyor nabokov. ayriyetten dostoyevski'nin de ahlakcilikta epeyce costugu kimi kitap pasajlarina (mesela "suc ve ceza" yi islerken, raskolnikof'un cinayeti isledikten sonra kariyla ayni odada incil okudugu sahnenin bir cumlesinden yola cikarak butun kitabi essegin gotune sokmayi beceriyor, beni ikna etti*) dikkat cekiyor.
    aman cok uzadi alin okuyun be kardesim.
hesabın var mı? giriş yap